1. Hukuk Dairesi 2013/9464 E. , 2013/16855 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
DAVA TÜRÜ : TAPU KAYDINDA DÜZELTİM
Yanlar arasında görülen tapu kaydında düzeltim davası sonunda, yerel mahkemece davanın, kabulüne ilişkin olarak verilen karar davalı tarafından yasal süre içerisinde temyiz edilmiş olmakla dosya incelendi, Tetkik Hakimi ..."ın raporu okundu, açıklamaları dinlendi, gereği görüşülüp düşünüldü;
-KARAR-
Talep, tapu kaydında yanlış yazılan kimlik bilgilerinin düzeltilmesi isteğine ilişkin olup, hükmüne uyulan bozma ilamı sonrasında mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiştir.
Dosya içeriğinden, toplanan delillerden; davacıların, 2, 3, 9, 10 ve 52 parsel sayılı taşınmazların miras bırakan babaları "... oğlu ..."e ait olmasına rağmen tapu kayıtlarında murisi babasının baba adının "..." olarak yanlış yazıldığını, tasarruf hakkını kullanamadıklarını ileri sürerek tapu kayıtlarının nüfus kaydına göre düzeltilmesi için eldeki davayı açtıkları, mahkemece davanın reddine ilişkin olarak verilen kararın, 14. Hukuk Dairesince; “yapılan inceleme ve araştırma karar vermeye yeterli değildir. Dava konusu taşınmazların tapulama tutanağı ve dayanağı belgeler celp edilmemiş, nüfus müdürlüğünden kayıtta geçen kişi ile aynı kimlik bilgilerine sahip bir başka kişinin kaydının bulunup bulunmadığı sorulmamış, zabıta araştırması yanlış yapılmıştır. O halde mahkemece yapılacak iş; dava konusu taşınmazların tapulama tutanakları ve dayanağı belgeler getirtilmeli, nüfus müdürlüğünden kayıtta geçen kişi ile aynı kimlik bilgilerine sahip bir başka kişinin kaydının bulunup bulunmadığı sorulmalı kaydı düzeltilecek kişinin nüfus kaydı, tapu ve dayanakları ile bağlantı oluşturacak şekilde incelenmeli ve kök kayıt olduğu anlaşılan piresul oğullarının nüfus kaydı istenmeli, taşınmazın bulunduğu mahalde kayıt maliki ile aynı ismi taşıyan başka kişi bulunup bulunmadığı zabıta tarafından araştırılmalı, gerekirse keşif yapılarak davacının göstereceği tanıkların ve hayatta olan tespit bilirkişileri taşınmaz başında dinlemeli ve sonucuna göre bir karar verilmesi gerekir” gerekçesiyle bozulduğu anlaşılmaktadır.
Bilindiği üzere mahkemenin Yargıtay"ın bozma kararına uyması ile bozma kararı lehine olan taraf yararına usuli kazanılmış hak doğar. Diğer taraftan, yerel mahkemenin Yargıtay Dairesince verilen bozma kararına uyması sonunda, kendisi için o kararda gösterilen şekilde inceleme ve araştırma yaparak, yine o kararda belirtilen hukuki esaslar gereğince hüküm verme yükümlülüğü doğar. “Usuli kazanılmış hak” olarak tanımlayacağımız bu müessese, mahkemeye, hükmüne uyduğu Yargıtay bozma kararındaki esas çerçevesinde işlem yapma ve hüküm kurma zorunluluğu getirir (9.5.1960 Gün.21/9 sayılı YİBK).
Ne var ki, mahkemece, yukarıda içeriği açıklanan bozma ilamına uyulmasına rağmen bozma gerekleri yerine getirilmeden sonuca gidildiği görülmektedir.
Şöyle ki, dava konusu taşınmazların kadastro tutanakları bir çok kez istenmesine rağmen gelen kayıtlarda tutanakların kesinleşme şerhli ve onaylı örnekleri bulunmadığı gibi, dayanağı kayıt ve belgeler gönderilmemiş, miras bırakan ...’in nüfus kaydı ile kök kayıt olduğu anlaşılan piresul oğullarının nüfus kaydı istenmemiş, yine kaydı düzeltilmesi istenen ... oğlu ... adında bir kişinin nüfusa kayıtlı olup olmadığı sorulmamış, keşif yapılarak tespit bilirkişileri ile tanıklar taşınmazların başında dinlenmemiştir.
Hal böyle olunca; yukarıda açıklandığı şekilde gerekli araştırma ve inceleme yapılarak hasıl olacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken noksan soruşturma ile yetinilerek ve usulü kazanılmış hak da dikkate alınmadan yazılı olduğu üzere hüküm tesisi isabetsizdir.
Kabule göre de, davacıların tamamına karar başlığında yer verilmemesi doğru olmadığı gibi, dava konusu 2 parsel sayılı taşınmaz ifrazla 687 ve 688 parsel olduğu halde kabul kararının ifraz öncesi parsel üzerinden verilmesi de isabetsizdir.
Davalının bu yönlere değinen temyiz itirazları yerindedir. Kabulü ile, hükmün açıklanan nedenden ötürü (6100 sayılı Yasanın geçici 3.maddesi yollaması ile) 1086 sayılı HUMK"nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, 28.11.2013 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.