Abaküs Yazılım
8. Hukuk Dairesi
Esas No: 2011/2199
Karar No: 2011/2923
Karar Tarihi: 12.05.2011

Yargıtay 8. Hukuk Dairesi 2011/2199 Esas 2011/2923 Karar Sayılı İlamı

8. Hukuk Dairesi         2011/2199 E.  ,  2011/2923 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
    DAVA TÜRÜ : Tapu İptali ve Tescil

    ..., dahili davacı Zehra Aksu ile ... ve ... aralarındaki tapu iptali ve tescil davasının kabulüne dair Emet Asliye Hukuk Mahkemesinden verilen 25.02.2010 gün ve 20/26 sayılı hükmün Yargıtay"ca incelenmesi davalı ... tarafından süresinde istenilmiş olmakla dosya incelendi gereği düşünüldü:

    K A R A R

    Davacı ... dava dilekçesinde; mevkii ve sınırlarını açıkladığı taşınmazların öncesinin dedesi ...’nun iken onun ölümü ile eşi ..., ... ve ... ile ilk eşinden olma kızı ...’a intikal ettiğini, babaannesi ...’nun daha sonra ölümüyle mirası çocukları ... ve ...’ya kaldığını, amcası ...’nun babaannesinden önce vefat etmesi nedeniyle mirasının kızı davalı ...’a yine babası Hüseyin ...’nun da babaannesinden önce vefat etmesi nedeniyle taşınmazdaki payların kendisine kaldığını, ancak köyde yapılan kadastro çalışmaları sırasında bir bütün olan taşınmazın iki parsele ayrıldığını, 173 ada 1 sayılı parselin ½ sinin adına, diğer ½ sinin ise, davalı ... adına, aynı ada 2 sayılı parselin de ½ şer pay oranında davalı ... ile ... adlarına tespit ve tescil edildiklerini, yapılan tespit ve tescilin hatalı olduğunu açıklayarak sözü edilen taşınmazların tapu kayıtlarının iptaliyle kök miras bırakan ...’nun alınacak veraset belgesindeki payları oranında mirasçıları adına tapuya kayıt ve tescillerine karar verilmesini istemiştir.
    Davacı ... 3.7.2009 tarihli ıslah dilekçesiyle; dava dilekçesinde dava konusu taşınmazların dedesi ...’dan kaldığını bildirmiş ise de, aslında bu taşınmazların babaannesi olan ...’dan kaldığını, dedesi ... ile bir ilgisinin bulunmadığını, babaannesi Vesilenin ölümüyle babası Hüseyin Hüsnü ile amcası ...’ya intikal ettiğini, amcasının ölümünden sonra bu yerdeki hissesinin de annesi Zehra Aksu’ya ve kardeşi ...’a geçtiğini ve dava dilekçesini bu şekilde ıslah ettiğini açıklamıştır.
    Davalı ... cevap dilekçesinde; davanın yersiz olduğunu ve reddine karar verilmesini savunmuştur.
    Davalı ... ise, açılan davaya bir diyeceğinin olmadığını, dava konusu taşınmazlarda ...’ın bir hissesinin bulunmadığını bildirmiştir.
    Mahkemece, “…dosya kapsamındaki bilgi ve belgelerle dava konusu taşınmazların davacının babaannesi ...’ya ait olduğu, ölümüyle davacı ...’nun babası Hüseyin ... ve ölen amcasının kızı ...’a kaldığı, Hüseyin Hüsnü’nün ölümüyle mirasının eşi Zehra Aksu ve oğlu ...’ya intikal ettiği ve uzun yıllardır söz konusu taşınmazın davacı ... tarafından kullanıldığı, onun zilyet ve tasarrufunda bulunduğu, dava konusu taşınmazlarda davalı ...’ın herhangi bir hakkının bulunmadığı, ıslah ile de, dava sebebinin ve netice-i talebin değiştirilebileceği gerekçesiyle ıslah doğrultusunda davanın kabulüne karar verilmesi üzerine hüküm davalı ... tarafından temyiz edilmiştir.
    Dava, kazanmayı sağlayan zilyetlik ve muristen intikal hukuksal sebeplerine dayalı olarak TMK. nun 713/1 ve 3402 sayılı Kadastro Kanununun 14. maddesi gereğince açılan mülkiyetin aktarılmasına ilişkin tapu iptali ve tescil davasıdır.
    Mahkemece, yazılı gerekçeyle dava konusu taşınmazların davacının babaannesi Vesile’den kaldığı görüşü benimsenerek davanın kabulüne karar verilmiş ise de, mahkemenin bu görüşüne katılma olanağı bulunmamaktadır. Uyuşmazlık konusu 173 ada 1 ve 2 sayılı parseller, 2007 yılında yapılan kadastro tespitleri sırasında 1 nolu parsel ½ şer pay oranında ... ve ..., 2 nolu parsel ise, aynı pay oranları ile ... ve ... adına tespit ve tescil edilmişlerdir. Kadastro tutanaklarının 9.8.2007 tarihinde kesinleşmesiyle tapu kayıtları oluşmuştur. Davacı dava dilekçesinde; dava konusu taşınmazların dedesi ...’dan kaldığını ve ...’nun veraset belgesindeki payları oranında mirasçıları adına tapuya kayıt ve tesciline karar verilmesini istemiş, yukarıda tarihi belirtilen ıslah dilekçesiyle de dava konusu taşınmazların dedesi ...’dan değil onun eşi ve babaannesi ...’dan kaldığını bildirerek iptal ve tescil isteğinde bulunmuştur. Davalı ... ise, dava konusu taşınmazların babası ...’dan kaldığını savunmuştur. Dosya kapsamındaki bilgi ve belgelere göre, davalı ...; ...’nun üvey kızı olup, ilk eşinden olma çocuğudur. 13.7.2009 tarihli keşifte dinlenen yerel bilirkişiler ... (1944 D.lu) ve ... (1945 D.lu) beyanlarında, dava konusu taşınmazları davacının babası
    ...’nun kullandığını, öncesinin kime ait olduğunu bilmediklerini, ...nün ölümüyle davacı tarafından kullanıldığını bildirmişlerdir. 14.10.2009 tarihinde yapılan ikinci keşifte ise, yerel bilirkişi ....(1973 D.lu) ve ...(1948 D.lu) tutanak bilirkişisi ... (1965 D.lu) birinci keşifte dinlenen bilirkişilerin beyanları doğrultusunda açıklamada bulunmuşlardır. İkinci keşifte dinlenen diğer tanıkların açıklanan konuda bir bilgilerinin olmadığı saptanmıştır. Sadece ikinci keşifte dinlenen yerel bilirkişi Mustafa Akyol (1933 D.lu) taşınmazların Hüseyin Hüsnü’nün annesi Vesile’den kaldığını beyan etmiştir. Bunun dışında taşınmazların kök muris ...’nun eşi Vesile’den kaldığını açıklayan herhangi bir bilgi ve belgeye rastlanılmamıştır.
    Esasen, davacı dava dilekçesinde gayet açık ve samimi bir biçimde dava konusu taşınmazların dedesi ...’dan kaldığını bildirmiştir. Dava bizzat kendisi tarafından açılmıştır. Daha sonradan 3.7.2009 tarihli ıslah dilekçesiyle iptal ve tescili istenen parsellerin babaannesi Vesile’den kaldığını bildirmesi, babası ... ile amcası ...’nun üvey kardeşi durumunda bulunan davalı ...’ın miras payından yoksun bırakma amacına yönelik olup, TMK. nun 2. maddesi uyarınca hakkın kötüye kullanılması niteliğinde bulunduğunun kabulü gerekir. TMK. nun 2. maddesinde; Herkes, haklarını kullanırken ve borçlarını yerine getirirken dürüstlük kurallarına uymak zorundadır. Bir hakkın açıkça kötüye kullanılmasını hukuk düzeni korumaz, denilmiştir. Davalı ...’ın sunduğu dilekçelerde bu açıkça görülmektedir. Şu halde, davacının ıslah dilekçesi, hakkın kötüye kullanılmasına yönelik olup, hukuk düzenince korunması olanaksızdır. Dava dilekçesindeki imzalı açıklamaları hukuken davacıyı bağlar. Bu nedenle dava konusu taşınmazın ortak miras bırakan davacının dedesi ...’dan kaldığının kabulü ile buna göre davanın çözümlenmesi düşünülmelidir. Dosya kapsamındaki tüm bilgi ve belgelerde bunu göstermektedir. Bir tek kişinin dava konusu taşınmazların Vesile’den kaldığı açıklamasına dayanılarak davanın kabulüne karar verilmesi usul ve kanuna uygun düşmediği gibi hakkaniyet ilkelerine de aykırı düşer.
    Davacı ile davalı ...’nin beyanlarının davalı ...’ı miras hakkından yoksun bırakmaya yönelik olduğu konusunda duraksama bulunmamaktadır. Şu halde, taşınmazlar Vesile"den değil ortak miras bırakan ..."den kaldığına ve davalı ..."nında miras payından kaynaklanan hakkı bulunduğuna göre mahkemece bu yöndeki görüşünü ortaya koyması gerekir.
    Davalı ...’ın temyiz itirazları bu bakımdan yerinde olduğundan kabulü ile usul ve kanuna aykırı olan yerel mahkeme hükmünün açıklanan nedenlerle ve HUMK.nun 428.maddesi uyarınca BOZULMASINA, bozma nedenine göre diğer hususların şimdilik incelenmesine yer olmadığına ve 17,15 TL peşin harcın istek halinde temyiz edene davalı ..."a iadesine 12.05.2011 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.


    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi