22. Hukuk Dairesi 2017/20520 E. , 2019/4914 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İş Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : ALACAK
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen kararın, temyizen incelenmesi taraflar vekillerince istenilmekle, temyiz taleplerinin süresinde olduğu anlaşıldı. Dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı İsteminin Özeti:
Davacı vekili, müvekkili işçinin fazla çalışma yaptığı, en az iki hafta sonu çalıştığı halde işçilik alacaklarının ödenmediğini ileri sürerek fazla çalışma ücret alacağı ile hafta tatili ücret alacağının tahsilini talep etmiştir.
Davalı Cevabının Özeti:
Davalı vekili, davacıya ücretlerinin ödendiğini, aylık ücrete fazla çalışma ve hafta tatil çalışma ücretlerinin dahil olduğunu savunarak açılan davanın reddini istemiştir.
Mahkeme Kararının Özeti:
Mahkemece, toplanan deliller ve bilirkişi raporuna dayanılarak, davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Temyiz:
Karar, davacı vekili ve davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Gerekçe:
Davacı temyizi yönünden:
1-Dosyadaki yazılara toplanan delillerle kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre, davacı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde değildir.
2-Davacı işçinin hafta tatilinde çalışıp çalışmadığı konusunda taraflar arasında uyuşmazlık bulunmaktadır.
Fazla çalışma yaptığını iddia eden işçi bu iddiasını ispatla yükümlüdür. Ücret bordrolarına ilişkin kurallar burada da geçerlidir. İşçinin imzasını taşıyan bordro sahteliği ispat edilinceye kadar kesin delil niteliğindedir. Bir başka anlatımla bordronun sahteliği ileri sürülüp kanıtlanmadıkça, imzalı bordroda görünen fazla çalışma alacağının ödendiği varsayılır.
Fazla çalışmanın ispatı konusunda işyeri kayıtları, özellikle işyerine giriş çıkışı gösteren belgeler, işyeri iç yazışmaları delil niteliğindedir. Ancak, fazla çalışmanın yazılı belgelerle kanıtlanamaması durumunda tarafların, tanık beyanları ile sonuca gidilmesi gerekir. Bunun dışında herkesçe bilinen genel bazı vakıalar da bu noktada göz önüne alınabilir. İşçinin fiilen yaptığı işin niteliği ve yoğunluğuna göre de fazla çalışma olup olmadığı araştırılmalıdır.
İmzalı ücret bordrolarında fazla çalışma ücreti ödendiği anlaşılıyorsa, işçi tarafından gerçekte daha fazla çalışma yaptığının ileri sürülmesi mümkün değildir. Ancak, işçinin fazla çalışma alacağının daha fazla olduğu yönündeki ihtirazi kaydının bulunması halinde, bordroda görünenden daha fazla çalışmanın ispatı her türlü delille yapılabilir. Bordroların imzalı ve ihtirazi kayıtsız olması durumunda, işçinin bordroda belirtilenden daha fazla çalışmayı yazılı belge ile kanıtlaması gerekir. İşçiye bordro imzalatılmadığı halde, fazla çalışma ücreti tahakkuklarını da içeren her ay değişik miktarlarda ücret ödemelerinin banka kanalıyla yapılması durumunda, ihtirazi kayıt ileri sürülmemiş olması, ödenenin üzerinde fazla çalışma yapıldığının yazılı delille ispatlanması gerektiği sonucunu doğurmaktadır.
Aynı kurallar hafta tatili ücret alacağının ispatı için de geçerlidir.
Somut olayda; davacı vekili, müvekkilinin davalı işyerinde en az iki haftasonu çalıştığını iddia etmiştir. Davacı tanıkları işyerinde ayda iki kez haftasonu tatilinde çalıştırma yapıldığını beyan etmiştir. Hükme esas alınan bilirkişi raporunda ayda iki hafta tatilinde çalıştığı kabul edilerek hesaplama yapılmıştır. Davacının fazla çalışma ücret alacağı 270 saat dışlanarak hesaplandığından hafta tatilinin kabulü gerekirken mahkemece aylık ücrete dahil olduğu gerekçesi ile reddine karar verilmesi hatalı olup bozmayı gerektirmiştir.
Davalı temyizi yönünden:
1-Dosyadaki yazılara toplanan delillerle kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre, davalı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde değildir.
2-6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunun "taleple bağlılık ilkesi" başlığını taşıyan 26. maddesinde "Hâkim, tarafların talep sonuçlarıyla bağlıdır; ondan fazlasına veya başka bir şeye karar veremez. Duruma göre, talep sonucundan daha azına karar verebilir." hükmüne yer verilmiştir.
Somut olayda, davacı vekili dava dilekçesinde, müvekkili davacının mesaisinin 08.00-18.00 arası olduğunu, ancak haftada iki gün 08.00-22.00 saatleri arasında çalıştığını iddia ettiği halde hükme esas alınan bilirkişi raporunda talep aşılarak haftada 3 gün 08.00-21.00 arası çalıştığı kabul edilerek hesaplama yapılmıştır. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunun "taleple bağlılık ilkesi" başlığını taşıyan 26. maddesine göre davacının talebi aşılarak yapılan hesaplama doğrultusunda karar verilmesi hatalı olup bozmayı gerektirmiştir.
Sonuç:
Temyiz olunan kararın, yukarıda yazılı sebeplerden dolayı BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine 04.03.2019 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.