
Esas No: 2020/8600
Karar No: 2020/5517
Karar Tarihi: 20.11.2020
Yargıtay 16. Hukuk Dairesi 2020/8600 Esas 2020/5517 Karar Sayılı İlamı
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :KADASTRO MAHKEMESİ
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay"ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu, GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
Kadastro Kanunu"nun Geçici 8. maddesi uyarınca yapılan kadastro sırasında Aydın İli Karacasu İlçesi ... Mahallesinde bulunan 115 ada 14 parsel numaralı taşınmaz, 13741,14 metrekare yüzölçümü ile tarla niteliğiyle ırsen intikal ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği nedeniyle davalı adına tespit edilmiştir. Davacı Hazine vekili; Aydın ili, Karacasu ilçesi, ... mahallesinde bulunan 115 ada 17 parsel sayılı taşınmazın davalı adına tespit edildiğini, davalı taraf lehine zilyetlikle edinme koşullarının gerçekleşmediğini ve imar ve ihya şartlarının bulunmadığını, evveliyatının orman olduğunu ileri sürerek, davalı adına yapılan tespitin iptali ile taşınmazın Hazine adına tapuya tesciline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Mahkemece yapılan yargılama sonucunda; davanın reddine, Aydın İli Karacasu İlçesi ... Mahallesi 115 ada 17 parsel sayılı taşınmazın tespit gibi davalı ... adına tapuya tesciline karar verilmiş; hüküm, davacı Hazine tarafından temyiz edilmiştir.
Mahkemece davanın reddine karar verilmişse de; eksik inceleme ve araştırma ile hüküm kurulmuştur. Şöyle ki; taşınmazın bulunduğu yerde ilk orman tahdidi seri bazda yapılmış olup, kural olarak, orman kadastrosunun kesinleştiği yerlerde, bir yerin orman olup olmadığı kesinleşmiş orman kadastrosu, harita ve tutanaklarının uygulanmasıyla çözümlenir ise de; o yerde köy ya da belde sınırlarının tümünü kapsayan ve 4785 sayılı Kanun hükümleri uygulanarak orman kadastrosunun yapılması halinde sağlıklı çözüme ulaşılacağı, zira 3116 sayılı Kanunun sadece Devlet ormanlarının kadastrosunun yapılmasını öngördüğü, bu nedenle; seri bazda, herhangi bir belde ya da ilçe sınırı esas alınmadan yapılan orman kadastrosu bulunduğundan, çekişmeli taşınmazın orman olup olmadığının 4785, 5658 sayılı Kanunlar ile 05.11.2003 gün 4999 sayılı Kanunla değişik 6831 sayılı Kanun"un 7. maddesi hükümlerine göre çözümlenmesi gerektiği, 4785 sayılı Kanun"un 1. maddesi gereğince 2. maddesinde sayılan istisnalar dışında bütün ormanların hiçbir işleme lüzum olmaksızın devletleştirildiği, devletleştirilen ormanlardan bazılarının sonradan yürürlüğe giren 5658 sayılı Kanunla iadeye tâbi tutulduğu ve iade koşullarının kanunda gösterildiği, bu nedenle;dava konusu taşınmazın orman vasfında olup olmadığının belirlenmesi için seri bazda yapılan orman tahdidinin dışında kalmasının yeterli olmayacağı, eski tarihli memleket haritası, hava fotoğrafları incelenerek taşınmazın evveliyatında orman olup olmadığının belirlenmesinin gerektiği, hükme esas alınan raporda ise çekışmali taşınmazın eski tarihli (tarih belirtilmeyen) memleket haritasında beyaz renkli alanda kaldığı belirtilmişse de; rapor eki memleket haritasında taşınmazın kısmen yeşil renkli ve çalılık simgeli alanda bulunduğu, memleket haritasının dayanağı en eski tarihli hava fotoğrafının ise hiç incelenmediği,ayrıca taşınmazın eğiminin de klizimetre ile ölçülerek belirlenmediği anlaşılmaktadır.
Bu sebeplerle çekişmeli taşınmazın bulunduğu yeri kapsayan en eski tarihli memleket haritası ve dayanağı hava fotoğrafları ve varsa amenajman planı ve fotogrametri yöntemiyle kadastro çalışmalarına altlık olarak düzenlenen kadastro paftasının ilgili yerlerden getirtilip, önceki fen ve orman bilirkişilerine verilerek ek rapor alınmak sureti ile çekişmeli taşınmaz ile birlikte çevre araziye de uygulanarak taşınmazların öncesinin bu belgelerde ne şekilde nitelendirildiğinin belirlenmesi; 3116, 4785 ve 5658 sayılı Kanunlar karşısındaki durumunun saptanması; tapu ve zilyetlikle ormandan toprak kazanma olanağı sağlayan 3402 sayılı Kanunun 45. maddesinin ilgili fıkraları, Anayasa Mahkemesinin 01.06.1988 gün ve 31/13 Esas, Karar; 14.03.1989 gün ve 35/13 Esas, Karar; ve 13.06.1989 gün ve 7/25 Esas, Karar; sayılı kararları ile iptal edilmiş ve kalan fıkraları da 03.03.2005 gününde yürürlüğe giren 5304 sayılı Kanun"un 14. maddesi ile yürürlükten kaldırılmış olduğundan, bu yollarla ormandan yer kazanılamayacağı, öncesi orman olan bir yerin üzerindeki orman bitki örtüsü yokedilmiş olsa dahi, salt orman toprağının orman sayılan yer olduğunun düşünülmesi; toprak yapısı, eğimi, bitki örtüsü ve çevresinin incelenmesi; fen ve uzman orman bilirkişiler eliyle yerine uygulanacak kesinleşmiş tahdit haritası ile irtibatlı, taşınmazın konumunu gösteren orijinal-renkli (renkli fotokopi) memleket haritasının ölçeği kadastro paftası ölçeğine, yine kadastro paftası ölçeği de memleket haritası ölçeğine çevrildikten sonra, her iki harita komşu ve yakın komşu parselleri de içine alacak şekilde birbiri üzerine aplike edilmek suretiyle, çekişmeli tüm taşınmazların konumunu çevre parsellerle birlikte aynı haritalar üzerinde gösterecekleri yalnız büro incelemesine değil, uygulamaya ve araştırmaya dayalı, bilirkişilerin onayını taşıyan krokili bilimsel verileri bulunan yeterli ek rapor alınması, taşınmazın kullanılıp kullanılmadığının ve tasarruf sınırlarının ne olduğunun takdiri delil olan yerel bilirkişi ve tanık sözleri yanında, gerçeğin bir resmi olan en eski tarihli hava fotoğrafı ile gerçeğin modeli olan memleket haritaları ile kadastro tesbit tarihinden 15-20 -25 yıl önceki zamanda birbirini izleyen bindirmeli olarak çekilen çiftli hava fotoğrafları ve bu fotoğrafların yorumlanması ile üretilen memleket haritaları ve standart topografik fotogrametri yöntemi ile düzenlenen kadastro haritalarının, özellikle ön bindirmeli çekilen ve birbirini izleyen stereoskopik çift hava fotoğraflarının stereoskop aletiyle ve üç boyutlu olarak incelenip taşınmazın niteliğinin, konumunun ve kullanım durumunun belirlenmesi, ayrıca hava fotoğrafı kadastro paftası ile çakıştırılıp stereoskop aletiyle incelenerek, çekişmeli taşınmazın üzerinde neler gözüktüğü (ağaçların cinsini, sayısını, yaşını, kapalılık oluşturup oluşturmadıklarını), klizimetre ile çekişmeli yerin gerçek ve kesin eğimi belirlenmeli, bilirkişilere irtibatlı kroki düzenlettirilmeli, 08.09.1956 tarihinde yürürlüğe giren 6831 sayılı Kanun"un 1/J maddesi gereğince toprak muhafaza karakteri taşıyan funda ve makiliklerin orman sayılan yerlerden olduğu, bilimsel olarak, eğimin %12’yi aştığı yerlerin toprak muhafaza karakteri taşıyacağı, bu nedenle orman sayılan yerlerden olduğunun kabulü gerekeceği gözetilmeli ve tüm kanıtlar birlikte değerlendirilip, ulaşılacak sonuca göre bir hüküm kurulmalıdır. Açıklanan nedenlerle davacı hazinenin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, yasal koşullar gerçekleştiğinde kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 20.11.2020 gününde oybirliğiyle karar verildi.