16. Hukuk Dairesi 2015/835 E. , 2015/16317 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
DAVA TÜRÜ : TESCİL
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay"ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu, GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
Davacı ... Köyü çalışma alanında bulunan ve kadastro sırasında tespit harici bırakılan taşınmazın bir bölümü hakkında imar- ihya ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliğine dayanarak tescil istemiyle dava açmıştır. Davalı Hazine tarafından davacı ... aleyhine açılan elatmanın önlenmesi ve kal istemli dava da bu dosya ile birleştirilmiştir. Mahkemece yapılan yargılama sonunda davanın reddine, birleşen davanın kabulüne, fen bilirkişisinin 31.05.2012 tarihli rapor ve krokisinde (A), (B) ve (C) harfi ile gösterilen toplam 1615,38 metrekare kısımda davalının elatmasının önlenmesine, ev, müştemilat, bağ ve meyve fidanlarının kal"ine karar verilmiş; hüküm, davacı ... vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Mahkemece çekişmeli taşınmazın tespit harici bırakılma tarihi ile dava tarihi arasında 20 yıllık kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği dolmadığı kabul edilerek davanın reddine dair yazılı şekilde hüküm kurulmuş ise de; yapılan araştırma, inceleme ve uygulama hüküm kurmak için yeterli değildir. Dava, TMK"nın 713/1, 3402 sayılı Kadastro Kanunu"nun 14 ve 17. maddelerine dayalı kadastro tespit öncesi tescil isteğine ilişkindir. Böyle bir taşınmazın iktisap edilebilmesi için; öncelikle taşınmazın zilyetlikle kazanılabilecek yerlerden olması, bundan sonra ise 3402 sayılı Yasa"nın 14 ve 17. maddeleri uyarınca; emek ve masraf sarfı suretiyle imar-ihya işlemlerinin tamamlanarak tarıma elverişli hale getirilmesi ve bu işlemlerin tamamlanmasından sonra kazanmayı sağlayacak zilyetlik süresinin geçmesi zorunludur. Mahkemece, hava fotoğrafları tespit tarihinden 15-20-25 yıl öncesine ait olarak getirtilerek zilyetlik durumu denetlenmediği gibi birleşen dosya bakımından davacı idare tarafından düzenlenen tespit tutanağı ve eki kroki getirilerek dava konusu edilen kısım kesin olarak belirlenmemiştir. Bununla birlikte davacı tarafça dava konusu yerin, komşu 336 parsel sayılı taşınmazla birlikte 1993 yılında satın alındığı iddia edilmesine karşın komşu 336 parsel sayılı taşınmazın tedavüllü tapu kayıtları getirilerek davaya konu edilen tescil harici kısımların da satın alınıp alınmadığı üzerinde durulmamıştır. Eksik araştırma, inceleme ve uygulamaya dayalı olarak karar verilemez. Hal böyle olunca; doğru sonuca ulaşılabilmesi için, 336 parsel sayılı taşınmazın tedavüllü tapu kayıtları Tapu Müdürlüğünden ve tespit tarihinden geriye doğru 15-20-25 yıl öncesine ait 3 ayrı dönemde çekilmiş stereoskopik hava fotoğrafları Harita Genel Komutanlığından tarihleri açıkça yazılmak suretiyle istenilerek dosya arasına konulmak suretiyle ziraat bilirkişisi ile jeodezi veya fotogrametri uzmanı harita mühendisinden oluşacak bilirkişi heyeti aracılığıyla yapılacak keşifte, belirtilen tarihlerde çekilmiş stereoskopik hava fotoğrafları üzerinde stereoskop aletiyle inceleme yaptırılmalı, çekişmeli taşınmazın önceki ve şimdiki niteliğinin, imar-ihyaya en erken ne zaman başlanıldığının ve tamamlandığının, arazinin ekonomik amacına uygun olarak zilyetliğine ne zaman başlanıldığının belirlenmesine çalışılmalı, davacı tarafça 1993 yılında satın alındığı iddia edilen 336 parsel sayılı taşınmazla birlikte tescil harici bırakılan kısımları da satın alıp almadığı üzerinde durulmalı, tanık ve yerel bilirkişi ifadeleri de bilimsel esaslara ve maddi bulgulara dayanılarak hazırlanan söz konusu bilirkişi raporlarıyla denetlenmeli, taşınmazın kadastro paftasındaki konumu bilgisayar programı aracılığıyla hava fotoğraflarına aktarılmalı, ziraatçi bilirkişi vasıtasıyla taşınmazın öncesi ve zirai faaliyete konu olup olmadığı, hangi tarihte imar-ihyaya başlandığı, tamamlandığı, ekonomik amaca uygun zilyetliğin hangi tarihte başladığı ve hangi tasarruflar ile sürdürüldüğü hususları özellikle irdelenmeli, birleşen dosya bakımından dava konusu edilen kısımlar kesin olarak belirlenmeli, asıl dava konusu kısım ile birleşen dava konusu kısımlar fen bilirkişi raporunda ayrı ayrı gösterilmeli, bundan sonra iddia ve savunma çerçevesinde toplanan tüm deliller birlikte değerlendirilerek sonucuna göre karar verilmelidir. Kabule göre de; dava tarihi itibari ile belirlenen taşınmaz değeri üzerinden harç alınması gerekirken hatalı belirleme ile fazla harç alınması da isabetsiz olup; davacı vekilinin temyiz itirazları açıklanan nedenlerle yerinde bulunduğundan kabulüyle hükmün BOZULMASINA, peşin yatırılan temyiz karar harcının talep halinde temyiz edene iadesine,
28.12.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.