Abaküs Yazılım
17. Hukuk Dairesi
Esas No: 2015/167
Karar No: 2015/8536
Karar Tarihi: 11.06.2015

Yargıtay 17. Hukuk Dairesi 2015/167 Esas 2015/8536 Karar Sayılı İlamı

17. Hukuk Dairesi         2015/167 E.  ,  2015/8536 K.

    "İçtihat Metni"


    MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi


    Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine dair verilen hükmün süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü:
    -K A R A R-

    Davacı vekili, müvekkiline trafik sigortalı, davalı şirket adına kayıtlı aracın dava dışı 1.43 promil alkollü sürücü ... yönetiminde iken karıştığı kazada 3.kişiye ait aracın hasarlandığını, sürücü ...ın asli kusurlu (arkadan çarpmaktan) olduğunu, zarar gören araç için hak sahibine 7.218 TL hasar bedelinin ödendiğini, kazanın münhasıran alkolün etkisinde gerçekleştiğini, davalı sigortalı hakkında 7.218 TL asıl alacak ve ferilerinin tahsili için ... takibi yapıldığını, davalının itirazı üzerine takibin durduğunu belirterek davalının itirazının iptali ile takibin devamına ve inkar tazminatına karar verilmesini talep etmiştir.
    Davalı vekili, müvekkilinin diğer faaliyetleri yanında araç kiralama işini de yaptığını, kazaya karışan aracın 14.5.2011 tarihli 1 yıllık kiralama sözleşmesi ile sürücü ..."e kiralandığını, müvekkilinin kusur ve sorumluluğunun olmadığını, işleten sıfatının bulunmadığını belirterek davanın reddini savunmuştur.
    Mahkemece, davanın reddine karar verilmiş; hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
    1-Dosya içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde, dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre davacı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir.
    2-Dava, ... şirketi tarafından, kendi sigortalısı aleyhinde itirazın iptali şeklinde açılan rücuen tazminat istemine ilişkindir.
    Davacı vekili, sigortalı aracın sürücüsü ..."in olay anında 1.43 promil alkollü ve %100 kusurlu olarak, 3.kişiye ait araca çarparak hasarladığını, 7.718 TL hasar bedelinin zarar gören hak sahibine ödendiğini, kazanın münhasıran alkolün etkisi altında meydana geldiğini, bu halin teminat kapsamında olmadığını belirterek, sigortalısı (akidi) aleyhinde rücuen tazminat davası açmıştır. Mahkemece, sigortalı aracın, sigortalı tarafından uzun süreliğine dava dışı sürücüye kiralandığı, davalının işleten konumunda olmadığının kabulü ile davanın reddine karar verilmiştir.
    2918 sayılı ..."nun 95/2.maddesine göre; ... sözleşmesinden veya ... sözleşmelerine ilişkin kanun hükümlerinden doğan nedenlerle sigortacının tazminat yükümlülüğünün kaldırılması veya azaltılmasına ilişkin haller sigortacı tarafından 3.kişilere karşı ileri sürülemeyeceğinden, sigortacı zarar görene ödeme yaptıktan sonra tazminatın kaldırılması ya da indirilmesini sağlayabileceği oranda kendi ... ettirenine rücu edebilecektir.
    Dolayısıyla davalı (sigortalı) şirketin işleten sıfatını taşımaması, onun kiracısıyla iç ilişkisine ait bir sorun olup, sigortacının ... poliçesine dayalı olarak tazminatın kaldırılması ya da azaltılmasını sağlayabileceği oranda başvurabileceği kimse aracın işleteni kim olursa olsun, sadece ... sözleşmesinin tarafı olan (akidi) ... ettiren (sigortalı) olduğundan, işleten sıfatının değiştiğinden bahisle davanın reddine karar verilmesi doğru değildir.
    30.09.2010/30.09.2011 vadeli 11869617 nolu ... poliçesinin taraflar arasında yapıldığı davalının, davacı sigortacının akidi olduğu hususunda ihtilaf yoktur. Davacı vekili, kazanın münhasıran alkolün etkisi altında gerçekleştiğini ileri sürerek bu davayı açmıştır.
    2918 sayılı ..."nun 48.maddesinde; alkollü içki alması nedeniyle güvenli sürme yeteneklerini kaybetmiş kişilerin karayolunda araç sürmelerinin yasal olduğu ifade edilmiştir.
    Karayolları Trafik Yönetmeliğinin "Uyuşturucu ve Keyif Verici Maddeler ile İçkilerin Etkisinde Araç Sürme Yasağı" başlıklı 97/1. maddesinde; alkollü içki almış olması nedeniyle güvenli sürme yeteneğini kaybetmiş kişilerin karayolunda araç sürmelerinin yasak olduğu açıklandıktan sonra, bu konu ile ilgili olan "b-2" bendinde; alkollü içki almış olarak araç kullandığı tesbit edilen diğer araç sürücülerinden kandaki alkol miktarı 0.50 promil üstünde olanların araç kullanamayacakları belirtilmiştir.
    Öte yandan, Kasko sigortası Genel Şartlarının B.5.5 maddesinde; Ayrıca Kara Taşıtları Kasko Sigortası Genel Şartlarının A.5.5. Maddesinde, taşıtın Karayolları Trafik Kanunu uyarınca yasaklanan miktardan fazla içki almış kişiler tarafından kullanılması sırasında meydana gelen zararların, kasko poliçe teminatı dışında olduğu belirtilmiştir.
    Bununla birlikte, Kasko Sigortası Genel Şartlarının A.5.5 maddesinin dayanağını teşkil eden ..."nun 48. maddesinin yasaklamayı düzenleyen ilk fıkrasında, alkollü içki almış olması nedeniyle güvenli araç sürme yeteneklerini kaybetmiş kişilerin karayolunda araç sürmeleri yasaklanmış olup, aynı maddenin 2. fıkrasındaki yönetmelik düzenlenmesine olanak tanıyan hükümde, yasaklama yetkisi yönetmeliğe bırakılmış olmadığından, Karayolları Trafik Yönetmeliğinin 97. maddesinde, yukarıda anılan yasa hükmü tekrarlandıktan ve mütakip, uyuşturucu veya keyif verici maddeler ile alkollü içkilerin oranlarının ne şekilde saptanacağı belirlendikten sonra, yasada yer alan hükmü dikkate almadan salt 0.50 promilin üstünde alınan alkol miktarına göre araç kullanma yasağı getirilmesinin yasal dayanağı bulunmadığından geçersiz bulunmaktadır. Geçersiz yönetmelik hükümlerinin yasaya aykırı bir şekilde genel şart olarak kabülü de mümkün değildir.
    O halde, hasarın teminat dışı kalabilmesi için kazanın meydana geliş şekli itibariyle sürücünün salt (münhasıran) alkolün etkisi altında kaza yapmış olması gerekmektedir. Diğer bir anlatımla, sürücünün alkollü olması tek başına hasarın teminat dışı kalmasını gerektirmez. Üstelik, böyle bir durumda hasarın teminat dışı kaldığının ispat yükü TTK"nun 1281. maddesi hükmü gereğince sigortacıya düşmektedir.
    ..."ın yerleşik uygulamalarında; sürücünün aldığı alkolün oranının doğrudan doğruya sonuca etkisi bulunmadığından, mahkemece nöroloji uzmanı, hukukçu ve trafik konusunda uzman bilirkişilerden oluşan bilirkişi kurulu aracılığıyla olayın salt alkolün etkisiyle gerçekleşip gerçekleşmediğinin, alkol dışında başka unsurlarında olayın meydana gelmesinde rol oynayıp oynamadığının saptanması, sonuçta olayın tek başına alkolün etkisiyle meydana geldiğinin saptanması durumunda, oluşan hasarın poliçe teminatı dışında kalacağından davanın kabulüne aksi halinde reddine karar verilmesi gerekeceği ilkesi benimsenmektedir. (YHGK 23.10.2002 gün ve 2002/11-768-840; YHGK 7.4.2004 gün ve 2004/11-257-212; YHGK 2.3.2005 gün ve 2005/11-81-18; YHGK 14.12.2005 gün 2005/11-624-713 sayılı ilamları)
    Somut olayda; davalı araç sürücüsü 1.43 promil alkollü olarak araç kullanırken, trafik sebebiyle yavaşlayan ve önünde seyreden 3.kişiye ait araca, arkasından çarpmıştır. Ancak, yukarıda açıklanan ilkelere göre, sürücünün alkollü olması yalnız başına hasarın teminat dışında kalmasını gerektirmez. Oluşan hasarın salt alkolün etkisi altında oluşup oluşmadığının saptanması gerekir. Bu konuda mahkemece inceleme yapılmamıştır. Eksik inceleme ile hüküm kurulamaz.
    Bu durumda mahkemece, iş bu davanın davalı sigortalı (akit) hakkında açılacağının kabulü ile aralarında nöroloji ve trafik uzmanı bilirkişilerden oluşacak, ... Teknik Üniversitesi veya ... Müdürlüğü Fen Heyeti gibi kurum veya kuruluşlardan seçilecek bilirkişi kurulundan, olayın oluş şekli, yol, hava, gün durumu ve dosya kapsamı birlikte değerlendirilerek, kazanın münhasıran alkolün etkisi altında gerçekleşip gerçekleşmediğinin, başka unsurlarında etkili olup olmadığının, sürücülerin olaydaki kusur durumlarının, zarar gören araçta meydana gelen gerçek zarar miktarının tespiti hususlarında ayrıntılı, gerekçeli, denetime elverişli bir rapor alınarak sonucuna göre karar verilmesi gerekirken yazılı olduğu biçimde hüküm kurulması doğru görülmemiştir.
    Kabule göre de; davalı ile dava dışı ... arasında araç kiralama ilişkisi olduğu kanıtlanamadığı halde bu sebeple davanın reddine karar verilmesi de doğru değildir.
    SONUÇ: Yukarıda 1 nolu bentte açıklanan nedenlerle davacı vekilinin sair temyiz itirazlarının reddine, 2 nolu bentte açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davacıya geri verilmesine 11/06/2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.










    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi