Abaküs Yazılım
3. Hukuk Dairesi
Esas No: 2015/2809
Karar No: 2016/679
Karar Tarihi: 26.01.2016

Yargıtay 3. Hukuk Dairesi 2015/2809 Esas 2016/679 Karar Sayılı İlamı

Özet:


Davacılar, miras yoluyla kendilerine intikal eden paydan dolayı taşınmaza ilişkin muhtesat bedelinin davalılardan tahsil edilmesi talebiyle dava açmışlar ve mahkeme kısmen kabul etmiştir. Ancak, davacıların inşa ettikleri yapıların asgari levazım bedelinin belirlenmesinde eksik inceleme yapıldığı ve yanılgılı değerlendirme sonucu yetersiz bir bilirkişi raporu doğrultusunda karar verildiği gerekçesiyle karar bozulmuştur. Davalıların malzemesini kendi yapısında kullanan kişilerin tespitinde iyi niyetin mahkemece esas alınması gerektiği belirtilmiştir. Kanun maddeleri ise Türk Medeni Kanunu'nun 722/1, 723 ve 548. maddeleridir.
3. Hukuk Dairesi         2015/2809 E.  ,  2016/679 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ


    Taraflar arasındaki alacak davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davacılar vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü:

    Y A R G I T A Y K A R A R I

    Davacılar vekili dilekçesinde; davacıların murisleri olan ..."nin kendisine miras yolu ile intikal eden miras payından diğer kardeşleri tarafından kendisine düşeceği ve kendisine verileceği beyan edilen davaya konu edilen taşınmaza mirasçısı olan davacılar ile ev ve eklenti inşa ettiğini, davalıların buna muvafakat ettiklerini, taşınmazdaki bina ve eklentisinin davacılar ve murisleri tarafından inşa edildiği ve bir kısmının ölünceye kadar burada ikamet ettiklerinin ... Asliye Hukuk Mahkemesi"nin 2008/40 Esas sayılı dosyası ile de sabit olduğunu, ... Asliye Hukuk Mahkemesi"nin 2008/40 Esaslı dosyasında yapılan keşifte davaya konu taşınmazdaki bina bedellerinin yıpranma payı da düşüldükten sonra 33.400 TL olarak belirlendiğini, davalıların bu dava tarihinden yaklaşık olarak 1 ay öncesinde davaya konu binaları kiraya verip kullanmaya başladıklarını ve davacılar aleyhine sebepsiz zenginleştiklerini belirterek, davaya konu taşınmazdaki bina ve eklentiye ilişkin olarak inşa ve malzeme bedeli olarak belirlenen 33.400 TL"nin davalılardan müşterek müteselsilen alınarak davacılara verilmesini talep ve dava etmiştir.
    Davalılar cevap dilekçesi sunmamışlardır.
    Mahkemece; davanın kısmen kabulü ile; 1.716 TL levazım değerinin 1/2"sinin davalı ..."dan dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile tahsiline, kalan 1/2"lik kısmının ise ... mirasçıları olan ..., ..., ..., ..., ... ve ..."den dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile müşterek müteselsilen tahsiline karar verilmiş, hüküm süresi içinde davacılar vekili tarafından temyiz edilmiştir.
    Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre, davacılar vekilinin sair temyiz itirazları yerinde değildir.
    Dava konusu uyuşmazlık; sebepsiz zenginleşme hükümlerine dayalı muhtesat bedelinin tahsili talebine ilişkindir.
    Türk Medeni Kanunun 722/1.maddesi gereğince; “Bir kimse kendi arazisindeki yapıda başkasının malzemesini ya da başkasının arazisindeki yapıda kendisinin ya da bir başkasının malzemesini kullanırsa, bu malzeme arazinin bütünleyici parçası olur. 2.fıkra hükmüne göre; Ancak, sahibinin rızası olmaksızın kullanılmış olan malzemenin sökülmesi aşırı zarara yol açmayacaksa, malzeme sahibi, gideri yapıyı yaptırana ait olmak üzere bunların sökülüp kendisine verilmesini isteyebilir. 3.fıkra hükmüne göre de; Aynı koşullar altında arazinin maliki de, rızası olmaksızın yapılan yapıda kullanılan malzemenin, gideri yapıyı yaptırana ait olmak üzere sökülüp kaldırılmasını isteyebilir."
    Aynı Kanunun 723.maddesi gereğince ise; “Malzeme sökülüp alınmazsa arazi maliki, malzeme sahibine uygun bir tazminat ödemekle yükümlüdür. Yapıyı yaptıran arazi maliki iyiniyetli değilse hakim, malzeme sahibinin uğradığı zararın tamamının tazmin edilmesine karar verebilir. Yapıyı yaptıran malzeme sahibi iyiniyetli değilse, hakimin hükmedeceği miktar bu malzemenin arazi maliki için taşıdığı en az değeri geçmeyebilir.”
    Bu bağlamda davacının talep edebileceği tazminat miktarının belirlenmesinde, 14.02.1951 tarih ve 1949/17 - 1951/1 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme kararı uyarınca davacının iyi niyetli olup olmadığının mahkemece kendiliğinden gözönünde tutulması gerekir.
    Bu bilgiler ışığında somut olaya bakıldığında ise; davacıların murisi ..."nin kendisine babasından miras yolu ile intikal eden payını aralarında yaptıkları paylarını takas edeceklerine ilişkin sözlü anlaşmaya binaen kardeşleri olan davalı ... ile diğer davalıların murisi olan ..."a tapuda satış yoluyla devrettiği, davalılarca aralarındaki sözlü anlaşma uyarınca kendilerine devredileceği belirtilen davaya konu 2278 nolu parsele bina ve eklenti inşa ettikleri sabittir. Ancak, daha öncesinde karara bağlanan ve kesinleşen ... Asliye Hukuk Mahkemesi"nin 2008/40 Esas sayılı dosya kapsamı ve davacıların murisinin payını davalılardan İdris ve diğer davalıların murisi ..."a tapuda resmi şekilde devrettiği de gözetildiğinde davacıların iyiniyetli olmadıkları ve buna göre de, sadece TMK"nın 723.maddesi gereğince asgari levazım bedelini davalılardan talep edebilecekleri açıktır.
    Gerek öğreti ile gerekse sapma göstermeyen uygulama ile asgari levazım değerinin yapı ve eklentilerinin yapımında kullanılan tüm malzemelerin işçilik ve yapımcı kârı gibi unsurlar gözetilmeksizin piyasadaki en düşük değerlerinden, yapım yılı veya yıllarına göre yıpranma düşüldükten sonra elde edilecek miktar şeklinde benimsenmiş bulunmaktadır.
    Oysa ki mahkemece hükme esas alınan inşaat bilirkişi raporu incelendiğinde ise; davaya konu bina ve eklentilerin yapım yılı olan 1998 yılına göre değerlendirme yapıldığı, ancak mahkemece davaya konu bina ve eklentinin davalılara teslim tarihinin tespiti hususunda herhangi bir araştırma yapılmadığı anlaşılmaktadır.
    Hal böyle olunca mahkemece; yukarıda açıklanan maddi ve hukuki olgular gözönünde bulundurularak, davaya konu edilen bina ve eklentinin davalılara teslim tarihinin araştırılması ve belirlenecek teslim tarihindeki asgari levazım değerinin belirlenmesi için alanında uzman bilirkişiden rapor alınarak belirlenecek bu bedele hükmedilmesi gerekirken, eksik inceleme ve yanılgılı değerlendirme sonucu yetersiz bilirkişi raporu doğrultusunda yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiş, bu husus bozmayı gerektirmiştir.
    SONUÇ: Yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 26.01.2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.








    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için destek@ictihatlar.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi