Abaküs Yazılım
Hukuk Genel Kurulu
Esas No: 2017/466
Karar No: 2017/1358
Karar Tarihi: 15.11.2017

Yargıtay Hukuk Genel Kurulu 2017/466 Esas 2017/1358 Karar Sayılı İlamı

Hukuk Genel Kurulu         2017/466 E.  ,  2017/1358 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

    Taraflar arasındaki “tescil” davasından dolayı yapılan yargılama sonunda Siirt 1. Asliye Hukuk Mahkemesince davanın kabulüne dair verilen 18.12.2012 gün ve 2011/1265 E., 2012/1631 K. sayılı kararın incelenmesinin davalı Hazine vekili tarafından istenilmesi üzerine, Yargıtay 16. Hukuk Dairesinin 27.09.2013 gün ve 2013/7360 E., 2013/9177 K. sayılı kararı ile,
    (…Davacı, Sağlarca Köyü çalışma alanında bulunan ve kadastro sırasında tespit harici bırakılan taşınmazın adına tescili istemiyle tapu kaydı ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliğine dayanarak dava açmıştır. Mahkemece yapılan yargılama sonunda davanın kabulüne, bilirkişi raporunda (A) harfi ile gösterilen 70.909,23 metrekare yüzölçümlü taşınmazın davacı ... adına tapuya kayıt ve tesciline karar verilmiş; hüküm, davalı Hazine vekili tarafından temyiz edilmiştir.
    Mahkemece bilirkişi raporunda (A) harfi ile gösterilen bölüm üzerinde davacı lehine tescil şartlarının gerçekleştiği gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiş ise de, yapılan araştırma ve inceleme hüküm vermeye yeterli değildir. Dava konusu taşınmaz, 1982 yılında yapılan kadastro çalışmaları sırasında, 766 sayılı Yasa"nın 2. maddesi gereği tapulama harici bırakılan yerlerdendir. Davacı, tapu kaydı ile birlikte imar-ihya ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği nedenlerine dayanarak tescil isteğinde bulunmuştur. Ancak, dayanılan tapu kaydı tüm tedavülleri ile getirtilip uygulanmak suretiyle kapsamı belirlenmediği gibi, kayıt kapsamı dışında kalan bölümlerin emek ve masraf sarfı suretiyle imar-ihya işlemlerinin tamamlanarak tarıma elverişli hale getirilmesini müteakip, kazanmayı sağlayacak zilyetlik süresinin geçip geçmediği, 3402 sayılı Kadastro Kanunu"nun 14 ve 17. maddeleri hükümlerine göre iktisap şartlarının oluşup oluşmadığının belirlenmesi için objektif, bilimsel ve teknik verilerden yararlanılması gerektiği üzerinde durulmamış; dava tarihinden en az 20-30 yıl öncesine ait hava fotoğraflarından yararlanılmamış; tapu müdürlüğünden fen bilirkişisi tarafından düzenlenen haritanın bir örneği eklenerek çekişmeli taşınmaz hakkında çifte tapu oluşmasının önüne geçilmesi için başkaca dava açılıp açılmadığı sorulmamış, komşu parsel tutanakları ile varsa dayanak belgeleri getirtilmemiş, mahkeme gözlemi ve mahalli bilirkişi beyanlarında çekişmeli taşınmazın doğusundan dere geçtiğinden bahsedildiği halde jeolog bilirkişisinden rapor alınmamış, fen bilirkişisi raporunda dere işaretlettirilmemiştir. Eksik inceleme ve araştırmaya dayanılarak hüküm verilemez. Hal böyle olunca, öncelikle, tapu müdürlüğünden fen bilirkişisi tarafından düzenlenen haritanın bir örneği eklenerek çekişmeli taşınmaz hakkında çifte tapu oluşmasının önüne geçilmesi için başkaca dava açılıp açılmadığı, dayanak tapu kaydının kadastro sırasında revizyon görüp görmediği sorulmalı; tapu kaydının tesisinden itibaren tedavülleri ile, varsa dayanak haritası revizyon gördüğü taşınmazların kadastro tutanakları ve kadastro sonucu oluşan tapu kayıtları ve krokileri ile çekişmeli taşınmaza komşu parsel tutanakları ve varsa dayanak belgeleri getirtilmeli, dava tarihinden 20-30 yıl öncesi zaman dilimi içerisinde farklı tarihlere ait en az 3 (1985-1990-2000-2005 gibi) hava fotoğrafı, bu hava fotoğrafları kullanılarak üretilmiş memleket haritaları ile temin edilebilen en eski ve yeni tarihli uydu fotoğrafları istenilerek dosya arasına konulmalıdır. Bundan sonra, taşınmazın bulunduğu yeri iyi bilen elverdiğince yaşlı kişiler arasından seçilecek yerel bilirkişiler, taraf tanıkları 3 ziraat mühendisi, 1 jeolog bilirkişi ile 1 jeodezi, fotogrametri uzmanı ya da harita mühendisinden oluşacak bilirkişi heyetinin katılımı ile yapılacak keşifte öncelikle davacı taraf dayanağı olan tapu kaydı, varsa haritası uygulanmalı, haritası yoksa sınırları yerel bilirkişilere tek tek okunarak zeminde göstertilmek suretiyle uygulanmalı, yerel bilirkişilerce gösterilemeyen sınırların tespiti için taraflara tanık dinletme imkanı sağlanmalı ve bu suretle kaydın çekişmeli taşınmazı kapsayıp kapsamadığı duraksamaya yer vermeyecek şekilde belirlenmeli, çekişmeli taşınmazın tapu kaydının kapsamı dışında kaldığının anlaşılması halinde hava fotoğrafları bilirkişilere bilimsel yöntemlerle (hava fotoğrafı ve memleket haritası ile kadastro paftası ölçeği harita çizim programları aracılığıyla eşitlenerek çekişmeli taşınmazın konumunun çevre parsellerle birlikte harita üzerinde gösterilmesi, hava fotoğrafları ile kadastro paftası çakıştırılıp stereoskop aletiyle incelenmesi) inceleme yaptırılarak; çekişme konusu taşınmazın imar-ihyaya en erken ne zaman başlanıldığının ve ne zaman tamamlandığının, arazinin ekonomik amacına uygun olarak tarım arazisi niteliğiyle zilyetliğine ne zaman başlanıldığının belirlenmesine çalışılmalı, taşınmaz sınırından geçen dere teknik bilirkişi raporunda işaretlettirilmeli, tanık ve yerel bilirkişi ifadeleri de bilimsel esaslara ve maddi bulgulara dayanılarak hazırlanan söz konusu bilirkişi raporuyla denetlenmeli, bundan sonra iddia ve savunma çerçevesinde toplanan tüm deliller birlikte değerlendirilerek sonucuna göre bir karar verilmelidir. Eksik incelemeyle yazılı olduğu şekilde hüküm kurulması isabetsizdir…)
    gerekçesiyle bozularak dosya yerine geri çevrilmekle yeniden yapılan yargılama sonunda mahkemece önceki kararda direnilmiştir.


    HUKUK GENEL KURULU KARARI

    Hukuk Genel Kurulunca incelenerek direnme kararının süresinde temyiz edildiği anlaşıldıktan ve dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra gereği görüşüldü:
    Dava, kadastro sırasında tespit harici bırakılan taşınmazın tescili istemine ilişkindir.
    Davacı vekili Siirt Merkez Sağlarca Köyünde bulunan yaklaşık 75 dekar yüzölçümünde doğusunda dere, batısında sahibi senet tarlaları, kuzeyinde Süleyman Buni tarlası ve güneyinde cebel bulanan taşınmazı 50-60 yılı aşkın süreden beri müvekkili ile kardeşi Ömer Tekin’in kullandığını, müvekkili ve kardeşi adına 103 sıra nolu tapu kaydının bulunduğu alanların işlem görmediğini ve tespit dışı kaldığını, kardeşler arasında yapılan fiili taksim sonucunda dava konusu taşınmazın tümünün müvekkiline intikal ettiğini, müvekkilinin tek başına zilyetliğinin 30-35 yıla kadar dayandığını, çekişmeli taşınmazın hali hazırda fıstık bahçesi olarak kullanıldığını, taşınmazın hazine ve köy muhtarlığı ile ilgisinin bulunmadığı iddiasıyla sınırları belirtilen taşınmazın müvekkili adına tescilini istemiştir.
    Davalı Hazine vekili dava konusu taşınmazın devletin hüküm ve tasarrufu altında bulunan yerlerden olduğunu açıklayarak davanın reddinin gerektiği savunmuştur.
    Mahkemece çekişmeli taşınmazın kadastro tespiti esnasında tespit harici bırakıldığı, doğusunda dere, batısında davacının kendi taşınmazı, kuzeyinde Süleyman Kibici"ye ait taşınmaz, güneyinde dağ bulunan etrafı tel örgülerle çevrili fıstık bahçesinin ... tarafından zilyet edildiği, öncesi itibariyle de ..."in babasına ait olduğu, babasının da 50 yıl kadar önce Siirtli Nurullah isimli bir şahıstan dava konusu taşınmazı satın aldığı, babasının ölümüyle birlikte mirasçılar arasında fiili taksim yapıldığı, dava konusu taşınmazın davacıya düştüğü ve 20 yılı aşkın süredir davacı tarafından kullanıldığı, dava konusu taşınmazın üzerinde bulunan ve takriben 15 yaşında olan fıstık ağaçlarının da davacı tarafından dikildiği, dava konusu yerin mera ya da orman olmadığı kanaatiyle davanın kabulüne, bilirkişi raporunda (A) harfi ile gösterilen 70.909,23 metrekare yüzölçümlü taşınmazın davacı ... adına tapuya kayıt ve tesciline karar verilmiştir.
    Davalı Hazine vekilinin temyizi üzerine hüküm, Özel Dairece yukarıda başlık bölümünde açıklanan gerekçelerle bozulmuştur.
    Mahkemece önceki gerekçeler tekrar edilerek direnme kararı verilmiş, direnme kararını davalı Hazine vekili ve davalı ... İdaresi vekili temyize getirmiştir.
    Direnme yolu ile Hukuk Genel Kurulu önüne gelen uyuşmazlık, mahkemece yeterli araştırmanın yapılıp yapılmadığı noktasında toplanmaktadır.
    I- Davalı ... İdaresi vekilinin temyiz itirazlarının incelenmesinde;
    Hukuk Genel Kurulunda yapılan görüşmeler sırasında esasa girilmeden önce, ilk hükmü temyiz etmeyen davalı ... İdaresi vekilinin direnme kararını temyizinin mümkün bulunup bulunmadığı hususu değerlendirmeye alınmıştır.
    Bilindiği üzere, hukuki yarar dava şartı olduğu kadar, temyiz istemi için de aranan bir şarttır (Hukuk Genel Kurulunun 02.04.2014 gün ve 2013/19-627 E., 2014/439 K. sayılı kararı).
    Yerel mahkemenin ilk kararı, davalı Hazine vekili tarafından temyiz edilmiştir. İlk hükmü temyiz etmeyen davalı ... İdaresi vekilinin direnme kararını temyizde hukuki yararı bulunmamaktadır.
    O halde davalı ... İdaresi vekilinin direnme hükmüne yönelik temyiz isteminin hukuki yarar yokluğundan reddine karar verilmelidir.
    II-Davalı Hazine vekilinin temyiz itirazlarının incelenmesine gelince;
    Tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dosyadaki tutanak ve kanıtlara, bozma kararında açıklanan gerektirici nedenlere göre, Hukuk Genel Kurulunca da benimsenen Özel Daire bozma kararına uyulmak gerekirken, önceki kararda direnilmesi usul ve yasaya aykırıdır.
    Bu nedenle direnme kararı bozulmalıdır.
    SONUÇ: 1- Yukarıda (I) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davalı ... İdaresi vekilinin temyiz isteminin hukuki yarar yokluğundan REDDİNE,
    2- Yukarıda (II) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davalı Hazine vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile direnme kararının Özel Daire bozma kararında gösterilen nedenlerden dolayı BOZULMASINA, istek halinde temyiz peşin harcının yatırana geri verilmesine, karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 15.11.2017 gününde oybirliği ile karar verildi.

    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi