Yargıtay 17. Hukuk Dairesi 2015/6300 Esas 2015/8402 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
17. Hukuk Dairesi
Esas No: 2015/6300
Karar No: 2015/8402

Yargıtay 17. Hukuk Dairesi 2015/6300 Esas 2015/8402 Karar Sayılı İlamı

17. Hukuk Dairesi         2015/6300 E.  ,  2015/8402 K.

    "İçtihat Metni"

    Davacılar ...ı ve ... ile davalılar ... ve arasındaki dava hakkında Asliye Hukuk Mahkemesi"nce verilen 28/09/2012 gün ve 2011/490-2012/587 sayılı hükmün Dairemizin 20/11/2014 gün ve 2013/12802 Esas 2014/16629 karar sayılı ilamı ile onanmasına karar verilmiş, süresi içinde davacılar vekili tarafından kararın düzeltilmesi istenilmiş olmakla, dosya incelendi, gereği düşünüldü;
    - K A R A R -
    Davacılar vekili, davalıların işleteni ve trafik sigortacısı olduğu aracın kaza yapması sonucu araçta yolcu olarak bulunan davacılar desteğinin vefat ettiğini belirterek davacılar için 500,00"er TL maddi tazminatın davalılardan, 15.000,00"er TL manevi tazminatın davalı ..."tan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
    Mahkemece, maddi tazminat taleplerinin feragat nedeniyle reddine, manevi tazminat taleplerinin ise zamanaşımı nedeniyle reddine karar verilmiş, davacılar vekili temyiz talebinde bulunmuştur.
    Her ne kadar Dairemizce, hükmün onanmasına karar verilmiş ise de, 2918 sayılı KTK.nun 109. maddesinin 1. fıkrasında haksız fiil niteliğindeki trafik kazalarından doğan tazminat taleplerlerinin, zarar görenin, zararı ve tazminat yükümlüsünü öğrendiği tarihten başlayarak iki yıl ve herhalde, kaza gününden başlayarak on yıl içinde zamanaşımına uğrayacağı düzenlenirken, 2. fıkrasında ise, davanın, cezayı gerektiren bir fiilden doğması ve ceza kanununun bu fiil için daha uzun bir zamanaşımı süresi öngörmüş olması halinde, bu sürenin maddi tazminat talepleri içinde geçerli olacağı hüküm altına alınmıştır. 2918 sayılı kanunun anılan hükmünün gözden kaçırılmaması gereken yönü, ceza kanununda öngörülen daha uzun zamanaşımı süresinin sadece eylemin ceza kanununa göre suç sayılması koşuluna bağlanmış bulunmasıdır. Bu düzenlemenin iki ayrı sonucu bulunmaktadır. Sözkonusu yasa hükmü, ceza zamanaşımı uygulanabilmesi için sadece eylemin aynı zamanda bir suç oluşturmasını yeterli görmekte bunun dışında fail hakkında mahkumiyet kararıyla sonuçlanmış bir ceza davasının açılması ya da zarar görenin davada tazminat yönünden bir talepte bulunmuş olması koşulu aranmamaktadır.
    Açıklanan hukuksal durum ve ilkeler ışığında somut olay değerlendirildiğinde; olayda, araçta yolcu olarak bulunan

    davacılar desteği dışında iki kişi daha kazada hayatını kaybetmiştir. Olay tarihi itibariyle, üç kişinin vefatıyla sonuçlanan eylemde uygulama yeri bulunan 765 sayılı Türk Ceza Kanunu"nun 455/2. maddesinde öngörülen hürriyeti bağlayıcı cezanın üst sınırı on yıl olup; aynı kanunun 102/3. maddesi gereğince uygulanacak ceza zamanaşımı süresi de 10 yıldır. Bu durumda mahkemece, olay tarihi ile davanın açıldığı tarih arasında 10 yıllık zamanaşımı süresinin dolmadığı gözetildiğinde manevi tazminat talepleri yönünden davanın zamanaşımı nedeniyle reddine karar verilmesi doğru görülmemiş, davacılar vekilinin karar düzeltme talebinin kabulü ile hükmün bozulmasına karar verilmiştir.
    SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davacılar vekilinin karar düzeltme itirazlarının kabulü ile Dairemizin 20/11/2014 gün 2013/12802 Esas 2014/16629 Karar sayılı onama ilâmının ortadan kaldırılmasına ve hükmün BOZULMASINA, temyiz ve tashihi karar peşin harçlarının davacılara geri verilmesine 8.6.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.





    Bu web sitesi, sisteminin bir üyesidir.