8. Hukuk Dairesi 2010/7051 E. , 2011/2969 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : Tapu İptali ve Tescil
... ve ... ile ... aralarındaki tapu iptali ve tescil davasının kabulüne dair Gümüşhacıköy Asliye Hukuk Mahkemesinden verilen 14.09.2010 gün ve 127/166 sayılı hükmün Yargıtay"ca incelenmesi davalı tarafından süresinde istenilmiş olmakla dosya incelendi gereği düşünüldü:
K A R A R
Davacılar ... ile ..., miras yoluyla intikal ve harici satışa dayanarak davalı adına kayıtlı bulunan dava konusu 1433 parsel sayılı taşınmazın tapu kaydının iptali ile 1/3 er paylı olarak davacılar ve davalı adına tapuya tesciline karar verilmesini istemişlerdir.
Davalı ..., yargılamanın 20.1.2010 tarihli ilk oturumunda davayı kabul ettiğini, davacıların da dava konusu taşınmaz üzerinde 1/3’er oranında hakları bulunduğunu, bu haklarını da inkar etmediğini bildirmiş, yargılama giderlerinin davacılar üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkemece, davanın kabulüyle, 1433 parsel sayılı taşınmazın tapu kaydının iptaline ve 1/3 er hisse oranıyla davacılar ..., ... ve davalı ... adlarına tesciline karar verilmesi üzerine; hüküm, davalı tarafından temyiz edilmiştir.
Uyuşmazlık konusu 1433 nolu parsel tapulama yoluyla 6.1.1975 tarihinde dava dışı Süleyman Bat adına tesbit ve tescil edilmiş, ardından 2.8.2002 tarihinde satış suretiyle davalı ... adına tescil edilmiştir.
Davacılar, babaları Haydar Cengiz’in tapuda kayıtlı bulunan dava konusu taşınmazı 5.3.1975 tarihinde senetle kayıt maliki Süleyman Bat’tan satın ve devraldığını, daha sonra anılan taşınmazı davalı ile birlikte eşit paylarla kendilerine 2.10.1975 tarihli senetle verdiğini, aralarında yaptıkları taksim sonucu herkesin kendisine düşen taşınmaz bölümünü kullandığını, buna rağmen davalının bu taşınmazı tapudan satış suretiyle adına tescilini sağladığını açıklayarak dava konusu taşınmazın tapu kaydının iptali ile 1/3’er paylı olarak davalı ile birlikte adlarına tesciline karar verilmesini istemişler, davalı ise davayı usulen alınan imzalı beyanı ile kabul ettiğini bildirmiş, taşınmazda davacıların da haklarının bulunduğunu açıklamıştır.
Dosya kapsamına, dava evrakı ile yargılama tutanakları içeriğine mahkemece deliller toplanarak karar verildiğine ve takdirde bir isabetsizlik bulunmadığına, davayı kabul eden ve HUMK.nun 151/son maddesi gereğince yöntemine uygun bir biçimde tutanağı imzalayan davalının bu beyanının HUMK.nun 94 ve 95 maddelerine göre kesin hükmün hukuki neticelerine hasıl olup yapıldığı anda hüküm ifade ettiğine göre, mahkemece yazılı şekilde davanın kabulüne karar verilmesinde aşağıda belirtilen husus dışında herhangi bir isabetsizlik görülmediğinden hükmün esasına ilişkin bölümünün ONANMASINA,
HUMK.nun 94/1. maddesi hükmüne göre; davayı kabul eden davalı, davada mahkum olmuş gibi yargılama giderlerini ödemek zorundadır. Başka bir deyişle, davayı kabul eden davalı, yargılama giderleri bakımından da davada haksız çıkmış sayılır. Ancak, yine HUMK.nun 94/2 maddesine göre ise, davalı ilk oturumda davayı kabul ederse hal ve durumu ile kendisine karşı dava açılmasına sebebiyet vermemiş ise, davayı kabul etmiş olmasına rağmen harç ve yargılama giderlerine mahkum edilemez. Davada da, davalı yargılamanın ilk oturumunda davayı kabul ettiği ve tapulama suretiyle 6.1.1975 tarihinden beri tapuda kayıtlı bulunan taşınmaza ilişkin, davacıların dayandığı 5.3.1975 ve 2.10.1975 tarihli satış sözleşmelerinin noter huzurunda resen düzenlenmiş yasal şartları taşıyan ve tescil hakkı doğuran sözleşmeler niteliğinde bulunmadığı, davalının böyle bir sözleşme hükümlerini yerine getirmemiş olmasının kendisini mütemerrit duruma sokmadığı halde; diğer deyişle, davalının bu şekilde geçerli olmayan bir sözleşme ile bağlı bulunmamasına rağmen, ilk celsede davayı kabul etmiş olması, iyi niyetle hareket ettiğinin bir delilini teşkil ettiği, kaldı ki davacılar tarafından davalıya yapılmış bir ihtarın da sözkonusu olmadığı anlaşılmakla, dava açılmasına sebebiyet vermediğinin de kabulü gerekecektir. Bu bakımdan, eksik harcın davacıdan alınmasına artırılan harç ile yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılması yerine yazılı olduğu şekilde davalılara yükletilmesi doğru olmamıştır.
Davalının temyiz itirazları açıklanan nedenlerle yerinde görüldüğünden kabulü ile usul ve yasaya aykırı bulunan harç ve yargılama giderlerine ilişkin hüküm bölümünün HUMK.nun 428. maddesi uyarınca BOZULMASINA ve aşağıda dökümü yazılı 576,05 TL peşin harcın onama harcına mahsubu ile kalan 1.743,75 TL"nin temyiz eden davalıdan alınmasına 23.05.2011 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.