
Esas No: 2015/5703
Karar No: 2015/8442
Yargıtay 17. Hukuk Dairesi 2015/5703 Esas 2015/8442 Karar Sayılı İlamı
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki tasarrufun iptali davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine dair verilen hükmün süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği düşünüldü:
-K A R A R-
Hükmüne uyulan Dairemizin bozma ilamında özetle; Kırıkkale İcra Müdürlüğünün 2010/1184 sayılı takip dosyasında davalı ..... ile ... hakkında 451.567,03 TL için İİK"nun 143 maddesi uyarınca düzenlenmiş kati aciz vesikasının davacı vekilince 11.3.2013 havale tarihli dilekçe ekinde ibraz edildiği anlaşılmakla aciz halinin gerçekleştiği kabul edilerek davanın diğer şartlarının araştırılması ve hasıl olacak sonuca göre bir karar verilmesi yerine yazılı gerekçeyle davanın reddine karar verilmesinin isabetli olmadığı gereğine değinilmiştir.
Mahkemece iddia, savunma, toplanan deliller ve bozma ilamı doğrultusunda dava konusu taşınmazların tapudaki satış bedeli ile bilirkişi tarafından belirlenen rayiç değer arasında misli fark bulunmadığı, davalı 3.kişilerin kötüniyetli olduğunun ispatlanamadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava İİK"nun 277 ve devamı maddeleri gereğince açılmış tasarrufun iptali istemine ilişkindir.
.
Mahkemece yazılı gerekçeyle davanın reddine karar verilmiş ise de varılan sonuç dosya kapsamı ve mevcut delil durumuna uygun düşmemektedir.
Somut olayda davalı ... ve ... dava konusu iptali istenen tasarrufların tarafı olmadığından adı geçen davalılar hakkındaki davanın husumet yokluğundan reddine karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm tesisi isabetli görülmemiştir.
İİK"nun 280.maddesinde malvarlığı borçlarına yetmeyen bir borçlunun alacaklılarına zarar vermek kastıyla yaptığı tüm işlemler, borçlunun içinde bulunduğu mali durumu ve zarar verme kastının işlemin diğer tarafınca bilindiği veya bilinmesini gerektiren açık emarelerin bulunduğu hallerde tasarrufun iptal edileceği, aynı maddenin son fıkrasında ise ticari işletmenin veya işyerindeki mevcut ticari emtianın tamamını veya mühim bir kısmını devir veya satın alan yahut bir kısmını iktisapla beraber işyerini sonradan işgal eden şahsın, borçlunun alacaklılarını ızrar kastını bildiği ve borçlunun da bu hallerde ızrar kastıyla hareket ettiğinin kabul edildiği, bu karinenin, ancak iptal davasını açan alacaklıya devir, satış veya terk tarihinden en az üç ay evvel keyfiyetin yazılı olarak bildirildiğinin veya ticari işletmenin bulunduğu yerde görülebilir levhaları asmakla beraber Ticaret Sicili Gazetesiyle; bu mümkün olmadığı takdirde bütün alacaklıların ıttılaını temin edecek şekilde münasip vasıtalarla ilan olunduğunun ispatla çürütülebileceği hüküm altına alınmıştır.
Somut olayda davalı borçlu ... tarafından davalı 3.kişi ...."ne 18.1.2010 tarihinde satışı yapılan dava konusu 948 ada 1 ve 9 parseller üzerinde benzin istasyonu bulunduğundan dava konusu tasarrufun ticari işletme devri niteliğinde olması nedeniyle İİK"nun 280/3 maddesi gereğince iptale tabi olduğu,dosyada mevcut 20.11.2007 tarihli bayilik sözleşmesinden davalı borçlu şirketin davalı ...."nin bayisi olduğu,11.7.2008 tarihli borç tasfiye ve yenileme protokolü, 15.1.2010 tarihli borç tasfiye ve işletme ortaklık protolünden de davalı borçlu şirketin davalı ...."ne borçları olduğu dolayısıyla davalı 3.kişi şirketin
borçlunun durumunu ve amacını bilebilecek kişilerden olması nedeniyle dava konusu 18.1.2010 tarihli tasarrufun İİK"nun 280/1 madde gereğince iptale tabi olduğu gözönüne alınarak davacı vekilinin temyiz dilekçedeki talebiyle bağlı kalınarak 15.1.2010 tarihli protokol gereğince (davalı borçlunun %18,9 hissesi oranında)dava konusu 948 ada 1 ve 9 parselin satışına ilişkin 18.1.2010 tarihli tasarrufun davacının alacak ve ferileriyle sınırlı olarak iptaline karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm tesisi isabetli görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazların kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davacıya geri verilmesine 9.6.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.