Abaküs Yazılım
8. Hukuk Dairesi
Esas No: 2010/5208
Karar No: 2011/3014
Karar Tarihi: 23.05.2011

Yargıtay 8. Hukuk Dairesi 2010/5208 Esas 2011/3014 Karar Sayılı İlamı

8. Hukuk Dairesi         2010/5208 E.  ,  2011/3014 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi
    DAVA TÜRÜ : Katılma alacağı

    Muammer Albayrak ile Adeviye İçme aralarındaki katılma alacağı davasının reddine dair Kayseri 2. Aile Mahkemesinden verilen 20.07.2010 gün ve 55/680 sayılı hükmün Yargıtay’ca incelenmesi davacı vekili tarafından süresinde istenilmiş olmakla dosya incelendi gereği düşünüldü:
    KARAR

    Davacı vekili dava dilekçesinde, vekil edeni ...’ın 35 yıl önce Hollanda’ya giderek işçi olarak çalışmaya başladığını, 1979 yılında davalı ile evlendiğini, davalının yurtdışında iki yıl kadar işçi olarak çalıştığını, 2004 yılında Hollanda mahkemesinde açılan boşanma davasının kabulü ile tarafların boşandıklarını, evlilik süresi içerisinde alınan 7430 parsel ile 1614 ada 3 parselde bulunan 12 ve 285 ada 5 sayılı parseldeki 2 nolu bağımsız bölümlerin davalı adına tapuda kayıtlı bulunduklarını açıklayarak fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak koşulu ile sebepsiz zenginleşme nedeniyle 90.000 YTL’nin dava tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte davalı ... Albayrak (İçme)"tan tahsiline karar verilmesini istemiştir.
    Davalı vekili; 22.3.2010 tarihli cevap dilekçesinde davanın zamanaşımına uğradığını, sebepsiz zenginleşmeye dayalı olarak davanın açıldığını BK. 66 ve TMK.nun 178. maddesinde belirtilen bir yıllık sürenin boşanma davasının açıldığı tarihten itibaren geçtiğini bu nedenle zamanaşımından davanın reddine karar verilmesini savunmuştur.
    Mahkemece, TMK.nun 178. maddesi uyarınca zamanaşımı nedeniyle davanın reddine karar verilmesi üzerine; hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
    Dava, 743 sayılı TKM.nin 170. maddesi gereğince taraflar arasında mal ayrılığı rejiminin geçerliği olduğu dönemde edinilen taşınmazlara ilişkin katkı payı alacağı ile 4721 sayılı TMK.nun yürürlüğe girdiği 1.1.2002 tarihinden sonra edinilen taşınmaz nedeniyle istenilen katılma (artık değer) alacağı isteğine ilişkindir.
    Mahkemece, mal ayrılığı rejiminin geçerli olduğu dönemde edinilen taşınmaz ile edinilmiş mallara katılma rejimi döneminde edinilen taşınmaz ayrımı yapılmadan tümü açısından TMK.nun 178. maddesinde öngörülen bir yıllık zamanaşımı süresinin geçtiği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir. Dava dilekçesinin kapsamı ile mahkemenin nitelendirmesi göz önünde tutulduğunda davanın katkı payı alacağı ile edinilmiş mallara katılma isteğine ilişkin olduğunun kabulü gerekmektedir. Maddi olayları ileri sürmek taraflara, hukuki nitelendirmeyi yapmak ise hakime aittir (HUMK.nun m. 74, 75, 76). Dava dilekçesi 3.3.2009 tarihinde davalı asile tebliğ edilmiş, ilk yargılama oturumuna katılmamış ve 10.3.2009 tarihli yargılama oturumuna katılan davalı asil, davanın Asliye Hukuk Mahkemesinde açıldığını esasen görevli mahkemenin Aile Mahkemesi olduğunu açıklayarak görev yönünden dava dilekçesinin reddine karar verilmesini istemiştir. Mahkemece, aynı yargılama oturumunda görevsizlik kararı verilmiş ve dosya süresinde görevli Kayseri Aile Mahkemesine aktarılmıştır. Görevli Kayseri Aile Mahkemesi tensiple duruşma günü belirlenerek, 21.1.2010 tarihinde davalıya duruşma günü tebliğ edilmiştir. Davalı vekili 22.03.2010 havale tarihli cevap dilekçesi ile zamanaşımı def’inde bulunmuş, 25.5.2010 tarihli yargılama oturumunda davacı vekili zamanaşımı def"inin süresinde olmadığı gerekçesiyle karşı koymuştur. Mahkemece, aynı yargılama oturumunda zamanaşımı def"inin süresinde yapılmadığı görüşü ile bu yöndeki isteğin reddine karar verilmiş, aynı celse ara kararı ile ıslah için davalı tarafa üç günlük süre tanınmıştır. Davalı vekili ıslah dilekçesi vermeden ve hiçte gerek olmadığı halde 26.5.2010 tarihinde ıslah harcı yatırmış ve bu harcı yatırdığına ilişkin makbuzu dosyaya sunmuştur. Davalı vekili bu sefer 20.7.2010 tarihli yargılama tutanağına geçen beyanı ile aynen; “…zamanaşımı itirazını tekrar ettiğini, davacı tarafın zamanaşımı def"ine açıkça karşı koymadığını ayrıca ıslah ile de zamanaşımı itirazında bulunmasının mümkün olduğunu ve davanın zamanaşımı sebebiyle reddine karar verilmesini istemiştir.” Görüldüğü gibi davalı vekili ıslah yolu ile zamanaşımı def"inde bulunmuştur. HUMK.nun 85. maddesi uyarınca, “ıslah belirlenen yargılama oturumunda diğer taraf hazır olduğu halde yapılabildiği gibi ıslah dilekçesinin karşı tarafa tebliğ edilmesi suretiyle de isteğin ıslah edilmesi” mümkündür. Davalı vekili, yukarıda tarihi açıklanan yargılama oturumunda ıslah ile de zamanaşımı itirazında bulunmasının mümkün olduğunu bildirmekle ıslah yoluyla zamanaşımı def’inde bulunduğunun kabulü gerekir. Yüksek Yargıtay uygulaması da ıslah yolu ile zamanaşımı def"inin ileri sürülmesi mümkün bulunmaktadır.
    Dava konusu 7430 sayılı parselde 3000/24800 payın davalı ... tarafından 1.7.2002 tarihinde edinilmiş mallara katılma rejiminin geçerli olduğu dönemde edinildiği dosya arasında bulunan tapu kaydı ile saptanmıştır. TMK.nun 178. maddesinde; “Evliliğin boşanma sebebiyle sona ermesinden doğan dava hakları, boşanma hükmünün kesinleşmesinin üzerinden bir yıl geçmekle zamanaşımına uğrar” denilmektedir. Davalı vekili ıslah yoluyla zamanaşımı def"inde bulunmuştur. Taraflar 22.8.1979 tarihinde evlenmiş, Hollanda mahkemesinde açılan, kabulle sonuçlanan ve 23.3.2004 tarihinde kesinleşen kararı ile boşanmışlardır. Tenfizin kabulüne ilişkin karar ise, 13.12.2008 tarihinde kesinleşmiştir. 5718 sayılı Milletlerarası Özel Hukuk ve Usul Hukuku Hakkındaki Kanunun 59. maddesi uyarınca; “Yabancı ilamın kesin hüküm veya kesin delil etkisi yabancı mahkeme kararının kesinleştiği andan itibaren hüküm ifade eder.” Bu durum karşısında her ne kadar tenfiz kararı 13.12.2008 tarihinde kesinleşmiş ise de, yabancı mahkeme ilamı 23.3.2004 tarihinde kesinleştiğinden hukuki sonuçlarını bu tarih itibariyle doğurduğu, anılan madde hükmü gereğidir.
    Saptanan bu somut olgular karşısında tarafların evlendikleri 22.8.1979 tarihinden 4721 sayılı TMK.nun yürürlüğü girdiği 1.1.2002 tarihine kadar 743 sayılı TKM.nin 170. maddesi uyarınca taraflar arasında mal ayrılığı, 4721 sayılı TMK.nun yürürlüğü girdiği 1.1.2002 tarihinden boşanma davasının açıldığı 2004 tarihine kadar ise, eşler arasında edinilmiş mallara katılma rejimi geçerlidir. Tarafların başka bir mal rejimini seçtikleri konusunda herhangi bir iddia ve savunmaları söz konusu değildir (TMK. m.202). Bu nedenle eşler arasındaki mal rejimi TMK.nun 225/2. fıkrası uyarınca boşanma davasının açıldığı tarihte sona ermiştir.
    Davalı 7430 parselde bulunan 3000/24800 payın edinilmiş mallara katılma rejiminin geçerli olduğu 1.7.2002 tarihinde satın aldığına, boşanma kararı 23.3.2004 tarihinde kesinleştiğine ve eldeki davada 4.8.2008 tarihinde açıldığına göre boşanma kararının kesinleştiği tarihten eldeki davanın açıldığı tarihe kadar TMK.nun 178. maddesinde öngörülen bir yıllık zamanaşımı süresi geçmiş bulunduğundan davacı vekilinin bu parsele yönelik temyiz itirazları açıklanan nedenlerle yerinde görülmediğinden reddi ile 7430 parselde davalı adına tapuda kayıtlı bulunan 3000/24800 paya yönelik hüküm fıkrasının ONANMASINA,
    Davacı vekilinin dava konusu 1614 ada 3 sayılı parselde bulunan 12 ve 285 ada 5 nolu parselde yer alan 2 nolu bağımsız bölümlere yönelik temyiz itirazlarına gelince: 1614 ada 3 sayılı parselde bulunan 12 nolu bağımsız bölümün ½’si 31.12.1982 tarihinde tapuda yapılan satış ve devirle, 285 ada 5 sayılı parselde yer alan 2 nolu bağımsız bölümün ise tam pay olarak 21.10.1984 tarihinde yine tapuda yapılan satış ve devirle davalı ... Albayrak tarafından 743 sayılı TKM.nin 170. maddesi uyarınca mal ayrılığı rejiminin geçerli olduğu dönemde edinilmiştir. Mal ayrılığı rejiminin geçerli olduğu dönemde edinilen taşınmazlar nedeniyle istenen katkı payı alacağı konusunda 743 sayılı TKM. de herhangi bir zamanaşımı süresine yer verilmemiştir. Ancak gerek 743 sayılı TKM. nin 5. maddesinde ve gerekse 4721 sayılı TMK.nun 5. maddesinde; “Bu kanun ve BK.nun genel nitelikli hükümleri, uygun düştüğü ölçüde tüm özel hukuk ilişkilerine uygulanır” denilmiştir. Bu durum karşısında TMK.nun açıklanan 5. maddesi yoluyla somut olayda BK.nun 125. maddesinde öngörülen 10 yıllık zamanaşımı süresinin uygulanması gerekmektedir. Boşanma kararı 23.3.2004 tarihinde kesinleşmiş olup, dava da 4.8.2008 tarihinde açıldığına göre anılan maddede yer alan 10 yıllık zamanaşımı süresi henüz geçmemiş bulunmaktadır. Bundan ayrı BK.nun 132/1. fıkranın 3. nolu bendi gereğince eşler arasında evlilik devam ettiği sürece alacaklar konusunda zamanaşımı işlemez.
    Saptanan bu somut ve hukuki olgular karşısında iddia ve savunma çerçevesinde taraf delilleri toplanarak işin esası hakkında toplanan deliller çerçevesinde bir karar verilmesi gerekirken, yazılı gerekçe ile bu iki parselde bulunan davalı adına kayıtlı taşınmazlar bakımından da davanın reddine karar verilmiş olması usul ve kanuna aykırıdır.
    Davacı vekilinin temyiz itirazları bu bakımdan yerinde olduğundan kabulüyle yerel mahkeme hükmünün 1614 ada 3 ve 285 ada 5 sayılı parsellerde davalı adına kayıtlı bulunan bağımsız bölümler yönünden HUMK.nun 428. maddesi uyarınca BOZULMASINA ve aşağıda dökümü yazılı 17,15 TL peşin harcın onama harcına mahsubu ile kalan 1,25 TL’ nin temyiz edenden alınmasına 23.05.2011 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.


    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi