12. Ceza Dairesi 2021/2164 E. , 2021/7577 K.
"İçtihat Metni"Mahkemesi :Asliye Ceza Mahkemesi
Suç : Trafik güvenliğini tehlikeye sokma
Trafik güvenliğini tehlikeye sokma suçundan sanığın mahkumiyetine ilişkin hüküm sanık tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü:
Trafik güvenliğini tehlikeye sokma suçundan sanık hakkında yapılan yargılama sonucunda, TCK"nın 179/3-2, 62/1. maddeleri gereğince 10 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına, 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanununun 231/5. maddesi gereğince sanık hakkındaki hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına, aynı maddenin 8. fıkrası uyarınca 5 yıllık denetim süresine tabi tutulmasına dair ... 5. Asliye Ceza Mahkemesinin 21/11/2017 tarihli ve 2017/375 esas, 2017/283 sayılı kararının 19/12/2017 tarihinde kesinleşmesine müteakip sanığın denetim süresi içinde 23/08/2020 tarihinde trafik güvenliğini tehlikeye sokma suçunu işlediği ve ... 4. Asliye Ceza Mahkemesinin bu suçtan sanığın mahkumiyetine karar verdiği, hükmün 17/09/2020 tarihinde kesinleştiği ve ihbar üzerine dosya yeniden ele alınarak önceki hükmün 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanununun 231/11. maddesi gereğince açıklanmasına dair ... 5. Asliye Ceza Mahkemesinin 20/11/2020 tarihli ve 2020/539 esas, 2020/676 sayılı kararını kapsayan dosya incelendi.
Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre, sanığın lehe hükümler uygulanmasına ve sair nedenlere ilişkin temyiz itirazlarının reddine, ancak;
Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 16.05.2019 tarihli ve 2018/16-60-2019/431 sayılı ilamında belirtildiği üzere; ""Ceza Genel Kurulunun 27.05.2014 tarihli ve 54-280, 24.04.2012 tarihli ve 391-173 ile 17.04.2007 tarihli ve 325-100 sayılı kararları başta olmak üzere pek çok kararında; uyma kararının dönülebilecek nitelikte bir ara kararı niteliğinde olmayıp davanın esasına etkili olan kararlardan olduğu, bozmaya uymakla, yerel mahkemenin bozma kararında gösterilen esaslara göre işlem yapıp karar verme ödevi doğduğu, sonradan bu kararın bir kısmından veya tamamından açıkça ya da örtülü olarak geri dönülerek ilk hükmün aynen veya yeniden kurulmasının, uyma kararının hüküm ve sonuçlarını ortadan kaldırmayacağı, bu nedenle bozmaya uyan yerel mahkemenin dönülemez nitelikteki bu karardan sonradan dönerek, önceki hükümde direnmesinin isabetsiz olduğu açıklanmıştır. Böylece, öğretide; "Özel Dairelerce bir eksiklik nedeniyle yapılan bozma kararlarına uyma kararı verilmesi halinde bozma doğrultusunda hareket etme zorunluluğu" olarak ifade edilen istisna uyma kararı verildikten sonra bozma nedeni ile sınırlı olacak şekilde uyma doğrultusunda işlem yapma zorunluluğu biçiminde kabul edilegelmiş ve istikrarlı olarak uygulanmıştır. Buna göre, hükmün temyiz incelemesini yapan Özel Dairece açıkça onanmaması hâlinde kararın kesinleştiği ileri sürülemeyecek, bozulmakla bir karar tamamen ortadan kalkacağı için, bozmaya uyma kararı verilmesi durumunda, sanığın hukuki durumu yeniden serbestçe değerlendirilerek yeni bir karar verilecektir.
Bununla birlikte uymadan sonraki serbestlik ilkesinin,
1-Özel Dairelerin bozma ilamlarına yerel mahkemece uyma kararı verilmesi halinde, bozma kararında belirtilen hukuka aykırılıkla yani bozma nedeni ile sınırlı olacak şekilde bozma doğrultusunda hareket etme zorunluluğu,
2-1412 sayılı CMUK"un 5320 sayılı Kanunun 8. maddesi uyarınca karar tarihi itibarıyla uygulanması gereken 326/son maddesinde düzenlenen "cezayı aleyhe değiştirememe" veya "aleyhte düzeltme yasağı" şeklinde iki istisnası bulunmaktadır.
Tüm bu değerlendirmeler kapsamında yapılan incelemede; 18/05/2015 tarihinde 2,67 promil alkollü araç kullanarak tek taraflı maddi hasarlı trafik kazasına sebebiyet veren sanık hakkında trafik güvenliğini tehlikeye sokma suçundan ... Cumhuriyet Başsavcılığınca iddianame düzenlendiği ve ... 5. Asliye Ceza Mahkemesinin 03/12/2015 tarihli karar ile sanık hakkında TCK"nın 179/3-2. maddeleri gereğince 10 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına karar verildiği ve sanık tarafından temyiz edilmesi üzerine Dairemizin 13/06/2017 tarihli ve 2016/8895-2017/5091 sayılı ilamı ile; ""sabıkası bulunmayan ve olumsuz kişiliği tespit edilemeyen sanık hakkında TCK"nın 62. maddesinin uygulanmamasına karar verilmesi "" sebebiyle hükmün bozulmasına karar verilmiş olup, bozma üzerine yapılan yargılamada 21/11/2017 tarihli celsede bozma ilamına uyulmasına karar verilmesine rağmen, bozma ilamını etkisiz kılacak ve aleyhe sonuç doğuracak şekilde, sanık hakkında TCK"nın 179/3-2. maddeleri gereğince 1 yıl hapis ve TCK"nın 62. maddesi uyarınca 1/6 oranında indirim yapılarak 10 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına ve CMK"nın 231/5. maddesi uyarınca hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilmesi,
Kanuna aykırı olup, sanığın temyiz itirazları bu nedenle yerinde görüldüğünden hükmün 5320 sayılı Kanunun 8. maddesi gereğince halen uygulanmakta olan 1412 sayılı CMUK"un 321. maddesi uyarınca isteme aykırı olarak BOZULMASINA, 03/11/2021 tarihinde oybirliği ile karar verildi.