15. Hukuk Dairesi 2018/3048 E. , 2018/2822 K.
"İçtihat Metni"
Mahkemesi :Tüketici Mahkemesi
Yukarıda tarih ve numarası yazılı hükmün temyizen tetkiki davalı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla dosyadaki kağıtlar okundu gereği konuşulup düşünüldü:
- K A R A R -
Dava, araç tamirinden kaynaklanan zarar nedeniyle yapıldığı belirtilen ve süresinde itiraz edilmeyerek kesinleşen icra takibinden dolayı borçlu olunmadığının tespiti istemine ilişkin olup, mahkemece davanın kabulüne dair verilen hüküm, davalı tarafından temyiz edilmiştir.
Davacı vekili, müvekkili ile davalının araç tamiri hususunda zaman zaman görüştüklerini, davalının son olarak 2012 yılı yaz ayında onarılmak üzere aracını müvekkiline verdiğini, müvekkilinin aracı ...isimli başka bir tamirciye götürdüğünü, müvekkili ve aracı götürdüğü ..."ın araçta ciddi arızalar bulunduğunu söylemelerine rağmen davalının aracı satacağını, fazla masraf olmayan işlemlerini yapmalarını söylediğini, bu işlemler yapıldıktan sonra davalının aracını aldığını, 6-8 ay sonra aracının motorunda çıkan arıza nedeniyle 6.000,00 TL masraf yaptığın iddia ederek müvekkili (ve dava dışı ...hakkında ... 9. İcra Müdürlüğü"nün 2014/5613 sayılı dosyasından ilamsız icra takibi yaptığını, süresinde takibe itiraz edilemediğini, müvekkilinin davalıdan tamir için herhangi bir para dahi almadığını, ayıplı veya eksik iş yapmasının söz konusu olmadığını, aracı tamir eden..."in de 200,00 TL aldığını, motor kapak contasının değiştirilmesi karşılığında alınan bu ücret dışında onun da bir ücret almadığını, davalının icra takibine konu ettiği masrafın kendi kusurundan (araç satılacağı için esaslı tamirat yapılmaması düşüncesinden) kaynaklandığını, bu sebeplerle icra takibinde müvekkilinin davalıya borçlu olmadığının tesbitine, takibin iptâline ve % 20"den az olmamak üzere icra inkâr tazminatına karar verilmesini istemiş, davalı; davacının hizmeti ayıplı yapması nedeniyle müvekkilinin aracının motorunun hasarlandığını, bu yüzden 6.000,00 TL zarara uğradığını, bunun tahsili için davacı ve dava dışı kişi hakkında icra takibi yapıldığını belirterek davanın reddini savunmuş ve % 20"den az olmamak üzere icra inkâr tazminatına karar verilmesini talep etmiş, mahkemece davanın kabulü ile, davacının takip nedeniyle borçlu olmadığının tespitine, koşulları oluşmadığından davacının % 20 tazminat talebinin reddine karar verilmiş, hüküm davalı tarafından temyiz edilmiştir.
Taraflar arasındaki uyuşmazlık 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu 470 ve devamı maddelerde düzenlenen eser sözleşmesinden kaynaklanmakta olup dava, 2004 sayılı İİK 72. maddeye dayalı olarak açılmış, itiraz edilmeyerek kesinleşen icra takibiden dolayı borçlu olunmadığının tespiti davasıdır.
Eser meydana getirilirken, işsahibinin sağladığı malzemenin veya eserin yapılması için gösterdiği yerin ayıplı olduğu anlaşılır veya eserin gereği gibi ya da zamanında meydana getirilmesini tehlikeye düşürecek başka bir durum ortaya çıkarsa, yüklenici bu durumu hemen işsahibine bildirmek zorundadır; bildirmezse bundan doğacak sonuçlardan sorumlu olur (TBK 472/son). Bu hüküm eser sözleşmesinde işinin ehli olan yüklenicinin, iş sahibini uyarı görevi bulunduğunu ortaya koymaktadır.
Hâkim, zarar verenin kusurunun olup olmadığı, ayırt etme gücünün bulunup bulunmadığı hakkında karar verirken, ceza hukukunun sorumlulukla ilgili hükümleriyle bağlı olmadığı gibi, ceza hâkimi tarafından verilen beraat kararıyla da bağlı değildir (TBK 74/1). Aynı şekilde, ceza hâkiminin kusurun değerlendirilmesine ve zararın belirlenmesine ilişkin kararı da, hukuk hâkimini bağlamaz (TBK 74/2). Hakim ceza mahkemesinin beraat kararıyla bağlı değil ise de ceza mahkemesinde sabit kabul edilen olgular ile bağlıdır.
Yukarıda yapılan açıklama ve sözü edilen kurallarla birlikte somut olay değerlendirildiğinde; olaya ilişkin ceza dosyası bulunduğu, ağır ceza mahkemesince verilen kararın kesinleşmediği, ancak mahkemece henüz kesinleşmeyen bu dosyada alınan raporlar da gözetilerek karar verilmiş olduğundan yapılan araştırma ve inceleme yetersizdir. Öte yandan davalının aldığı tespit raporunun da mahkeme kanalıyla tespit yaptırılarak alınmamış olması nedeniyle hükme esas alınması mümkün değildir. Belirtilen nedenlerle öncelikle ağır ceza mahkemesindeki kararın temyiz sonucunun beklenilmesi ayrıca mahkemece yeniden konusunda uzman bir bilirkişi seçilmek suretiyle dosyada mevcut olan bilgi ve belgeler değerlendirilerek davacı yüklenicinin taraflar arasındaki eser sözleşmesi ilişkisinin niteliği ve TBK 472. maddedeki uyarı görevini yerine getirilip getirilmediği hususu da irdelenerek sonucuna göre hüküm tesisi gerekirken eksik incelemeye dayalı karar verilmesi doğru olmamış ve hükmün temyiz eden davalı yararına bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda yazılı nedenlerle davalının temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün temyiz eden davalı yararına BOZULMASINA, karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere 03.07.2018 gününde oybirliğiyle karar verildi.