8. Hukuk Dairesi 2010/6420 E. , 2011/3006 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : Katılma alacağı
İsmail Bilir ile ... (Bilir) aralarındaki katılma alacağı davasının reddine dair İzmir 3. Aile Mahkemesinden verilen 28.07.2010 gün ve 450/721 sayılı hükmün Yargıtay’ca incelenmesi davacı vekili tarafından süresinde istenilmiş olmakla dosya incelendi gereği düşünüldü:
KARAR
Davacı vekili, evlilik birliği içerisinde edinilen 2 adet otomobil ile müşterek ikametgahta bulunan liste halinde gösterilen ev eşyaları üzerinde alacağı bulunduğunu ileri sürerek otomobillerin değeri üzerinden 20.000 TL, eşyaların değeri üzerinden 10.000 TL olmak üzere toplam 30.000 TL alacağın davalıdan alınmasına karar verilmesini istemiştir.
Davalı vekili, TMK.nun 178. maddesi uyarınca davanın 1 yıllık zamanaşımına tabi olduğunu açıklayarak davanın reddine karar verilmesini savunmuştur.
Mahkemece, TMK. nun 178. maddesi uyarınca zamanaşımı nedeniyle davanın reddine karar verilmesi üzerine; hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Taraflar, 1997 yılında evlenmişler, 22.05.2007 tarihinde açılan boşanma davasının kabul ile sonuçlanması üzerine 03.06.2008 tarihinde kesinleşen hükümle boşanmışlardır. Eşler arasındaki mal rejimi boşanma davasının açıldığı tarihte son bulmuştur (TMK. nun 225/2). Dava konusu 35 R 7722 ve 09 E 3335 plakalı otomobiller, edinilmiş mallara katılma rejiminin geçerli olduğu 26.03.2003 ve 26.10.2004 tarihlerinde satın alma yoluyla davalı ... Bilir adına kaydedilmiştir. Taraflar arasında evlilik tarihinden 01.01.2002 tarihine kadar mal ayrılığı (743 sayılı TKM.nın m. 170.), bir yıl içinde başka mal rejimi seçilmediğinden 01.01.2002 tarihinden boşanma davasının açıldığı 22.05.2007 tarihine kadar ise edinilmiş mallara katılma rejimi geçerlidir (4722 SK md. 10/1, 4721 sayılı TMK md.202/1).
TMK"nın 178. maddesinde, "evliliğin boşanma sebebiyle sona ermesinden doğan dava hakları, boşanma hükmünün kesinleşmesi üzerinden bir yıl geçmekle zamanaşımına uğrar." hükmüne yer verilmiştir. Somut olayda, uyuşmazlık konusu otomobiller, edinilmiş mallara katılma rejiminin geçerli olduğu dönemde satın alınarak davalı adına kaydedildiğine, boşanma kararı 03.06.2008 tarihinde kesinleşerek nüfusa işlendiğine, görünmekte olan dava ise bir yıllık zamanaşımı süresi geçtikten sonra 16.02.2010 tarihinde açıldığına ve davalı vekili süresi içerisinde sunduğu cevap dilekçesinde zamanaşımı definde bulunduğuna göre mahkemece uyuşmazlık konusu otomobiller yönünden davanın zamanaşımı süresinin geçmiş olması nedeniyle reddine karar verilmesinde bir isabetsizlik bulunmamaktadır. Davacı vekilinin otomobillere yönelik temyiz itirazlarının reddiyle hükmün bu bölümünün açıklanan nedenlerle ONANMASINA,
Davacı vekilinin, ev eşyalarına ilişkin temyiz itirazlarına gelince; mahkemece eşyalar yönünden de 1 yıllık zamanaşımı nedeniyle davanın reddine karar verilmiş ise de mahkemece yapılan değerlendirme ve ulaşılan sonuç usul ve yasaya uygun bulunmamaktadır. Dosya içerisinde bulunan fatura ve belgelerden uyuşmazlık konusu ev eşyalarının 01.01.2002 tarihinden önceki dönemde satın alındığı anlaşılmaktadır. TMK.nun 220/ 1. fıkranın 2. bendinde; mal rejiminin başlangıcında eşlerden birine ait bulunan veya bir eşin sonradan miras yoluyla ya da herhangi bir şekilde karşılıksız kazanma yoluyla elde ettiği malvarlığı değerlerinin kişisel mal niteliğinde olduğu açıklanmıştır. Mahkemece, dava konusu ev eşyalarının mal ayrılığı rejimi (743 sayılı TKM.nin 170 md.) döneminde mi yasal edinilmiş mallara katılma rejiminin geçerli olduğu dönemde mi satın alındığı ve davacı tarafça sunulan fatura ve belgelerin dava konusu eşyalara ait olup olmadığı ile anılan eşyaların halen davalı tarafta olup olmadığı üzerinde durulması, eşyaların davalı ... üzerinde aynen mevcut olduğunun belirlenmesi halinde aynen iadesinin istenilmesi mümkün olup ayın davalarında zamanaşımının işlemeyeceği hususunun göz önünde tutulması gerekir. Bir şeye malik olan kimse, hukuk düzeninin sınırları içinde, o şey üzerinde dilediği gibi kullanma, yararlanma ve tasarrufta bulunma yetkisine sahiptir (TMK. m. 683). Malik tasarruf özgürlüğüne yönelik saldırılara elatmanın önlenmesi davası ile karşı koyabileceği gibi istihkak davası ile de karşı koyabilir. Eşya davası bu anlamda bir istihkak davası olarak kabul edilir. Kural olarak bu davalar dava konusu eşyaların aynen iadesi olmadığı takdirde dava tarihindeki bedelinin verilmesi biçiminde gerçekleşmektedir. Eldeki eşya davası, TMK.nun 178. maddesinde sayılan haklardan kaynaklanan alacak davası olarak nitelendirilmesi mümkün bulunmadığından somut olayda TMK.nun 178. maddesinde öngörülen zamanaşımı süresi uygulanamaz. Bu tür davalarda; eşyaların mevcut olduğu tespit edilmiş ise, uyuşmazlık mülkiyet hakkına dayandığından olayda zamanaşımı söz konusu olmaz. Bu bakımdan eşyaya ilişkin davalar, her zaman mal rejiminin sona ermesinden önce ya da sonra açılabilir. Yani mal rejiminin sona ermesi bu davalar için bir ön koşul oluşturmamaktadır. Dava konusu eşyaların aynen mevcut olmadığı tespit edildiği takdirde isteğin tazminata ilişkin olduğu kabul edilerek bu alacak hakkında BK.nun 125. maddesinin uygulanması gerekmektedir.
Davacı vekili dava dilekçesinde ev eşyalarından dolayı fazlaya ilişkin haklar saklı kalmak üzere 10000 TL alacak talebinde bulunmuş olup dava ev eşyasından kaynaklanan alacak isteğine yöneliktir. O halde uyuşmazlığın Borçlar Kanunu hükümlerine göre çözümlenmesi gerekmektedir. Borçlar Kanununun 125. maddesindeki “bu konuda başka suretle hüküm mevcut olmadığı takdirde her dava on senelik müruru zamana tabidir” hükmündeki (her dava) sözcüklerini “bütün alacaklar” tarzında anlamak gerekir. Türk Medeni Kanununun genel nitelikli hükümler kenar başlığını taşıyan 5. maddesi uyarınca Borçlar Kanununun zamanaşımına ilişkin hükümleri uygun düştüğü ölçüde tüm özel hukuk ilişkilerine uygulanır. Zamanaşımının başlangıcı boşanma kararının kesinleştiği tarihtir. Anılan tarihten davanın açıldığı tarihe kadar Borçlar Kanununun 125.maddesi uyarınca 10 yıllık zamanaşımı süresi geçmemiştir. Mahkemece ev eşyaları yönünden taraflarca ileri sürülen tüm deliller eksiksiz olarak toplandıktan sonra elde edilecek sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken hatalı değerlendirme sonunda yazılı şekilde davanın reddine karar verilmiş olması doğru görülmemiştir.
Davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulüyle ev eşyalarına ilişkin hüküm bölümünün açıklanan nedenlerle HUMK.nun 428.maddesi uyarınca BOZULMASINA ve aşağıda dökümü yazılı 17,15 TL peşin harcın onama harcına mahsubu ile kalan 1,25 TL’ nin temyiz edenden alınmasına 23.05.2011 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.