Yargıtay 12. Hukuk Dairesi 2015/32040 Esas 2016/10298 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
12. Hukuk Dairesi
Esas No: 2015/32040
Karar No: 2016/10298
Karar Tarihi: 07.04.2016

Yargıtay 12. Hukuk Dairesi 2015/32040 Esas 2016/10298 Karar Sayılı İlamı

12. Hukuk Dairesi         2015/32040 E.  ,  2016/10298 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :İcra Hukuk Mahkemesi

    Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki alacaklı tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü:
    Alacaklı tarafından başlatılan ilamsız takibin kesinleşmesi üzerine borçlular...... ile ....."nin ..... Bakanlığı nezdinde doğmuş ve doğacak hak ve alacaklarının tahsili amacıyla İİK"nun 89/1. maddesi gereğince 1. haciz ihbarnamesi gönderildiği, borçlu şirketler tarafından kurulan adi ortaklığın hakedişlerine haciz konulduğunu, adi ortaklık vekilinin 14-15/10/2015 tarihlerinde, icra dairesine başvurarak, ihbarnameyle adi ortaklığın hakedişleri üzerine konulan haczin kaldırılması ve bu hususta yazı yazılmasını talep ettiği ve müdürlükçe bu yöne ilişkin taleplerin ayrı ayrı reddi üzerine, adi ortaklık adına icra mahkemesine başvurularak müdürlük işleminin iptalinin istendiği, mahkemece adi ortaklığın hakedişleri üzerine haciz konulamayacağından bahisle şikayetin kabulüne karar verildiği görülmektedir.
    Sadece gerçek ve tüzel kişilerin taraf ehliyeti bulunmaktadır (Prof. Dr. Baki Kuru İcra Ve İflas Hukuku El Kitabı, 2004 Basımı, Sahife 137. - HGK"nun 08.10.2003 tarih ve 2003/12-574 E. 2003/564 K. sayılı içtihatı).
    6098 Sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 620. maddesine göre; iki veya daha fazla işletmenin belli bir amaca ulaşmak için katkılarını birleştirdikleri ortaklığın (Joint Venture"nin) tüzel kişiliği bulunmadığından taraf ehliyeti de yoktur. Bu husus kamu düzenine ilişkin olup, mahkemece re’sen nazara alınması gerekir.
    Ancak, gerçek ya da tüzel kişi olan adi ortaklığın ortaklarından her birinin, adi ortaklık hakkında yapılan takibe yönelik olarak şikayet haklarının bulunduğu izahtan varestedir.
    Somut olayda, icra mahkemesine başvuranın ise, adi ortaklık olduğu görülmektedir.
    O halde; mahkemece, adi ortaklık adına yapılan başvurunun aktif husumet yokluğu nedeniyle reddi gerekirken, bu husus gözardı edilmek suretiyle şikayetin esası incelenerek yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsizdir.
    SONUÇ : Alacaklının temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK"nun 366 ve HUMK’nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), bozma sebebine göre alacaklının diğer temyiz itirazlarının incelenmesine bu aşamada yer olmadığına, ilamın tebliğinden itibaren 10 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 07.04.2016 gününde oybirliğiyle karar verildi.


    Bu web sitesi, sisteminin bir üyesidir.