1. Hukuk Dairesi 2017/3789 E. , 2020/2832 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ:ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
DAVA TÜRÜ: TAPU İPTALİ VE TESCİL
Taraflar arasında görülen tapu iptali ve tescil davası sonunda, yerel mahkemece asıl ve birleştirilen davaların kabulüne ilişkin olarak verilen karar davalı ve ihbar olunan ...tarafından yasal süre içerisinde temyiz edilmiş olmakla dosya incelendi, Tetkik Hakimi ... "un raporu okundu, açıklamaları dinlendi, gereği görüşülüp düşünüldü;
KARAR-
Dava, muris muvazaası hukuksal nedenine dayalı tapu iptali ve tescil isteğine ilişkindir.
Asıl ve birleştirilen davalarda davacılar, dava dışı kardeşleri ...’ın miras bırakanları babaları ...’den hile ile vekaletname aldığını, daha sonra bu vekaletnameyi kötüye kullanarak miras bırkanın 361 parsel sayılı taşınmazdaki payını dava dışı ...’a sattığını, bu kişi tarafından payın, muvazaalı devirler sonucu Hasan’ın kayınbiraderi olan davalı ...’e temlik edildiğini, temlik alan kişilerin taşınmazda zilyetliklerinin olmadığını ileri sürerek, davalı adına olan tapu kaydının iptali ile veraset ilamındaki payları oranında adlarına tesciline karar verilmesini istemişlerdir. Davalı, zamanaşımı itirazında bulunmuş, davanın hak düşücürü süre içinde açılmadığını, miras bırakan tarafından temlikin bizzat gerçekleştirildiğini, taşınmazı bedel karşılığında satın aldığını, önceki ilişkilerden haberdar olmadığını, iyi niyetli olduğunu, taşınmazı satın alma gücünün olduğunu belirterek davanın reddini savunmuş, davanın ...’a ihbarını istemiştir.Mahkemece, davanın reddine ilişkin verilen karar, Dairece ‘...Somut olaya gelince; miras bırakanın elinde bulunan mal varlığının miktarı, temlik edilen malın tüm mamelekine oranı, bunun makul karşılanabilecek bir sınırda kalıp kalmadığı gibi bilgi ve olguların gözönünde tutulması gerekeceğide kuşkusuzdur. Ne varki, mahkemece bu yönde bir araştırma yapılmadığı gibi çekişmeye konu taşınmazın akit tarihindeki gerçek değeride keşfen saptanmamış, murisin satmasını gerektirir bir neden olup olmadığı ve ekonomik sosyal durumuda yeterince soruşturulmamıştır. Bu durumda, murisin gerçek iradesininde açıklığa kavuşturulduğu söylenemez.Hal böyle olunca, yukarıda açıklanan ilkeler gözetilmek suretiyle bir araştırma yapılıp tarafların tüm delillerinin toplanması, somut olgularla birlikte değerlendirilmesi, hasıl olacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken, eksik soruşturma ile yetinilerek yazılı olduğu üzere hüküm kurulması doğru değildir.’ gerekçesiyle bozulmuş, bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonucunda asıl ve birleştirilen davaların kabulüne karar verilmiştir.
Hemen belirtilmelidir ki, bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonucunda miras bırakanın mal satmaya ihtiyacının olmadığı, temlikin diğer mirasçılardan mal kaçırmak amacıyla yapıldığı anlaşılmaktadır. Bu durumda, davanın kabul edilmiş olması kural olarak doğrudur. Davalıların işin esasına değinen temyiz itirazları yerinde görülmediğinden reddine.Davalıların diğer temyiz itirazlarına gelince; Somut olayda miras bırakan Haydar tarafından çekişmeli taşınmazda 552/8620 pay temlik edilmiş olup, ara malik Hasan diğer paydaşlardan satın aldığı payı tevhit etmiş ve sonra 803/8620 pay temlike konu olmuştur. Davacıların isteği, miras bırakan tarafından temlik edilen paya ilişkin olduğundan, mahkemece üçüncü kişilerden satın alınan payı kapsar şekilde davanın kabulüne karar verilmiş olması doğru değildir.Hal böyle olunca, miras bırakandan temlik edilen payın iptal edilerek davacıların miras payları oranında adlarına tesciline karar verilmesi gerekirken yanılgılı değerlendirme ile yazılı olduğu üzere hüküm tesisi doğru değildir.Davalıların açıklanan nedenlerden ötürü yerinde bulunan temyiz itirazının kabulüyle, hükmün (6100 sayılı Yasanın geçici 3.maddesi yollaması ile) 1086 sayılı HUMK"un 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 18/06/2020 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.