13. Hukuk Dairesi 2016/26291 E. , 2019/11496 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki sözleşmenin iptali davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı avukatınca temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü.
KARAR
Davacı, 27.08.2014 tarihinde dava konusu otomobilin ikinci el olarak davalıların verdiği araçta lokal ufak boyaları haricinde herhangi bir hasar ya da darbesinin bulunmadığı bilgisine güvenilerek satın alındığını, takip eden gün aracın servisine götürüldüğünde aracın ağır hasarlı bir araç olup 28.622,00 TL harcanmasını gerektiren onarıma ihtiyaç duyduğunun öğrenildiğini, aracın gizli ayıplı olduğunu ileri sürerek, sözleşmenin feshi ile araç için ödenmiş olan bedelin iadesine ya da araçta oluşan 24.000,00 TL bedel kaybının davalılardan tahsiline ve 5.000,00 TL manevi tazminata hükmedilmesini dilemiştir.
Davalılar İlk Derece Yargılama Makamına sunmuş oldukları yanıt dilekçesi ile davanın reddi gerektiğini savunmuşlardır.
Mahkemece, davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacı tarafından temyiz edilmiştir.
1-Dava ikinci el araç satışında ayıba karşı tekeffül hükümlerine göre açılan alacak istemine ilişkindir. Mahkemece; red gerekçesi olarak hükümde, dava konusu aracın davalılar tarafından davacıya satışı esnasında önceye dayalı kaza geçirmiş vaziyette olduğunun mahkemenin kabulünde olduğu, ancak davalıların tavsiyesine rağmen davacının dava konusu aracı yetkili servise değilde işinin ehli olmayan bir ekspertiz hizmeti veren şahısa incelettiği, araçlardaki hasar durumunun ancak alanında uzman ekspertiz tarafından belirlenebileceği ve davacının muayene yükümlülüğünü yerine getirmediği, araç bedelinin iadesi karşılığında aracın davalılara iadesi durumunda aracın uzun bir süre davacıda kalması, aracın el değiştirip tekrar davacıya geçmiş olması karşısında bu durumun davalıların mağduriyetine yol açacağı ve hakkaniyete uygun düşmeyeceği, ayrıca davacının dava konusu aracı 07/08/2015 tarihinde 60.500,00 TL bedelle başkasına sattığı sözleşme serbestisi ilkesi doğrultusunda tarafların anlaşabileceği fiyata satılabileceği ve bu satıştan davacının zarar değil hatta kar elde ettiği gösterilmiştir.
Toplanan delillerden ve dosya kapsamından davacının aracın ayıplı olduğu hususunu önceden bilmediği, aracın ayıbını öğrenir öğrenmez eldeki davayı açtığı mahkemenin ve tarafların kabulündedir. Davacının, satın aldığı araçla ilgili olarak Trafik Şube Müdürlüğünce tutulan kayıtları, aracın sigorta kayıtlarını, Tramer kayıtlarını inceleme, Tramer"e SMS atarak bilgi edinme yükümlülüğü yoktur. Davacı aracı satın alırken mevcut ayıbı bilmediğine göre, aracı davalı akidinden alırken ayıplı olduğunu bilmeyerek daha yüksek meblağ ödediğinden aradaki farkı akidinden istenebileceği kabul edilmelidir. Davalı taraf, satış öncesinde davacıyı aracın ağır hasarlı olduğu konusunda bilgilendirdiğini veya davacının bu hususu bildigini ispatlayamamıştır. Satışa konu araç ayıplıdır. Satıcı ayıpların varlığını bilmese bile onlardan sorumludur. Davacı 6098 sayılı TBK 219 ve sonraki ayıba karşı tekeffül maddeleri hükümlerine göre davalıdan tazminat istemekte haklıdır. Diğer yönden, kural olarak her dava, açıldığı tarihteki fiili ve hukuki sebeplere ilişkin koşullara göre hükme bağlanır. Yargılama sırasında dava konusu aracın dava dışı üçüncü şahısa satılmış olması da bu sonucu değiştirmez. Mahkemece, davacının talep edebileceği tazminat miktarının konusunda uzman bilirkişi tarafından da dosya kapsamında belirlendiği görülmekle var ise, bu rapora karşı sunulan itirazlar da karşılandıktan sonra hasıl olacak sonuca uygun şekilde karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde davanın reddi usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle temyiz olunan hükmün BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde iadesine, HUMK’nun 440/I maddesi uyarınca tebliğden itibaren 15 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 26/11/2019 gününde oybirliğiyle karar verildi.