Yargıtay 20. Hukuk Dairesi 2012/9323 Esas 2013/347 Karar Sayılı İlamı

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi


Taraflar arasındaki tapu iptali ve tescil davasının yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davacılar vekili tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:

K A R A R

Davacılar...Mahallesi 473 ada 16 ve 17 sayılı parsellerin kendileri adına tapuda kayıtlı olduğunu, kuzeyden bitişik 473 ada 25 sayılı parselin de kendilerine ait olup, bu parsellerle bütün halde kullanıldığını iddia ederek, tapu kaydının iptali ile adlarına tescilini istemişlerdir. Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiş, hüküm davalı Hazine tarafından temyiz edilmiş, dairece bozulmuştur.
Hükmüne uyulan Yargıtay 20. Hukuk Dairesinin 05.10.2009 tarih ve 2009/11514 - 14209 sayılı bozma kararında özetle; "Mahkemece yeniden yapılacak keşifte, kesinleşmiş orman tahdit haritası ve tapulama paftası ölçekleri eşitlenerek birbiri üzerine orman ve fen bilirkişiler eliyle aktarılarak, taşınmazın tahdit hattına göre konumunun belirlenmesi, orman tahdit hattı dışında kaldığının anlaşılması halinde 3402 sayılı Yasanın 14 ve 17. maddelerindeki zilyetlikle kazanma koşullarının araştırılarak sonucuna göre bir karar verilmesi" gereğine değinilmiştir. Mahkemece, bozma kararına uyulduktan davanın kesin hüküm nedeniyle reddine karar verilmiş, hüküm davacılar vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava dilekçesindeki açıklamaya göre dava, tapu iptali ve tescil niteliğindedir.
Çekişmeli taşınmazların bulunduğu yerde tesbit tarihinden önce 1950 yılında yapılıp kesinleşen orman kadastrosu ile daha sonra 03.03.1993 tarihinde ilânı yapılıp kesinleşen aplikasyon ve 2/B uygulaması vardır.
İncelenen dosya kapsamına, kararın dayandığı gerekçeye ve dava konusu 473 ada 25 sayılı parselin 1972 yılında yapılan tapulamada ...328 parsel numarası verilerek sınırlandırılmasının yapıldığı, davalı olması nedeniyle tesbitinin yapılamadığı, davacıların ve satın aldıkları..."ın taraf olduğu kadastro mahkemesinin 1991/1 E. - 1998/2 sayılı kararı ile davalı alanın orman sınırı içinde kaldığı belirlenerek, bu parselden ifraz edilip orman niteliği ile tapuya tescil edildiği, bu hükmün herhangi bir şekilde ortadan kaldırılmadığı ve taraflar arasında kesin hüküm oluşturduğu ve tarafları bağlayacağı, anlaşılarak yazılı şekilde hüküm kurulmasında bir isabetsizlik bulunmadığına göre, yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddi ile usul ve yasaya uygun olan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı onama harcının temyiz edenlere yükletilmesine 28.01.2013 günü oybirliği ile karar verildi.