Abaküs Yazılım
Ceza Genel Kurulu
Esas No: 2017/468
Karar No: 2021/182

Yargıtay Ceza Genel Kurulu 2017/468 Esas 2021/182 Karar Sayılı İlamı

Ceza Genel Kurulu         2017/468 E.  ,  2021/182 K.

    "İçtihat Metni"


    Kararı Veren
    Yargıtay Dairesi : (Kapatılan) 17. Ceza Dairesi
    Mahkemesi :Asliye Ceza

    Hırsızlık suçundan sanıklar ..., ... ve ... hakkında ceza verilmesine yer olmadığına ilişkin, Gebze 2. Asliye Ceza Mahkemesince verilen 02.11.2012 tarihli ve 1572-1808 sayılı hükümlerin, katılan vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosyayı inceleyen Yargıtay (Kapatılan) 17. Ceza Dairesince 01.07.2015 tarih ve 15737-4998 sayı ile;
    "Suçun işleniş şekli ile suç konusunun önem ve değeri itibarıyla, somut olayda koşulları bulunmadığı hâlde, TCK"nın 145. maddesinin düzenleniş amacı dışında yorumlar getirilerek sanıklar hakkında ceza verilmesine yer olmadığına karar verilmesi," isabetsizliğinden bozulmasına karar verilmiştir.
    Yerel Mahkeme ise 07.03.2016 tarih ve 1226-400 sayı ile; "Sanıklar hakkında TCK"nın 145. maddesinin uygulanması gerektiği, aksi hâlde, açıkça Kanun tarafından hâkime uygulama olanağı verilen bu maddenin, Yargıtayın farklı yorumlamasıyla uygulanamaz hâle geleceği," şeklindeki gerekçe ile bozmaya direnerek önceki hükümler gibi sanıklar hakkında ceza verilmesine yer olmadığına karar vermiştir.
    Bu hükümlerin de katılan vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 30.04.2016 tarihli ve 155802 sayılı “bozma” istekli tebliğnamesiyle Yargıtay Birinci Başkanlığına gönderilen dosya, Ceza Genel Kurulunca 14.12.2016 tarih ve 739-1456 sayı ile; 6763 sayılı Kanun"un 38. maddesi ile 5320 sayılı Kanun"a eklenen Geçici 10. madde uyarınca, Yargıtay (Kapatılan) 17. Ceza Dairesine gönderilmiş, aynı madde uyarınca inceleme yapan Özel Dairece 22.02.2017 tarih ve 176-2055 sayı ile; direnme kararının yerinde görülmemesi üzerine Yargıtay Birinci Başkanlığına iade edilen dosya, Ceza Genel Kurulunca değerlendirilmiş ve açıklanan gerekçelerle karara bağlanmıştır.
    TÜRK MİLLETİ ADINA
    CEZA GENEL KURULU KARARI
    Özel Daire ile Yerel Mahkeme arasında oluşan ve Ceza Genel Kurulunca çözümlenmesi gereken uyuşmazlık; sanıklar hakkında TCK’nın 145. maddesinin uygulanma koşullarının bulunup bulunmadığının belirlenmesine ilişkin ise de, Yargıtay İç Yönetmeliği’nin 27. maddesi uyarınca öncelikle tüm sanıklar bakımından dava zamanaşımının gerçekleşip gerçekleşmediği hususunun değerlendirilmesi gerekmektedir.
    İncelenen dosya kapsamından;
    Şikâyetçi Erol Aşık’ın, görevli olduğu Gebze 1 Nolu 112 Acil Servis İstasyonu’nun bahçesinde bulunan su sayaçlarının çalınmış olduğu yönünde müracaatta bulunması üzerine soruşturmaya başlanıldığı,
    28.10.2010 tarihinde saat 20.15 sıralarında istasyonda bulunan suların kesik olduğunun fark edilmesi üzerine yapılan kontrolde iki adet su sayacının çalındığı tespit edilerek durumun nöbetçi olan görevliler Metin Genç, Kısmet Aydın ve Erol Aşık tarafından aynı tarihli tutanağa bağlandığı,
    Olay yeri inceleme raporunda; 112 Acil Servis ekiplerinin bekleme istasyonu olarak kullandıkları bahse konu binanın etrafının duvar ile çevrili olup bahçe içinde bulunan su hortumu saat yerlerinin boş olduğunun belirtildiği,
    Olayla ilgili tahkikat devam ederken, 14.12.2010 tarihinde saat 23.40 sıralarında devriye görevi yapan ekiplerin Mustafa Kemalpaşa Mahallesinde hareketlerinden şüphelendikleri sanıklar ... ve ...’u durdurdukları, şahısların yapılan üst aramalarında çok sayıda su sayacı ele geçirildiği, adı geçen sanıkların ... isimli arkadaşları ile birlikte tarih ve saatlerini hatırlayamadıkları ancak adres bilgilerini verebilecekleri yerlerden su sayaçları çaldıklarını itiraf etmeleri üzerine yapılan araştırmada diğer hırsızlık olayları yanında katılan kurumdan meydana gelen hırsızlık olayının da aydınlatıldığı bilgilerine yer verildiği,
    Kıymet takdiri tutanağında; sanıklardan ele geçirilen ancak mağdurları tespit edilemeyen su sayaçlarının hurda değerinin 1 TL olduğu; Kocaeli ... tarafından gönderilen cevabi yazıda ise, su sayacının 2009 yılı itibarıyla birim fiyatının 29 TL olup suça konu iki adet sayaç tutarının 58 TL olduğunun bildirildiği,
    Ulusal Yargı Ağı Projesi Sistemindeki (UYAP) kayıtlardan; Kocaeli ili Gebze ilçesinde suç tarihi olan 28.10.2010 gününde güneşin saat 07.28’de doğup saat 18.03’te battığı,
    Anlaşılmıştır.
    Şikâyetçi Erol Aşık; acil servis istasyonunda şoför olarak çalıştığını, 29.10.2010 tarihinde saat 08.00 sıralarında istasyonun bahçesinde bulunan su saatini kontrol ettiğinde yerinde olmadığını gördüğünü, şüphelendiği kimse de olmadığı için yenisini taktırmak üzere belediyeye müracaat ettiğinde görevlilerin polis tarafından düzenlenmiş bir tutanak ibraz edilmesi gerektiğini söylediklerini, bu nedenle 05.11.2010 tarihinde su sayacının çalındığını beyan etmek üzere karakola gittiğini, istasyonda güvenlik kamerası olmadığını ifade etmiştir.
    Sanıklar ... ve ... soruşturma aşamasında aynı yöndeki beyanlarında; atılı suçu kabul ettiklerini, maddi açıdan zor durumda olmaları nedeniyle genellikle yıkılmak üzere olan binalara girip su sayacı çaldıklarını, suça konu sayaçları sıhhi tesisatçı olarak çalışan arkadaşları sanık ...’un söktüğünü,
    Sanık ... kovuşturma aşamasında önceki beyanından farklı olarak 09.05.2011 tarihli beyanında; olay anında diğer sanıkların yanında bulunmadığını, suçlamayı kabul etmediğini,
    Sanık ... kovuşturma aşamasında önceki beyanından farklı olarak 21.04.2011 tarihli beyanında; hırsızlık eylemini diğer sanıkların gerçekleştirdiğini, kendisinin sadece olay esnasında yanlarında bulunduğunu,
    Sanık ... soruşturma aşamasında; atılı suçlamayı kabul etmediğini,
    21.04.2011 tarihinde kovuşturma aşamasında; suça konu su sayacını kendisinin sökmediğini,
    Savunmuşlardır.
    Suç tarihi itibarıyla yürürlükte bulunan TCK"nın 142. maddesinin 1. fıkrasının (a) bendi;
    “Hırsızlık suçunun, kime ait olursa olsun kamu kurum ve kuruluşlarında veya ibadete ayrılmış yerlerde bulunan ya da kamu yararına veya hizmetine tahsis edilen eşya hakkında işlenmesi hâlinde, iki yıldan beş yıla kadar hapis cezasına hükmolunur." şeklinde düzenlenmiş olup 28.06.2014 tarihinde yürürlüğe giren 6545 sayılı Türk Ceza Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun"un 62. maddesiyle bahse konu bent için öngörülen “iki yıldan beş yıla kadar hapis” şeklindeki yaptırım “üç yıldan yedi yıla kadar hapis” olarak değiştirilerek ceza süresi artırılmıştır.
    Diğer taraftan, TCK’nın "Dava zamanaşımı" başlıklı 66. maddesinde ise;
    "(1) Kanunda başka türlü yazılmış olan hâller dışında kamu davası;
    a) Ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasını gerektiren suçlarda otuz yıl,
    b) Müebbet hapis cezasını gerektiren suçlarda yirmi beş yıl,
    c) Yirmi yıldan aşağı olmamak üzere hapis cezasını gerektiren suçlarda yirmi yıl,
    d) Beş yıldan fazla ve yirmi yıldan az hapis cezasını gerektiren suçlarda on beş yıl,
    e) Beş yıldan fazla olmamak üzere hapis veya adli para cezasını gerektiren suçlarda sekiz yıl,
    Geçmesiyle düşer.
    (2) Fiili işlediği sırada on iki yaşını doldurmuş olup da on beş yaşını doldurmamış olanlar hakkında, bu sürelerin yarısının; on beş yaşını doldurmuş olup da on sekiz yaşını doldurmamış olan kişiler hakkında ise, üçte ikisinin geçmesiyle kamu davası düşer.
    (3) Dava zamanaşımı süresinin belirlenmesinde dosyadaki mevcut deliller itibarıyla suçun daha ağır cezayı gerektiren nitelikli hâlleri de göz önünde bulundurulur.
    (4) Yukarıdaki fıkralarda yer alan sürelerin belirlenmesinde suçun kanunda yer alan cezasının yukarı sınırı göz önünde bulundurulur; seçimlik cezaları gerektiren suçlarda zamanaşımı bakımından hapis cezası esas alınır…" hükümlerine yer verilmiştir.
    TCK"nın 66. maddesinde; kanunda aksine bir hüküm bulunmadıkça kamu davasının maddede yazılı sürelerin geçmesiyle ortadan kalkacağı düzenlenmiş, aynı maddenin birinci fıkrasının (e) bendinde beş yıldan fazla olmamak üzere hapis veya adli para cezasını gerektiren suçlarda bu sürenin 8 yıl olacağı hüküm altına alınmıştır.
    Zamanaşımını kesen sebepler de TCK"nın 67. maddesinin 2. fıkrasında sayılmıştır. Buna göre, bir suçla ilgili olarak;
    a) Şüpheli veya sanıklardan birinin savcı huzurunda ifadesinin alınması veya sorguya çekilmesi,
    b) Şüpheli veya sanıklardan biri hakkında tutuklama kararının verilmesi,
    c) Suçla ilgili olarak iddianame düzenlenmesi,
    d) Sanıklardan bir kısmı hakkında da olsa, mahkûmiyet kararı verilmesi,
    Hâlinde, dava zamanaşımı kesilecektir.
    TCK"nın 67. maddesinin 3. fıkrası gereğince kesen bir nedenin bulunması hâlinde zamanaşımı, kesilme gününden itibaren yeniden işlemeye başlayacak, dava zamanaşımını kesen birden fazla nedenin bulunması hâlinde ise son kesme nedeninin gerçekleştiği tarih esas alınacak, dördüncü fıkrası uyarınca da kesilme hâlinde, zamanaşımı süresi ilgili suça ilişkin olarak kanunda belirlenen sürenin en fazla yarısına kadar uzayacaktır.
    Somut olayda dava zamanaşımının tespiti bakımından hırsızlık suçunun gece mi yoksa gündüz vakti mi işlendiği önem taşımaktadır. Bu kapsamda TCK"nın 6. maddesinin 1. fıkrasının “e” bendi incelendiğinde “Gece vakti deyiminden; güneşin batmasından bir saat sonra başlayan ve doğmasından bir saat evvele kadar devam eden zaman süresi,... anlaşılır.” şeklinde düzenlemeye yer verildiği görülmektedir.
    Yargıtay Ceza Genel Kurulunun süreklilik gösteren birçok kararında açıkça vurgulandığı üzere, yargılama yapılmasına engel olup davayı düşüren hâllerden biri olan zamanaşımının yargılama sırasında gerçekleşmesi hâlinde, mahkeme ya da Yargıtay, resen zamanaşımı kuralını uygulayarak kamu davasının düşmesine karar verecektir.
    Bu açıklamalar ışığında ön sorun değerlendirildiğinde;
    UYAP sisteminde yapılan araştırmada; 28.03.2010 ile 31.10.2010 tarihleri arasında yaz saati uygulaması bulunduğu, Gebze ilçesinde suç tarihi olan 28.10.2010 gününde güneşin saat 07.28’de doğup saat 18.03’te battığı, yaz saati uygulaması da dikkate alındığında TCK’nın 6. maddesi uyarınca saat 20.03 ile 07.28 arasındaki zaman diliminin gece vakti olarak kabul edilmesi gerektiği hususu dikkate alınarak,
    Eylem anına ilişkin herhangi bir kamera kaydı ve tanık beyanı bulunmadığı gibi aşamalarda suçu ikrar eden sanıkların da hırsızlık olayının gerçekleşme zamanına ilişkin açıklamada bulunmadıkları, yakalama tutanağına göre, şüphe üzerine yakalanan sanıklar ... ve ...’un, tarih ve saatlerini hatırlayamadıkları ancak adres bilgilerini verebilecekleri yerlerden su sayacı çaldıklarını itiraf etmeleri üzerine incelemeye konu hırsızlık olayının aydınlatıldığı, katılan kurum görevlileri tarafından düzenlenen tutanakta da, 28.10.2010 tarihinde saat 20.15 sıralarında suç yeri olan Acil Servis İstasyonu’nda bulunan suların kesik olduğunun fark edildiğinin belirtildiği anlaşılmakla, suç saatinin net olarak belirlenemediği, bu konuda oluşan şüpheden yararlanması gereken sanıkların eylemlerini gündüz vakti gerçekleştirdiklerinin kabulü gerektiği,
    Suç tarihi itibarıyla, sanıklara atılı TCK’nın 142/1-a maddesinde düzenlenen nitelikli hırsızlık suçunun yaptırımının 2 yıldan 5 yıla kadar hapis cezası olup TCK"nın 66/1-e ve 66/2. maddeleri uyarınca bu suçun asli dava zamanaşımı süresinin TCK’nın 31/2. maddesi kapsamında bulunan sanıklar ... ve ... bakımından 4 yıl, TCK’nın 31/3. maddesi kapsamında bulunan sanık ... bakımından ise 5 yıl 4 ay; aynı Kanun’un 67/4. maddesi göz önüne alındığında da kesintili dava zamanaşımı süresinin sanıklar ... ve ... bakımından 6 yıl; sanık ... bakımından ise 7 yıl 12 ay olduğunun anlaşılması karşısında,
    Daha ağır cezayı gerektiren başka bir suçu oluşturma ihtimali bulunmayan ve 28.10.2010 tarihinde gerçekleştirilen eylemle ilgili olarak, sanıklar hakkında dava zamanaşımını kesen en son işlem sanık ...’ın 09.05.2011 tarihli sorgusu olup bu tarihten sonra zamanaşımını kesen veya durduran başkaca bir sebebin gerçekleşmediği gözetildiğinde, TCK"nın 66/1-e ve 66/2. maddeleri uyarınca, 4 yıllık asli zamanaşımı süresi sanıklar ... ve ... bakımından 09.05.2015 tarihinde; 5 yıl 4 aylık asli zamanaşımı süresi ise sanık ... bakımından 09.09.2016 tarihinde dolmuş bulunmaktadır.
    Bu itibarla, Yerel Mahkemenin direnme kararına konu hükümlerinin, gerçekleşen dava zamanaşımı nedeni ile bozulmasına, ancak yeniden yargılamayı gerektirmeyen bu konuda, 1412 sayılı CMUK"nın, 5320 sayılı Kanun"un 8. maddesi uyarınca karar tarihi itibarıyla uygulanması gereken 322. maddesine göre karar verilmesi mümkün olduğundan, TCK"nın 66/1-e, 66/2 ve CMK"nın 223/8. maddeleri uyarınca sanıklar hakkındaki kamu davalarının zamanaşımı nedeniyle ayrı ayrı düşmesine karar verilmelidir.
    SONUÇ:
    Açıklanan nedenlerle;
    1- Gebze 2. Asliye Ceza Mahkemesinin 07.03.2016 tarihli ve 1226-400 sayılı direnme kararına konu hükümlerinin gerçekleşen dava zamanaşımı nedeniyle BOZULMASINA,
    Ancak, yeniden yargılamayı gerektirmeyen bu konuda 1412 sayılı CMUK"nın, 5320 sayılı Kanun"un 8. maddesi uyarınca karar tarihi itibarıyla uygulanması gereken 322. maddesine göre karar verilmesi mümkün olduğundan, sanıklar hakkındaki kamu davalarının TCK"nın 66/1-e, 66/2 ve CMK"nın 223/8. maddeleri uyarınca ayrı ayrı DÜŞMESİNE,
    2- Dosyanın mahalline iadesi için Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİ EDİLMESİNE, 29.04.2021 tarihinde yapılan müzakerede oy birliğiyle karar verildi.


    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi