Abaküs Yazılım
Hukuk Genel Kurulu
Esas No: 2017/791
Karar No: 2017/1353

Yargıtay Hukuk Genel Kurulu 2017/791 Esas 2017/1353 Karar Sayılı İlamı

Hukuk Genel Kurulu         2017/791 E.  ,  2017/1353 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

    Taraflar arasındaki “Kamulaştırma bedelinin tespiti ve tescil” davasından dolayı yapılan yargılama sonunda Siirt 1. Asliye Hukuk Mahkemesince davanın kabulüne dair verilen 18.03.2014 gün ve 2013/1110 E., 2014/249 K. sayılı kararın temyizen incelenmesi davacı Devlet Su İşleri Genel Müdürlüğü vekili ve davalılardan ... vekili ile ... vekili tarafından ayrı ayrı istenilmesi üzerine, Yargıtay 5. Hukuk Dairesinin 15.10.2015 gün ve 2015/4862 E.,2015/17412 K. sayılı kararı ile;
    (…Dava, 4650 sayılı Kanunla değişik 2942 sayılı Kamulaştırma Kanununun 10. ve 18. maddesine dayanan kamulaştırma bedelinin tespiti ve kamulaştırılan taşınmazın davacı idare adına tescili istemine ilişkindir.
    Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiş; hüküm, davacı idare ile davalılardan ..., ... vekillerince temyiz edilmiştir.
    Arazi niteliğindeki taşınmaza gelir metodu esas alınarak değer biçilmesinde bir isabetsizlik görülmemiştir.
    Bu nedenle davacı idare vekilinin tüm, bir kısım davalı vekilinin ise aşağıdaki bent dışındaki temyiz itirazları yerinde değildir. Ancak;
    Kamulaştırma Kanunun 25/2 maddesi uyarınca mahkemece verilen tescil kararı ile mülkiyetin idareye geçeceği, keşif tarihi ve gözlemine göre de bu ağaçların 6495 sayılı kanunun yürürlük tarihinden önce dikildikleri sabit olup, söz konusu yasa maddesindeki muhtesat bedelinin dikkate alınmayacağına ilişkin hükmün de uygulama yeri olmadığından, taşınmazdaki ağaçların değerinin ödenmesi gerekir. Bu itibarla;
    Dava konusu taşınmaz üzerinde bulunan zeytin ağaçlarının dosya içerisindeki fotoğraflarına göre dava tarihi itibari ile 2 yaşında olduğundan, bu yaşdaki ağaçlarının dava tarihi itibari ile ve adet olarak maktu bedelleri İl Tarım Müdürlüğünden getirtilip, bilirkişi raporu denetlendikten sonra ağaç bedellerine de hükmedilmesi gerektiğinin düşünülmemesi,
    Doğru görülmemiştir...)
    gerekçesiyle karar bozularak dosya yerine geri çevrilmekle yeniden yapılan yargılama sonunda mahkemece önceki kararda direnilmiştir.


    HUKUK GENEL KURULU KARARI

    Hukuk Genel Kurulunca incelenerek direnme kararının süresinde temyiz edildiği anlaşıldıktan ve dosyadaki kâğıtlar okunduktan sonra gereği görüşüldü:
    Dava, kamulaştırma bedelinin tespiti ve tescili istemine ilişkindir.
    Davacı idare vekili dava konusu taşımazın Ilısu Barajı ve HES Baraj Gölü alanında kalması nedeniyle kamulaştırmasına karar verildiğini, ancak taşınmazın mülkiyetinin kime ait olduğunun tapu kaydından anlaşılamadığını, bu konuda hak sahibi olduğunu iddia eden davalılar tarafından Siirt Kadastro Mahkemesinde dava açıldığını, mülkiyeti ihtilaflı olan taşınmazın değerinin belirlenmesi için kıymet takdir komisyonun kurulduğunu ve bedelin komisyon tarafından takdir edildiğini, taşınmazın mülkiyetinin ihtilaflı olması nedeniyle kamulaştırmaya konu taşınmazın pazarlıkla satılması usulünün gerçekleştirilemediğini ileri sürerek, dava konusu taşınmazın kamulaştırma bedelinin tespiti ile ... adına tesciline karar verilmesini talep etmiştir.
    Davalı ... vekili bilirkişi heyeti tarafından hazırlanan rapordaki değerin taşınmazın gerçek değerinin çok altında olduğunu savunmuş; davalı ... vekili ise değerlerin çok düşük olduğunu ifade etmiştir.
    Diğer davalılara dava dilekçesi ve duruşma günü tebliğ edilmiş; davalılar duruşmaya gelmemişler, esas hakkında bir beyanda da bulunmamışlardır.
    Mahkemece mülkiyet hakkının temel haklardan olduğu ve ulusal-uluslararası birçok hukuki metinde düzenlendiği, kamulaştırmanın ise kamu yararı amacıyla idareye tanındığı, kapsamının, sınırlarının ve kullanılma şeklinin de Anayasa ve Kanunlarla belirlendiği idari bir yetki olduğu, mülkiyet hakkının mutlak olmadığı, aynı zamanda kamulaştırma yetkisinin de keyfi ve sınırsız kullanılamayacağı, mülkiyet hakkına ve kamulaştırma yetkisine ilişkin düzenlemelerin AİHS, Anayasa, Medeni Kanun ve Kamulaştırma Kanunu"nda yer aldığı, 2942 sayılı Kamulaştırma Kanunu"nun 25. maddesinde 02.08.2013 tarihinde yapılan değişiklik ile kamu yararı kararının ilanından sonra taşınmaz üzerinde yapılacak sabit tesisler ile dikilecek ağaç değerinin bedel tespit davasında dikkate alınmayacağının kanun hükmü haline geldiği, kamulaştırma konusu taşınmazla ilgili olarak davacı idare tarafından düzenlenen kıymet takdir raporundaki taşınmaz bilgileri ile yargılama sırasında aldırılan bilirkişi raporundaki taşınmaz bilgilerinin birbirini tutmadığı, keşif sırasında kıymet takdir raporunda yer almayan yeni yapı ve fidanların taşınmaz üzerinde bulunduğunun gözlemlendiği, kamulaştırma kararı alınan ve kısa süre sonra terk edileceği bilinen bir alana ihtiyacın üzerinde büyüklükte yeni binaların inşa edilmesinin ve fidanların dikilmesinin olağan bir durum olmadığı, dolayısıyla bu durumun taşınmazın kamulaştırma bedeline etkili olması amaçlı bir inşa faaliyeti olduğu, yapıların ebadı, köydeki nüfus sayısı ile yeni yapıların sayı ve alan bakımından uyumsuzluğu, adres kayıt bilgilerine göre taşınmaz maliklerinin büyük kısmının Siirt dışında yaşamaları nedeniyle konut ihtiyacının ve yapıların kısa sürede yapımına başlanıp bitirilmiş olmasının da bu yargıyı desteklediği, mülkiyet hakkının dürüstlükle kullanılması gerektiği ve hakkın kötüye kullanılmasının kanun tarafından korunmayacağının 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun 2. maddesinde açıkça ifade edildiği, kıymet taktir raporundan sonraki ancak keşiften önceki bir zamanda yapıldığı anlaşılan yeni yapıların ve dikilen fidanların bedellerinin toplam bedele dahil edilmesinin dürüstlük kuralı ile bağdaşmadığı ve taşınmaz malikleri lehine haksız bir kazanç oluşturacağı, bu yönüyle yeni yapıların ve fidanların değerlerinin bedel tespitinde dikkate alınmadığı, bunun dışında yapılan keşif neticesinde bilirkişi kurulundan aldırılan raporda taşınmazın bedelinin tespit edildiği, bilirkişi raporunun ayrıntılı ve denetime açık, bilimsel verilere uygun olduğu, kamulaştırma kriterlerini taşıdığı, bu yönüyle hüküm kurmaya elverişli bulunduğu gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir.
    Davacı idare vekili ve davalı ... vekili ile davalı ... vekilinin ayrı ayrı temyizi üzerine hüküm Özel Dairece, yukarıda açıklanan gerekçelerle bozulmuştur.
    Yerel mahkemece TMK’nın 2. maddesine göre herkesin haklarını kullanırken ve borçlarını yerine getirirken dürüstlük kurallarına uymak zorunda olduğu ve bir hakkın açıkça kötüye kullanılmasını hukuk düzeni tarafından korunmayacağı, aynı Kanunun 683. maddesine göre de bir şeye malik olan kimsenin hukuk düzeninin sınırları içinde o şey üzerinde dilediği gibi kullanma, yararlanma ve tasarrufta bulunma yetkisine sahip olduğu, Kamulaştırma Kanunu’nun 25. maddesine göre büyük projelerde kamu yararı kararının kamulaştırılacak taşınmazların bulunduğu mahalle ve/veya köy muhtarlığında onbeş gün süre ile asılmak suretiyle ilan edileceğinin özellikle ifade edildiği, ilan süresinin bitiminden itibaren kamulaştırılacak taşınmazlar üzerine yapılan sabit tesisler ile dikilen ağaçların bedelinin kamulaştırma bedelinin tespitinde dikkate alınmayacağı, taşınmazlardaki bu sınırlamanın ilan tarihinin bitiminden itibaren beş yılı geçemeyeceği, bu durumda taşınmaz sahiplerinin, kamulaştırma projelerinde ilan süresinin bitimine kadar tasarruf hakkına sahip olacakları, ancak malikin taşınmazın kullanım amacına ve niteliğine aykırı şekilde üçüncü kişilere zarar verme veya sadece daha fazla kamulaştırma ücreti alma gayesiyle hareket etmesi durumunda TMK’nın 2. maddesinin devreye gireceği, dürüstlük kuralının hak sahibinin hakkını kullanırken veya borçlarını yerine getirirken dürüst, makul ve orta zekalı bir insandan beklenen hareket tarzına göre davranması olarak tanımlanabileceği, bir hakkın açıkça kötüye kullanılmasının ise hukuk düzeni tarafından korunmayacağı, mahkeme gözleminde 3-5 yaşlarında olduğu tespit edilen zeytin fidanlarının sular altında kalacak olan bir yere ve aynı anda 703 adet dikilmesinin beklenemeyeceği, davacı kurum tarafından yaptırılan kıymet takdir raporunda taşınmazın üzerinde zeytin ağacının bulunmadığının açıkça belirtildiği, bu durumda zeytin ağaçlarının kıymet takdir raporunun hazırlanmasından sonraki bir tarihte dikildiği ve davalıların zeytin ağaçlarını dikerken TMK’nın 2. maddesine uygun davranmadıkları, sadece kamulaştırmadan daha yüksek bedel almak için hareket ettikleri, bu yönüyle taşınmaz üzerinde bulunan zeytin ağaçlarına bedel verilmesinin uygun olmadığı belirtilerek direnme kararı verilmiştir.
    Direnme kararı, davalı ... vekili tarafından temyiz edilmiştir.
    Direnme yoluyla Hukuk Genel Kurulu önüne gelen uyuşmazlık, kamulaştırma bedelinin tespiti ve tescil istemiyle açılan eldeki davada taşınmaz üzerinde bulunan ağaçların değerinin kamulaştırma bedelinin tespitinde dikkate alınıp alınmayacağı noktasında toplanmaktadır.
    Hukuk Genel Kurulunda yapılan görüşmeler sırasında işin esasının incelenmesinden önce davalı ...’ın direnme kararının verildiği tarihten önce 19.05.2015 tarihinde, davalı ...’ın ise direnme kararının verildiği tarihten sonra 22.09.2016 tarihinde vefat ettiği dikkate alındığında, ismi geçen davalılara ait veraset ilamlarının temini için ve dosya içerisinde bulunmayan dava konusu taşınmazın son durumunu ve maliklerini gösterir nitelikteki tapu kaydının ibrazı için dosyanın mahalline geri çevrilmesinin gerekip gerekmediği ön sorun olarak görüşülüp tartışılmıştır. Kurul çoğunluğu tarafından, ... vasisine ve ... mirasçılarına gerekçeli kararın tebliğ edildiği, Genel Kurul tarafından bozma kararı verilmesi halinde bozma kararına ...’ın veraset ilamının getirtilmesi ve tüm mirasçıların bu şekilde belirlenmesi gerektiği yönünde bir hükmün eklenebileceği, aynı zamanda taşınmaz mülkiyetinin ihtilaflı olması nedeniyle tapu kaydındaki malik hanesinin boş olduğu, bu durumlar bir arada değerlendirildiğinde geri çevirme kararı verilmesinde bir yararın olmadığı; dolayısıyla ön sorunun bulunmadığı hususu yapılan ikinci görüşmede oyçokluğu ile kabul edilerek işin esasının incelenmesine geçilmiştir.
    Dosya içerisindeki bilgi ve belgeler ışığında somut olay incelendiğinde: her ne kadar kamulaştırma işlemlerinin başladığı sırada hazırlanan kıymet takdir komisyonu raporunda dava konusu taşınmaz üzerinde ağaç bulunduğuna dair bir bilgiye yer verilmemiş ise de 03.01.2014 tarihli yapılan keşif sırasında mahkeme tarafından yapılan gözlemde taşınmazın üzerinde 5x5 aralıklarla dikilmiş 3-5 yaşlarında zeytin fidanlarının olduğunun gözlemlendiğinin keşif zaptına yazıldığı, fotoğrafların da bu gözlemi doğruladığı anlaşılmıştır.
    Kamulaştırma Kanunu’nun 25. maddesinde taşınmazın mülkiyetinin idareye geçmesinin, mahkemece verilen tescil kararı ile olacağı açıkça düzenlenmiştir. Tescilin medeni hukuktaki anlamı mülkiyetin el değiştirmesidir. Tescil kararının verilmesinden önce taşınmaz üzerindeki mülkiyet hakkı davalı malike ait olup, malik mülkiyet hakkından doğan tasarruf yetkisini kanunun tanıdığı sınırlar içerisinde kullanabilir. Taşınmaz üzerine yapı yapılması ya da taşınmazda tarımsal faaliyette bulunulması veyahut ağaç dikilmesi bu tasarruf yetkisinin kapsamı içerisindedir.
    Bu durumda Kamulaştırma Kanunu’nun 25/2 maddesi hükmünün somut olayda uygulama yeri olmadığı da dikkate alınarak dava konusu taşınmaz üzerinde bulunan ağaçlar için bozma kararında belirtilen hususlar değerlendirilmek suretiyle bedele hükmedilmesi gerekir.
    Ne var ki davalılardan ...’ın direnme kararının verildiği tarihten önce öldüğü göz önüne alındığında, bu murise ait veraset ilamının dosya içine alınarak, veraset ilamında adı geçen şahıslardan davaya dahil edilmeyenler var ise bu mirasçılar tespit edilmek suretiyle davaya katılmalarının sağlanması gerektiği unutulmamalıdır.
    Buna göre tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dosyadaki tutanak ve kanıtlara, bozma kararında açıklanan gerektirici nedenlere göre Hukuk Genel Kurulunca da benimsenen Özel Daire bozma kararına uyulmak gerekirken, önceki kararda direnilmesi usul ve yasaya aykırıdır. Bu nedenle direnme kararı bozulmalıdır.
    S O N U Ç: Davalı ... vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile, direnme kararının Özel Daire bozma kararında gösterilen nedenlerden dolayı BOZULMASINA, istek halinde temyiz peşin harcının yatırana geri verilmesine, 15.11.2017 gününde ön sorun yönünden ikinci görüşmede oyçokluğu ile, esas yönünden ilk görüşmede oybirliği ile karar verildi.


    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi