2863 Sayılı Kanuna Aykırılık - Yargıtay 12. Ceza Dairesi 2013/7800 Esas 2014/8767 Karar Sayılı İlamı

Tebliğname no : 7 - 2011/164498
Mahkemesi : Beykoz 1. Asliye Ceza Mahkemesi
Karar Tarihi : 29/12/2010
Numarası : 2009/1105-2010/773
Suç : 2863 Sayılı Kanuna Aykırılık

2863 sayılı Kanuna aykırılık suçundan sanığın beraatine ilişkin hüküm, katılan vekili tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü:
Katılan vekilinin yerinde görülmeyen sair temyiz itirazlarının reddine, ancak;
Sanığın, İstanbul III Numaralı Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kurulu"nun 15/11/1995 tarih ve 7755 sayılı kararı ile tescilli 3. derece doğal sit alanı içerisindeki Maliye Hazinesi"ne ait taşınmaz üzerine izin almaksızın taş duvar inşa ettirdiği iddiasıyla dava açıldığı, sanığın kolluk kuvvetlerine verdiği ifadede, mevcut olan eski duvarını güçlendirmek amacıyla duvar örmeye başladığını beyan ettiği, 23/07/2009 tarihli tespit tutanağının sanık tarafından “inşaat sahibi” sıfatıyla imzalandığı, kovuşturma aşamasında atılı suçlamayı kabul etmeyen sanığın, suça konu yerin Büyükşehir Belediyesi"nde görev yapan Hüseyin isimli şahsa ait olduğunu, kendisinin, duvar inşaatında yevmiye karşılığı işçi olarak çalıştığını söylediği, kolluk kuvvetlerince yapılan araştırmada, taş duvarın çevrelediği binanın K.. T.. isimli şahsa ait olduğunun belirlendiği, diğer yandan, yapı tespit tutanağında imzası bulunan tanık H.. Ö.."ın, suça konu yerde inşaat yaparken yakaladıkları sanığın, inşaatı kendisinin yaptırdığını söylediğini beyan ettiği, mahkemece, kovuşturma aşamasında değişen savunmaya itibar edilerek sanığın beraatine, gerçek fail hakkında Cumhuriyet Savcılığı"na suç duyurusunda bulunulmasına hükmedildiği anlaşılmakla;
Suç duyurusunun akıbeti beklenerek, dava açılması halinde incelenen dosya ile birleştirilmesine karar verilmesi, Maliye Hazinesi"ne ait suça konu taşınmazın kimin kullanımında olduğunun ve dolayısıyla taşınmaz üzerine duvar ördürme fiilinin kim tarafından gerçekleştirildiğinin her türlü şüpheden uzak biçimde tespiti ile sonucuna göre sanığın hukuki durumunun takdir ve tayini gerektiği gözetilmeksizin, eksik araştırma ile yazılı şekilde hüküm tesisi,
Kanuna aykırı olup, katılan vekilinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görüldüğünden, hükmün bu sebepten dolayı 5320 sayılı Kanunun 8. maddesi uyarınca halen uygulanmakta olan 1412 sayılı CMUK"un 321. maddesi gereğince isteme uygun olarak BOZULMASINA, 10/04/2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.