8. Hukuk Dairesi 2010/4998 E. , 2011/2967 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : Katkı Payı Alacağı
... ile ... aralarındaki katkı payı alacağı davasının reddine dair Fatih 1. Aile Mahkemesinden verilen 27.04.2010 gün ve 471/286 sayılı hükmün Yargıtay’ca incelenmesi davacı vekili tarafından süresinde istenilmiş olmakla dosya incelendi gereği düşünüldü:
KARAR
Davacı ... vekili, evlilik birliği içerisinde edinilen 2025 ada 28 parselde kayıtlı B blok 1. Kat 4 nolu bağımsız bölüme katkısı sebebiyle fazla hakkı saklı kalmak üzere, 100.000,00 TL’nin dava tarihinden işleyecek yasal faizi ile davalıdan alınmasına karar verilmesini istemiştir.
Davalı ... vekili, dava konusu taşınmazın vekil edeninin kazancı, ziynetlerinin satışı ile elde edilen para ve ailesinin yardımı ile alındığını, davacının katkısının bulunmadığını açıklayarak davanın reddine karar verilmesini savunmuştur.
Mahkemece, davacının taşınmazın alımına katkısını ispat edemediği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmesi üzerine; hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Taraflar, 1.8.1978 tarihinde evlenmişler, 9.8.2001 tarihinde açılan boşanma davasının kabul edilmesi üzerine boşanmalarına karar verilmiş, hüküm 24.11.2006 tarihinde kesinleşmiştir. Eşler arasında 1.1.2002 tarihine kadar mal ayrılığı (743 sayılı TKMnun 170.mad) bu tarihten mal rejiminin sona erdiği boşanma davasının açıldığı tarihe kadar yasal edinilmiş mallara katılma rejimi geçerlidir.
Dosya arasında yer alan tapu kaydına göre, dava konusu 2025 ada 28 parselde kayıtlı 1.kat 4 nolu bağımsız bölüm satış suretiyle 8.8.1985 tarihinde davalı ... adına tapuya tescil edilmiştir. Anılan taşınmaz 743 sayılı TKM.nun 170. maddesi uyarınca mal ayrılığı rejiminin geçerli olduğu dönemde edinildiğinden buna ilişkin uyuşmazlığın Borçlar Kanununun genel hükümlerine göre çözüme kavuşturulması gerekmektedir.
Davacı ..., 1970 yılından beri İsviçre’de fabrikalarda kalifiye eleman olarak çalıştığını 1974 yılında emekli olarak Türkiye’ye dönüş yaptığını, tüm birikimlerini taşınmazın alımı sırasında harcadığını, ayrıca İsviçre Bankalarından da kredi çekmek suretiyle dava konusu evin içinin ve dışının ayrıca tadilatını yaptırdığını açıklayarak bu katkısının karşılığı olarak dava konusu taşınmazın bedelinin yarı oranındaki miktarının faiziyle tahsilini istemiş, davalı ise İsviçre’de 1973 yılında çalışmaya başladığını ve halen çalışmaya devam ettiğini, yüksek miktarda gelir elde ettiğini, ziynetlerini bozdurduğunu ayrıca Ümraniye’de mütahhitten satın aldığı 393 ada 34 parselde kayıtlı taşınmazın satışından elde edilen para ile anılan taşınmazı satın aldığını, davacının uygunsuz yaşayarak parasını bu şekilde tükettiğini, herhangi bir katkısının bulunmadığını savunarak davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Toplanan delillerden davacının Türkiye’de 23.11.1965 ila 30.12.1967 arası 720 günlük askerlikte geçen hizmeti ile 9.4.1970 ila 6.7.1993 yılları arasında İsviçre’de fabrikada işçi olarak çalışmak suretiyle geçen 8367 günlük hizmetinin 3201 sayılı kanuna göre borçlanarak 01.12.1993 tarihinde emekli olup yaşlılık aylığının bağlandığı, davalının da İsviçre’de terzi olarak çalıştığı anlaşılmaktadır. Kural olarak iki tarafda çalışarak gelir elde ettiklerine göre davacının da edinilen taşınmaza katkısının olduğunun kabulü gerekir. Ne var ki mahkemece tarafların gelirlerini gösteren belgeler istenilmek suretiyle davacının katkı oranını belirlemeye yönelik herhangi bir bilirkişi incelemesi yaptırılmadan davacının alkol aldığı, İsviçre’de biriktirdiği para ile Türkiye’ye emekli olup geldiği, ticaret yapıp zarar ettiği, davacının aldığı kredilerin dava konusu taşınmazın satın alınma tarihlerinden sonra olduğu, bu kredilerin dava konusu taşınmazın alımına, iyileştirilmesine katkıda bulunulduğuna dair somut delilin bulunmadığı gerekçeleriyle davanın reddine karar verilmiştir. Dinlenen taraf tanıkları, tarafların İsviçre’de birlikte çalıştıklarını bildirmişler, davacının gelirinin tümünü alkol ve kötü yaşam biçimi ile tükettiği yönünde beyanda bulunmamışlardır. Davalı tanıkları davacının alkol aldığını bildirmiş iseler de alkol bağımlısı olduğu yönünde somut delil sunulmamıştır. Ayrıca, taşınmazın edinilmesinde ziynetlerin bozdurulduğu yönünde de tanıklar tarafından açıklama yapılmadığı gibi, bu hususta davalının soyut iddiası dışında delil elde edilememiştir.
Yapılan araştırma ve inceleme hüküm vermeye elverişli bulunmamaktadır. Dava konusu taşınmazın edinildiği tarihe kadar her iki tarafın dosyaya yansıyan yurt dışındaki çalışma durumları ve gelirlerinin ayrıntılı şekilde araştırılıp belirlenmesi, gerekirse çalışmalarına ve gelirlerine ait belgeleri elden alıp dosyaya sunmaları için taraflara süre ve imkan tanınması, dava konusu taşınmazın edinildiği tarihe kadar her iki tarafın toplam gelirlerinin ayrı ayrı belirlenmesi bundan ayrı eşlerin ekonomik ve sosyal durumları, yaşam tarzları ve hayat düzeylerine göre; kişisel masraflarının ayrı ayrı hesaplanması, davacı ...’ın ayrıca 743 sayılı TKM.nun 152. maddesi gereğince evi geçindirme yükümlülüğü gözetilerek taşınmazın alındığı tarihe kadar yapabileceği evi geçindirme gideriyle kişisel giderinin ve alkol bağımlılığı bulunmasa da zaman zaman alkol alması nedeniyle bunun için yapılabilecek olağan ve beklenir harcama dışında, olabilecek fazla harcama var ise, oran belirtilmek suretiyle hesaplanacak miktarın, davalı yönünden ise kişisel harcamalarının toplam miktarlarının ayrı ayrı saptanması ve her birinin ayrı ayrı toplam gelirlerinden düşünülmesi suretiyle her birinin bu durum karşısında yapabilecekleri tasarruf miktarlarının ayrı ayrı belirlenmesi, davacının toplam tasarruf miktarı içerisindeki katkı oranının bulunması ve bulunan bu katkı oranının dava tarihindeki bağımsız bölümün belirlenen gerçek değeriyle çarpılması sonucu katkı payı alacağının saptanması, bu hususlarda hukukçu, mali müşavir inşaat mühendisinden oluşan bilirkişi kurulundan denetime elverişli, bilimsel esaslara dayalı rapor alınması, ayrıca davalının savunmasında belirttiği dava dışı 393 ada 34 parsel sayılı taşınmazın davalı adına alınıp tescil edildiği tarih ile satış tarihlerini belirtir revizyonlu tapu kaydının getirtilmesi davalının 34 parseli satarak elde ettiği parayı dava konusu taşınmazın alımına harcadığını savunduğuna göre bu parselin satıldığı tarihteki değerinin tespiti alım ve satım tarihleri gözetilerek savunmanın doğru olup olmadığı üzerinde durulması olayın çözümünde gözönünde tutulması bundan ayrı, davacı tarafından İsviçre Credit Suisse Bank’dan çekilen kredilerin dava konusu taşınmazın edinilmesine, iyileştirilmesine harcanıp harcanmadığı hususlarının, hüküm kurulurken nazara alınması gerekirken açıklanan hususlar gözetilmeden yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiştir.
Davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile usul ve yasaya aykırı bulunan hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle ve HUMK.nun 428. maddesi hükmü uyarınca BOZULMASINA ve 17,15 TL peşin harcın istek halinde temyiz edene iadesine 23.05.2011 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.