Yargıtay 3. Hukuk Dairesi 2015/7815 Esas 2016/669 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
3. Hukuk Dairesi
Esas No: 2015/7815
Karar No: 2016/669
Karar Tarihi: 26.01.2016

Yargıtay 3. Hukuk Dairesi 2015/7815 Esas 2016/669 Karar Sayılı İlamı

Özet:

Taraflar arasındaki ziynet ve çeyiz eşyalarının iadesi davasında, mahkeme, davalı ... yönünden davayı reddetti ancak diğer davalı hakkında kısmen kabul etti. Ancak, davalının \"yemin\" deliline dayanarak iddiasını ispat etmekle yükümlü olduğu kuralı göz önüne alınmadan ziynetler yönünden karar verildi. Ayrıca, dosyada yer alan bilirkişi raporuna göre erkek tarafından alındığı sabit olan bazı çeyiz eşyalarının davalıdan tahsili de yanlış bir değerlendirme sonucu karara bağlanmıştı. Bu nedenle hükmün BOZULMASINA karar verildi. Kararda geçen kanun maddeleri: Medeni Kanun madde 6, HUMK.nun 428.maddesi.
3. Hukuk Dairesi         2015/7815 E.  ,  2016/669 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :AİLE MAHKEMESİ


    Taraflar arasındaki ziynet ve çeyiz eşyalarının iadesi davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın davalı ... yönünden husumet nedeni ile reddi, davalı ... yönünden ise kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, duruşmalı olarak incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmekle; daha önceden belirlenen, 26.01.2016 tarihli duruşma günü için yapılan tebligat üzerine; temyiz eden taraflardan davalı ve vekili Av. ... geldi. Davacı vekili Av.... geldi. Açık duruşmaya başlandı ve hazır bulunanların sözlü açıklamaları dinlenildikten sonra işin incelenerek karara bağlanması için saat 14.00"e bırakılması uygun görüldüğünden, belli saatte dosyadaki bütün kağıtlar okunarak, Tetkik Hakiminin açıklamaları dinlenip, gereği düşünüldü:

    Y A R G I T A Y K A R A R I

    Davacı vekili dilekçesinde, tarafların 2012 yılında evlendiklerini, 4. Aile Mahkemesinin 2014/94 sayılı dosyasında taraflar arasında boşanma davasının olduğunu, düğün sırasında müvekkiline takılan ziynet eşyaları ile müvekkiline ait olan çeyiz eşyalarının boşanma sürecinde ve sonrasında müvekkiline iade edilmediğini ileri sürerek, ziynet eşyalarının değerinin bilirkişi tarafından değerinin tespiti yapılıncaya kadar şimdilik 10.000 TL"sinin dava tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline, çeyiz eşyalarının değerinin bilirkişi tarafından değerinin tespiti yapılıncaya kadar şimdilik 1000 TL"sinin davalı eş Harun"dan tahsili ile fazlaya ilişkin haklarının saklı tutulmasını istemiştir.
    Davalı ... vekili cevap dilekçesinde, ziynetlerin miktarının davacının iddia ettiği kadar olmadığını, ayrılmadan önceki Kurban bayramında davacının altınlarının kendisine verilmesi için tartıştığını, tarafların "de ki evlerinde, gardrobun arkasında saklı olan bütün ziynetlerin davacıya teslim edildiğini, çeyiz eşyaları yönünden de davacıya ait olan bir kısım eşyaları vermeye hazır olduklarını, diğer kalan eşyaların da bizzat müvekkili tarafından ödeme yapılarak alındığını belirterek, davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
    Davalı ... cevap dilekçesinde, kendisinin davaya taraf olmadığını bu nedenle davanın reddini istemiştir.
    Mahkemece, davalı ... yönünden açılan davanın husumet nedeni ile reddine, diğer davalı hakkında açılan davanın ise kabulüne karar verilmiş, verilen hüküm süresi içinde taraf vekilleri tarafından temyiz edilmiştir.
    Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre, davacı vekilinin tüm, davalı vekilinin sair temyiz itirazı yerinde değildir.
    Ancak; ziynetler yönünden, davalı ... savunmasında, takıların davacıdan, davacının kardeşine ve babasına verilmesini önlemek amacı ile alındığını ve müşterek evde yatak odasında bulunan dolabın arkasına saklandığını, davacının altınlar yüzünden tartışma çıkarması üzerine de, ziynetlerin tamamını davacıya iade ettiğini, kendisinde hiç altın bulunmadığını ifade etmiştir.
    Medeni Kanun madde 6 gereğince "Kural olarak herkes iddiasını ispat etmekle yükümlüdür."
    Davalı koca, altınları davacıya verdiğini iddia ettiğine göre bu iddiasını ispat etmekle yükümlü olacaktır. Davalının dilekçesinde açıkca " yemin" deliline dayandığının anlaşılması karşısında, bu savunmasını ispat etmek üzere, davalıya, karşı tarafa yönelik olarak yemin teklif etme hakkının bulunduğu hatırlatılarak yaptırılacak yeminin sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken, eksik inceleme ile ziynetler yönünden davanın kabulüne karar verilmesi doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir.
    Dava konusu çeyiz eşyalarının iadesi talebine yönelik olarak da, yerel mahkeme tarafından, davanın kabulüne karar verilmiştir.
    Ancak, bu çeyiz eşyalarından, dosyada mevcut 9.12.2014 tarihli bilirkişi raporunun (C) bendinin 1-2-9-10-11- ve 12. sırasında yer alan eşyalar ile, (D) bendinin 5. sırasında yer alan eşyanın, tüm dosya münderecatına göre, evlilik birliği içinde erkek tarafınca alındığı sabit olup, davacı kadına bağışlandığı da ispat edilemediğine göre, bu eşyalar yönünden davanın reddine karar verilmesi gerekirken, yanılgılı değerlendirme sonucu bu eşya bedellerinin de davalıdan tahsiline karar verilmesi doğru görülmemiş ve bozmayı gerektirmiştir.
    SONUÇ: Yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, Yargıtay duruşmasında vekille temsil edilen davalı taraf için duruşma tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi hükümlerine göre takdir edilen 1.350 TL vekalet ücretinin davacıdan alınıp davalı tarafa verilmesine ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 26.01.2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.






    Bu web sitesi, sisteminin bir üyesidir.