Abaküs Yazılım
Ceza Genel Kurulu
Esas No: 2021/51
Karar No: 2021/185

Yargıtay Ceza Genel Kurulu 2021/51 Esas 2021/185 Karar Sayılı İlamı

Ceza Genel Kurulu         2021/51 E.  ,  2021/185 K.

    "İçtihat Metni"

    Kararı Veren
    Yargıtay Dairesi : 6. Ceza Dairesi
    Mahkemesi :Asliye Ceza

    Sanık ... hakkında konut dokunulmazlığını ihlal suçundan açılan kamu davasının şikâyet yokluğu nedeniyle düşürülmesine ilişkin Samandağ Asliye Ceza Mahkemesince verilen 25.02.2015 tarihli ve 134-27 sayılı hükmün, Cumhuriyet savcısı tarafından temyiz edilmesi üzerine dosyayı inceleyen Yargıtay 13. Ceza Dairesince 19.12.2018 tarih ve 6789- 18736 sayı ile;
    "Mağdura yönelik konut dokunulmazlığının ihlali ve mala zarar verme suçları nedeniyle sanıklar hakkında şikâyet yokluğu nedeniyle düşme kararı verilmiş ise de 5237 sayılı TCK"nın 142/4. maddesi uyarınca hırsızlık suçu ile birlikte işlenen konut dokunulmazlığının ihlali ve mala zarar verme suçlarında şikâyet şartı aranmadığından sanıkların mahkûmiyeti yerine hatalı şekilde düşme kararı verilmesi," isabetsizliğinden bozulmasına karar verilmiştir.
    Bozmaya uyan Yerel Mahkemece 10.06.2019 tarih ve 18-545 sayı ile, sanığın konut dokunulmazlığını ihlal suçundan TCK"nın 116/1, 62/1, 51, 51/3 ve 63. maddeleri uyarınca 5 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına, hapis cezasının ertelenmesine, bir yıl süre ile denetime tabi tutulmasına ve mahsuba karar verilmiş, bu hükmün de sanık tarafından temyiz edilmesi üzerine Yargıtay 13. Ceza Dairesince 11.11.2020 tarih ve 7515-11450 sayı ile, sanık hakkında belirlenen hapis cezasından TCK’nın 119/1-c maddesi gereğince artırım yapılmaması isabetsizliğinden CMUK’nın 326/son maddesi gözetilmek suretiyle bozulmasına karar verilmiştir.
    Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı ise 07.12.2020 tarih ve 88806 sayı ile;
    "1412 sayılı CMUK"nun 5320 sayılı Kanun"un 8. maddesi uyarınca halen yürürlükte bulunan 310. maddesinde, "Temyiz talebi, hükmün tefhiminden bir hafta içinde hükmü veren mahkemeye bir dilekçe verilmesi veya zabıt katibine yapılacak beyanla olur, beyan tutanağa geçirilir ve tutanak hakime tasdik ettirilir. Hükmün tefhimi sanığın yokluğunda olmuşsa bu süre tebliğ tarihinden başlar."
    Bu açıklamalar ışığında uyuşmazlık konusu değerlendirildiğinde sanığın kararı 10.07.2019 tarihinde tebliğinden bir haftadan sonra 27.08.2019 tarihinde kararı temyiz ettiği anlaşılmıştır.
    Bu itibarla itirazın kabulüne ve sanığın temyiz talebinin süresinden sonra yapılmış olması nedeniyle 1412 sayılı CMUK"nun 5320 sayılı Kanun"un 8.maddesi uyarınca hâlen yürürlükte bulunan 310 ve 317. maddeleri uyarınca reddine karar verilmesi gerektiği," görüşüyle itiraz kanun yoluna başvurmuştur.
    CMK"nın 308. maddesi uyarınca inceleme yapan Yargıtay 6. Ceza Dairesince 03.02.2021 tarih ve 10437-1504 sayı ile itiraz nedenlerinin yerinde görülmediğinden bahisle Yargıtay Birinci Başkanlığına gönderilen dosya, Ceza Genel Kurulunca değerlendirilmiş ve açıklanan gerekçelerle karara bağlanmıştır.
    TÜRK MİLLETİ ADINA
    CEZA GENEL KURULU KARARI
    Özel Daire ile Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı arasında oluşan ve Ceza Genel Kurulunca çözümlenmesi gereken uyuşmazlık; sanığın temyiz talebinin süresinde olup olmadığının belirlenmesine ilişkin ise de Yargıtay İç Yönetmeliği"nin 27. maddesi uyarınca öncelikle; sanığa başvuracağı yasa yolu şeklinin usulüne uygun olarak bildirilip bildirilmediğinin değerlendirilmesi gerekmektedir.
    Sanığın, 09.01.2015 tarihinde işlediği iddia olunan mala zarar verme, konut dokunulmazlığını ihlal ve nitelikli hırsızlık suçlarından cezalandırılması talebiyle açılan kamu davasında yapılan yargılama sonucunda, mala zarar verme ve konut dokunulmazlığını ihlal suçlarından açılan kamu davasının şikâyet yokluğu nedeniyle düşürülmesine; nitelikli hırsızlık suçundan ise 142/2-h, 35, 62/1, 53 ve 63. maddeleri uyarınca 2 yıl 13 ay 15 gün hapis cezası ile cezalandırılmasına, hak yoksunluğuna ve mahsuba karar verildiği,
    Hükümlerin sanık ve Cumhuriyet savcısı tarafından temyiz edilmesi üzerine Yargıtay 13. Ceza Dairesince 19.12.2018 tarih ve 6789-18736 sayı ile nitelikli hırsızlık suçundan kurulan mahkûmiyet hükmünün onanmasına; mala zarar verme ve konut dokunulmazlığını ihlal suçlarından verilen düşme kararlarının ise bozulmasına karar verildiği,
    Yerel Mahkemece bozma kararına uyularak sanığın mala zarar verme suçundan TCK’nın 151/1, 62/1 ve 52/2. maddeleri uyarınca 2.000 TL adli para cezası ile cezalandırılmasına; konut dokunulmazlığını ihlal suçundan ise 116/1, 62/1 ve 51. maddeleri uyarınca 5 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına ve cezasının ertelenmesine ilişkin 10.06.2019 tarihli kısa kararın sanığın yokluğunda verildiği, kısa karar ile gerekçeli kararın birbiriyle uyumlu olduğu, kısa ve gerekçeli kararların son paragrafında; "Dair, tarafların yokluğunda hazırda bulunanlar açısından kararın tefhiminden, hazırda bulunmayanlar açısından kararın tebliğinden itibaren yedi gün içesinde mahkememize veya mahkememize gönderilmek üzere başka yer asliye ceza mahkemesine verilecek bir dilekçe ile mahkûmiyet kararına karşı Yargıtay İlgili Ceza Dairesine, temyiz, HAGB kararına karşı Hatay Nöbetçi Ağır Ceza Mahkemesine itiraz, başvurusunda bulunulabileceği hak ve yolları açık, adli para cezası yönünden 6217 sayılı Yasa"nın 26. maddesi ile 5320 sayılı Ceza Muhakemesi Kanununun Yürürlük ve Uygulama Şekli Hakkında Kanun’a eklenen geçici 2. madde gereğince kesin olmak üzere verilen karar açıkça okunup anlatıldı." şeklinde açıklamalara yer verildiği,
    Bu kararın da ceza infaz kurumunda bulunan sanığa 10.07.2019 tarihinde Çarşamba günü tebliğ edildiği, tebliğden itibaren yedinci gün olan 17.07.2019 tarihinin de Çarşamba gününe tekabül edip bu tarihte herhangi bir tatilin söz konusu olmadığı,
    Ulusal Yargı Ağı Projesi (UYAP) bilişim sisteminden yapılan sorgulamada sanığın karar tarihinde Hatay T Tipi Kapalı Ceza İnfaz Kurumunda başka suçtan hükümlü olarak bulunduğu,
    Sanığın Hatay T Tipi Kapalı Ceza İnfaz Kurumundan gönderdiği 27.08.2019 tarihli dilekçe ile temyiz talebinde bulunduğu,
    Anlaşılmaktadır.
    Olağan kanun yollarından olan temyiz incelemesinin yapılabilmesi için bir temyiz davası açılmış olmalıdır. Temyiz davasının açılabilmesi için de 1412 sayılı CMUK"nın 5320 sayılı Kanun"un 8. maddesi uyarınca uygulanması gereken 310. maddesine göre iki şartın varlığı gereklidir. Bunlardan ilki istek, ikincisi ise süre şartıdır.
    Uyuşmazlık konusu olayda istek şartının gerçekleştiği konusunda bir tereddüt bulunmadığından süre şartının gerçekleşip gerçekleşmediği üzerinde durulmalıdır.
    CMUK’nın, 5320 sayılı Kanun’un 8. maddesi gereğince uygulanması gereken 310. maddesinde, temyiz isteminin yüze karşı verilen kararlarda hükmün tefhiminden itibaren bir hafta içinde hükmü veren mahkemeye verilecek bir dilekçe ile veya zabıt kâtibine yapılacak beyanla olacağı, bu takdirde, beyanın tutanağa geçirilerek hâkime tasdik ettirileceği, yoklukta verilen kararlarda ise temyiz süresinin tebliğle başlayacağı belirtilmiştir.
    2709 sayılı Türkiye Cumhuriyeti Anayasası’nın 40/2. maddesininde; "Devlet, işlemlerinde, ilgili kişilerin hangi kanun yolları ve mercilere başvuracağını ve sürelerini belirtmek zorundadır" hükmüne yer verilmiş,
    Bu düzenlemeye paralel olarak 5271 sayılı CMK’nın;
    34/2. maddesinde; "Kararlarda, başvurulabilecek kanun yolu, süresi, mercii ve şekilleri belirtilir",
    231/2. maddesinde; "Hazır bulunan sanığa ayrıca başvurabileceği kanun yolları, mercii ve süresi bildirilir",
    232/6. maddesinde ise; "Hüküm fıkrasında, 223 üncü maddeye göre verilen kararın ne olduğunun, uygulanan kanun maddelerinin, verilen ceza miktarının, kanun yollarına başvurma ve tazminat isteme olanağının bulunup bulunmadığının, başvuru olanağı varsa süresi ve mercinin tereddüde yer vermeyecek şekilde açıkça gösterilmesi gerekir",
    Şeklindeki emredici düzenlemeler yer almıştır.
    5271 sayılı CMK’nın "Tutuklunun kanun yollarına başvurması" başlıklı 263. maddesi de;
    "1- Tutuklu bulunan şüpheli veya sanık, zabıt kâtibine veya tutuklu bulunduğu ceza infaz kurumu ve tutukevi müdürüne beyanda bulunmak suretiyle veya bu hususta bir dilekçe vererek kanun yollarına başvurabilir.
    2- Zabıt kâtibine başvuru hâlinde, kanun yollarına başvuru beyanı veya dilekçesi ilgili deftere kaydedildikten sonra bu hususları belirten bir tutanak düzenlenerek tutuklu bulunan şüpheli veya sanığa bir örneği verilir.
    3- Kurum müdürüne başvuru hâlinde ikinci fıkra hükmüne göre işlem yapılarak, tutanak ve dilekçe derhâl ilgili mahkemeye gönderilir. Zabıt kâtibi başvuruyu ilgili deftere kaydeder.
    4- Zabıt kâtibi veya kurum müdürü tarafından ikinci fıkra hükmüne göre işlem yapıldığı zaman kanun yolları için bu Kanunda belirlenen süreler kesilmiş sayılır." şeklinde düzenlenmiştir.
    Öte yandan, ayrıntılarına Ceza Genel Kurulunun 04.06.1984 tarihli ve 2-196 sayılı kararında yer verildiği üzere, ilgili kişinin yüzüne karşı verilen bir hükme yönelik yasal temyiz süresi, tefhimle birlikte başlamakta olup sonradan yapılan karar tebliği, temyiz süresini yeniden başlatmayacaktır. Ancak, tefhim ile birlikte temyiz süresinin işlemeye başlaması için kanun yolu bildiriminin Kanun"un öngördüğü şekilde ve ilgiliyi yanıltmayacak biçimde yapılması gerekmektedir. Anayasa’nın 40/2. maddesi ile 5271 sayılı CMK"nın 34/2, 231/2 ve 232/6. maddeleri uyarınca gerek yüze karşı, gerekse yoklukta verilen hüküm ve kararlarda, başvurulacak kanun yolu süresi, başvuru yapılacak merci ile başvuru şeklinin hiçbir duraksamaya yer vermeyecek biçimde açıkça belirtilmesi zorunludur. Yanılgılı bildirim nedeniyle temyiz hakkının etkin kullanılmasının engellendiği hâllerde temyiz isteminde bulunan bu yanılgısından faydalanması gerektiğinin kabulünde zorunluluk bulunmaktadır. Örneğin, yasal temyiz süresi yedi gün olduğu hâlde Yerel Mahkemece, kanun yolu süresinin on beş gün şeklinde hatalı olarak gösterildiği durumlarda temyiz edenin yedinci günden sonra verdiği dilekçesinin kabul edilerek temyiz incelemesi yapılması gerektiği gözden uzak tutulmamalıdır.
    Bu bildirimlerdeki temel amaç tarafların başvuru haklarını etkin bir biçimde kullanmalarının sağlanması ve bu eksiklik nedeniyle hak kayıplarına yol açılmamasıdır. Ancak burada dikkat edilmesi gereken husus eksik veya yanılgılı bildirim nedeniyle bihakkın kullanılmasının engellenip engellenmediğinin belirlenmesidir. Bildirimdeki eksikliğin yol açtığı bir hak kaybı bulunmamakta ise, bu durum eski hale getirme nedeni oluşturmayacaktır.
    Bu açıklamalar ışığında ön soruna ilişkin yapılan değerlendirmede;
    Hüküm tarihinde Hatay T Tipi Kapalı Ceza İnfaz Kurumunda başka suçtan hükümlü olarak bulunan sanık ...’ya 10.07.2019 tarihinde tebliğ olunan Yerel Mahkeme kararına ilişkin "Dair, tarafların yokluğunda hazırda bulunanlar açısından kararın tefhiminden, hazırda bulunmayanlar açısından kararın tebliğinden itibaren yedi gün içesinde mahkememize veya mahkememize gönderilmek üzere başka yer asliye ceza mahkemesine verilecek bir dilekçe ile mahkûmiyet kararına karşı Yargıtay İlgili Ceza Dairesine, temyiz, HAGB kararına karşı Hatay Nöbetçi Ağır Ceza Mahkemesine itiraz, başvurusunda bulunulabileceği hak ve yolları açık, adli para cezası yönünden 6217 sayılı Yasa"nın 26. maddesi ile 5320 sayılı Ceza Muhakemesi Kanununun Yürürlük ve Uygulama Şekli Hakkında Kanun’a eklenen geçici 2. madde gereğince kesin olmak üzere verilen karar açıkça okunup anlatıldı." şeklindeki kanun yolu bildiriminde sanığın hükümlü olarak bulunduğu ceza infaz kurumu ve tutukevi müdürüne beyanda bulunmak suretiyle veya bu hususta bir dilekçe vererek kanun yoluna başvurabileceğinin bildirilmediği, bu nedenle kanun yolu bildiriminin Anayasa’nın 40/2, 5271 sayılı CMK’nın 34/2, 231/2 ve 232/6. maddelerinde öngörülen şekilde olmayıp ilgiliyi yanıltacak biçimde olduğu, yanılgılı bildirim nedeniyle sanığın temyiz hakkını etkin kullanmasının engellendiği ve temyiz isteminde bulunan sanığın bu yanılgısından faydalanması gerektiği hususları göz önünde bulundurulduğunda, sanığın 27.08.2019 tarihli temyiz talebinin süresinde olduğu kabul edilmelidir.
    Bu itibarla Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı itirazının değişik gerekçeyle reddine karar verilmelidir.
    SONUÇ :
    Açıklanan nedenlerle,
    1- Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı itirazının değişik gerekçeyle REDDİNE,
    2- Dosyanın, mahalline gönderilmesi için Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİ EDİLMESİNE, 29.04.2021 tarihinde yapılan müzakerede oy birliğiyle karar verildi.

    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi