20. Hukuk Dairesi 2012/10770 E. , 2013/337 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Kadastro Mahkemesi
Taraflar arasındaki davanın yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı gerçek kişi vekili tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:
K A R A R
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle,.... İli,.... İlçes... Köyünde yapılan kadastro çalışmaları sırasında ...mevkindeki 179 ada 1, 2, 8, 9 ve10, .... mevkii 181 ada 1, 2, 4, 5, 6, 7, 8, 9, 10, 13, 14, 16, 19 ve 20, 194 ada 1, 2 ve 3 nolu parsel sayılı taşınmazların 6831 sayılı Kanunun 2/B maddesi uyarınca öncesinde devlet ormanı olmasından bahisle davalıların zilyet oldukları şerhi ile Hazine adına orman sınırı dışına çıkarılmış olmasına rağmen, müvekkiline ait olduğunu bildirerek taşınmazların Hazine adına yapılan tespitlerinin iptali ile davacı adına tapuya kayıt ve tescil edilmesini talep etmiştir. Mahkemece, davacı tarafın taleplerinin dava konusu edilen taşınmaz tutanaklarının beyanlar hanesinde gösterilen zilyetlik şerhlerine itiraz niteliğinin yanı sıra, taşınmazların 6831 sayılı Kanunun 2/B maddesi uyarınca Hazine adına orman dışına çıkarılmış olmasına yönelik olduğu ve Hazine adına yapılan tespitlerin de iptali istendiği, bu nedenle, genel mahkemelerin görevli olduğu gerekçesiyle görevsizlik kararı verilmiş, hüküm davacı gerçek kişi vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava dilekçesindeki açıklamaya göre, dava; 2/B madde uygulaması ile orman sınırları dışına çıkarılan taşınmazda bulunan kullanım durumuna itiraza ilişkindir.
Çekişmeli taşınmazın bulunduğu yerde tesbit tarihinden önce 3116 sayılı Kanuna göre 1948 yılında yapılıp kesinleşen orman tahdidi ile daha sonra 3302 sayılı Kanunaa göre 18.03.1999 tarihinde yapılarak 02.06.1999 - 02.12.1999 tarihleri arasında askıya çıkartılan ve dava tarihinde kesinleşen aplikasyon ve 2/B madde uygulaması vardır.
5831 sayılı Kanunun ek 4. maddesi hükmüne göre kullanım kadastrosu yapılmış ve 06.08.2010 - 06.09.2010 tarihleri arasında ilân edilmiştir.
Davacı, 3402 sayılı Kanunun ek. 4. maddesine göre hakkında tutanak düzenlenen dava konusu taşınmazlar üzerindeki kullanım durumu ile taşınmazların mülkiyetine ilişkin talepte bulunduğuna, taşınmaz hakkında kadastro tutanağı düzenlenmiş olmasına göre, davada görev kadastro mahkemesine ait olup, yerel mahkemenin bu konudaki değerlendirmesi doğru görülmemiştir. 3402 sayılı Kanunun 25. maddesine göre kadastro mahkemesinin görevi ve yetkisi kadastro tutanağı düzenlendiği anda başlar. Dava konusu taşınmazlara, 5831 sayılı Kanunun 8. maddesiyle 3402 sayılı Kanuna eklenen ek 4. maddesi gereğince kadastro tutanağı düzenlendiği ve uyuşmazlığın çözümünde kadastro mahkemesi görevli olduğu halde, mahkemece, mevcut dava yanlış vasıflandırılarak yazılı şekilde karar verilmiş olması isabetsizdir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle; davacı tarafın temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, bozma nedenine göre diğer yönlerin bu aşamada incelenmesine yer olmadığına, temyiz harcının istek halinde yatırana iadesine 25/01/2013 günü oy birliği ile karar verildi.