8. Hukuk Dairesi 2010/4153 E. , 2011/2920 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : Katılma Alacağı
... ile ... aralarındaki katılma alacağı davasının kısmen kabulüne ve kısmen reddine dair İzmir 6.Aile Mahkemesinden verilen 09.12.2009 gün ve 900/1041 sayılı hükmün Yargıtay"ca incelenmesi davacı vekili tarafından süresinde istenilmiş olmakla dosya incelendi gereği düşünüldü:
K A R A R
Davacı vekilleri dava dilekçelerinde; vekil edenleri ... ile ...’ın 29.4.2006 tarihinde evlendiklerini, İzmir 13. Aile Mahkemesinin 8.11.2007 tarih ve 2007/454 Esas sayılı dava dosyasıyla boşandıklarını, kararın henüz kesinleşmediğini, davalı ile vekil edeninin nişanlılık dönemi içerisinde evlilik kararı aldıktan ve evlendikten sonra oturmak üzere taşınmaz satın alma çabası içine girdiklerini, davacının ailesine ait olan taşınmazın ailesi tarafından 80.000 TL ye satıldığını, 40.000 TL"sini davacıya verdiğini, kalan 40.000 TL"yi de, davacının kardeşine verildiğini, davacıya verilen 40.000 TL"nin bir kısmının tarafların evlilik harcamalarında kullanıldığını, davacının ayrıca kardeşi ...’dan 55.000 TL borç para alarak 6366 ada 35 sayılı parselde bulunan taşınmazı satın aldıklarını 65.000 TL nin taşınmaz malikine ödendiğini, kalan kısım için kredi kullandıklarını, bedelin tamamının vekil edeni tarafından ödendiğini, davacının Halkbankasında çalıştığını, bu nedenle kredi alma olanağının bulunmadığını, Halkbankasından çekilen krediye davacının babası Nurettin Aksu’nun kefil olduğunu, kredinin davalı adına alındığını, ancak ödemelerin davacı tarafından yapıldığını açıklayarak fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak üzere 25.000 TL tazminat alacağının dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini istemiştir.
Davalı vekili, 21.1.2008 havale tarihli cevap dilekçesinde; vekil edeninin İzmir Devlet Opera ve Balesinde opera sanatçısı olarak çalıştığını, davacı ile yaklaşık 2 – 3 yıllık arkadaşlıktan sonra evlendiklerini, her iki tarafın ikinci evliliği olduğunu, mali durumunun vekil edeninden daha iyi durumda bulunduğunu, boşanma davasıyla birlikte kendisine nafaka taktir edildiğini, ayrıca maddi ve manevi tazminata karar verildiğini, dairenin vekil edeni tarafından satın alındığını, evlilik süresi içinde edinilen mal olmadığını, dairenin 120.000 TL ye alındığını ve bedelinin tamamının çekilen krediyle ödendiğini, kredinin 10 yıl vadeli 120 ay ödemeli olarak vekil edeni tarafından bankadan alındığını, her ay 1850 TL kredi borcu ödemesi geri yaptığını belirterek davanın reddine karar verilmesini savunmuştur.
Mahkemece; “…dairenin bankadan alınan krediyle 27.3.2006 tarihinde satın alındığını, tarafların bu tarihten sonra evlendiklerini, tarafların evlendikleri 29.4.2006 tarihinden boşanma davasının açıldığı ve mal rejiminin sona erdiği 21.6.2007 tarihine kadar dava konusu taşınmaz için ödenen kredi miktarı tespit edilerek bu miktarın taşınmazın keşif tarihindeki değeri oranında davalıdan alınıp davacıya verilmesi gerektiğini, keşfin yapıldığı 21.8.2009 tarihi itibariyle dairenin rayiç değerinin 135.000 TL olduğunu, evlenme tarihi ile mal rejiminin sona erdiği tarihe kadar ödenen kredi miktarı itibariyle davacının katkısının 4427,72 TL olduğu bilirkişi raporuyla saptandığını” gerekçe göstermek suretiyle 4427,72 TL nin karar tarihinden itibaren yasal faiziyle birlikte davalıdan tahsiline, fazlaya ilişkin talebin reddine karar verilmesi üzerine; hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, taraflar arasında yasal edinilmiş mallara katılma rejiminin geçerli olduğu dönemde evlilikten önce edinilen ancak evlilik süresi içinde taşınmaz için ödenen taksitlerden kaynaklanan katılma alacağı isteğine ilişkindir (TMK. md. 231, 236).
Taraflar 29.4.2006 tarihinde evlenmiş, 21.6.2007 tarihinde İzmir 13. Aile Mahkemesinde açılan, kabulle sonuçlanan ve 9.1.2008 tarihinde kesinleşen hükümle boşanmışlardır. Taraflar başka bir mal rejimini seçtiklerini ileri sürmediklerinden evlilik tarihinden boşanma davasının açıldığı 21.6.2007 tarihine kadar taraflar arasında edinilmiş mallara katılma rejimi geçerlidir (TMK. md.202/1). TMK. nun 225/2. fıkrası uyarınca boşanma davasının açıldığı tarihte taraflar arasındaki mal rejimi sona ermiştir. Her ne kadar dosya arasında bulunan tapu kaydı, kredi sözleşmesi ile diğer bilgi ve belgelere göre, 6366 ada 35 sayılı parselde bulunan 16 nolu bağımsız bölüm tarafların evlendikleri 29.4.2006 tarihinden önce 27.3.2006 tarihinde davalı adına satın alınmış ise de, evlilik tarihinden itibaren boşanma davasının açıldığı tarihe kadar, kredi ödemelerinin birlikte ve edinilmiş mallardan karşılandığı konusunda bir duraksama söz konusu değildir. Kaldı ki, bu konuda aksi bir iddia ve savunma da ileri sürülmemiştir. Her ne kadar davacı, satın alınan bağımsız bölümün bedeli için 65.000 TL peşin ödediğini, kalan borcun ise, banka kredisiyle karşılandığını ve kredi ödemelerinin kendisi tarafından yapıldığını ileri sürmüş ise de, dosya arasında bulunan kredi sözleşmesine göre, 120.000 TL kredinin tamamının 31.3.2006 tarihinde davalı tarafından alındığı, davacının babasının kefil olarak gösterildiği, bankaya geri ödenmesi gereken ana para ile faiz miktarının toplamının 221.726,40 TL olarak hesaplandığı, uzun vadeli kredi borcu olduğu, her ne kadar tapuda 20.000 TL satış bedeli gösterilmiş ise de, gerçek satış bedelinin 120.000 TL olarak ödendiği, dosyadaki bilgi ve belgelerden anlaşıldığı, çekilen kredi miktarı ile taşınmazın alındığı konusunda bir duraksamanın bulunmadığı, böylece davacının iddiasının yerinde olmadığı anlaşılmıştır.
Ne var ki, uzman bilirkişi Av. Halil Yağmur Meltem’in dosyaya sunduğu 27.10.2009 tarihli raporunda kredi borcunun ödemesine başlandığı 17.5.2006 tarihi ile 18.6.2007 (boşanma dava tarihi 21.6.2007 dir) tarihine kadar aylık 1853,11 TL olmak üzere toplam 25.943,54 TL nin evlilik birliği süresi içerisinde edinilen gelirlerden karşılandığı açıklanmıştır. Kural olarak, edinilmiş mallara katılma rejimi süresi içinde edinilen mallara yapılan katkı nedeniyle katılma alacağının TMK. nun 202, 225, 231, 235 ve 236. maddeleri gereğince ve bu maddelerin kapsamlarına uygun olarak hesaplanıp belirlenmesi gerekir. Ancak, somut olayda, taşınmaz 120.000 TL ye satın alınmış ve karşılığı çekilen aynı miktardaki kredi borcuyla kapatılmıştır. Evlilik süresince taraflar sadece 25.943,54 TL taksiti birlikte ödemişlerdir. Bu rakam göz önünde tutulduğunda aktifin pasiften az olduğu ve geride taşınmazın bedeli olarak ödenmesi gereken yüklü bir borcun kaldığı açıktır. Taşınmazın satın alındığı tarihteki gerçek satış bedeli 120.000 TL, 21.8.2009 tarihinde yapılan keşifte belirlenen değeri 135.000 TL, boşanma davasının açıldığı tarihteki değeri ise 130.000 TL olarak saptanmıştır. Bu bakımdan yukarıda açıklanan TMK. nun ilgili maddeleri gereğince yöntemine uygun olarak edinilmiş mallara katılma alacağının hesaplanması olanağı bulunmamaktadır. Öte yandan evlilik süresi içinde tarafların birlikte ödedikleri bir miktarın bulunduğu da bir gerçektir. Mahkemece sadece 4427,72 TL katılma alacağı olarak hüküm altına alınmıştır. Bu miktarın ortak ödenen miktarın ½ sinden çok az olduğu ortadadır. Saptanan bu durum karşısında hakkaniyet ilkelerinin gözönünde tutulması zorunludur.
Şu halde, 17.5.2006 tarihinden 18.6.2007 tarihine kadar taraflar birlikte toplam 25.943,54 TL ödediklerine göre, en azından bu miktarın ½ sinin davacı tarafından ödendiğinin kabulü gerekir. Saptanan bu somut olgu karşısında davacı tarafından ödendiği kabul edilen 25.943.54 TL nin ½ sinin hüküm altına alınması gerekirken daha az bir miktarın katılma alacağı olarak tahsiline karar verilmesi TMK. nun 227. maddesinde açıklanan hakkaniyet ilkesine aykırı düşer.
O halde, 25.943,54 TL"nin ½ sine isabet eden miktarın faiziyle birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesi gerekirken yazılı gerekçeyle hüküm kurulmuş bulunması doğru değildir. Yöntemine uygun bir biçimde katılma alacağı hesabı yapıldığında ve davalı tarafın ödenmesi gereken kalan borç miktarı da gözönüne alındığında davalının mağduriyetine yol açacağı bir gerçektir.
Davacı vekilinin temyiz itirazları bu bakımdan yerinde olduğundan kabulüyle yerel mahkeme hükmünün açıklanan nedenlerle ve HUMK.nun 428. maddesi uyarınca BOZULMASINA ve 252,20 TL peşin harcın istek halinde temyiz eden davacıya iadesine 12.05.2011 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.