8. Hukuk Dairesi 2010/6352 E. , 2011/2899 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : Tapu İptali Ve Tescil
... ile Hazine, ..., ...Kayyımı ...ve dahili davalılar ... ve ... aralarındaki tapu iptali ve tescil davasının kabulüne dair Gölpazarı Asliye Hukuk Mahkemesinden verilen 17.07.2008 gün ve 14/38 sayılı hükmün Yargıtay"ca incelenmesi davalı Hazine ile davalı ...Kayyımı vekili tarafından süresinde istenilmiş olmakla dosya incelendi gereği düşünüldü:
K A R AR
Davacı ... vekili, dava konusu 4 ada 17 parselin dava dışı ¾ payını vekil edeninin babası ...’ın 1976 yılında üçüncü kişiden tapu yoluyla satın ve devraldığını, ancak taşınmazın tamamına zilyet olduğunu, babasının daha sonra bu taşınmazı yine tapuda vekil edenine sattığını, taşınmazın tamamına zilyet olunduğunu, ¼ tapu maliki “... oğlu ...” kim olduğu tapu kütüğünden anlaşılamayan kişi olduğunu, ayrıca bu kişi hakkında gaiplik kararının bulunduğunu ileri sürerek ¼ tapu payının TMK.nun 713/2.maddesi uyarınca iptaliyle davacı adına tesciline karar verilmesini istemiştir.
Davalı Hazine ile kayyım vekili davanın reddine karar verilmesini savunmuştur.
Mahkemece, davacı lehine kazanma koşullarının oluştuğu gerekçesiyle davanın kabulüyle 4 ada 17 parselin ...adına kayıtlı ¼ payının iptaliyle davacı adına tesciline karar verilmesi üzerine; hüküm, davalılar Hazine ve kayyım vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, kazanmayı sağlayan eklemeli zilyetlik ve TMK.nun 713/2.maddesi uyarınca "…Maliki tapu kütüğünden anlaşılamayan ve gaiplik kararı" hukuki sebeplerine dayalı olarak tapu kaydının hukuki değerini yitirdiği gerekçesiyle açılan tapu iptali ve tescil davasıdır. TMK.nun 713/2. maddesindeki “...Malik"in tapu kütüğünden anlaşılamaması...” hali taşınmaz malın sahibinin kim olduğunun bilinmesine yarayacak gerekli bilginin tapu sicilinden çıkarılmasının imkansız olmasıdır (HGK. nun 10.4.1991 tarih, 1991/8-51 Esas, 194 Karar sayılı ilamı). Kütükteki bilgi ve belgelerden, gerekli dikkati gösteren herkesin malikin kim olduğunu anlayamayacağı haller ile malik adının müphem ve yetersiz gösterilmesi, malik adının silinmiş ve yenisinin yazılmamış olması gibi hallerde malikin tapu kütüğünden anlaşılmadığı sonucuna varılabilir
Somut olayda; Uyuşmazlık konusu 4 ada 17 parsel, 22.10.1985 tarihinde kesinleşen kadastro yoluyla paylı mülkiyet şeklinde ¾’ü davacının babası ..., ¼’ü ise ...adına tescil edilmiş, sonraki tarihlerde ... kendi payını ¼’er oranda oğlu olan davacı ... ile dahili davalılar ... ve ...’a satmıştır. Kadastro tutanağının edinme sütununda; 17.2.1976 gün 4 ve 16.6.1977 gün 8 sıra nolu tapu kayıtlarının kapsamında kaldığı belirtilerek ¼ payın “...oğlu ...” adına tespit ve tescil edildiği anlaşılmıştır. Davacı vekili öncelikle ¼ pay sahibi ... oğlu...’in tapu kütüğünden kim olduklarının anlaşılamadığını açıklayarak TMK.nun 713/2.maddesi gereğince iptal ve tescil isteğinde bulunmuştur. Kadastro tutanağına ve revizyon gören tarih ve sayısı yukarıda belirtilen tapu kayıtlarına göre, kayıt maliki bilinmeyen kişi olmayıp aksine baba adı yazılmış tanınan ve bilinen kişidir. Kayıt malikinin ölüm tarihi ve mirasçılarının belirlenmemesi, kimliğine ait bilgilerin elde edilememesi ve adresinin saptanamaması gibi hususlar o kişinin tapu kütüğünden maliki bilinmeyen kişi olarak nitelendirilmesini gerektirmez. Bununla kanun koyucu tarafından tapu kütüğünün incelenmesinden anlaşılamayan, kim olduğu belirlenemeyen hayali kişiler amaçlanmıştır. Saptanan bu somut ve hukuki olgular karşısında davanın kayıt malikinin kanun anlamında bilinen kişi olduğunun anlaşılması karşısında, davacı yararına bu istek bakımından kazanma koşullarının oluşmadığının kabulü gerekir.
Gaiplik kararına ilişkin temyiz itirazına gelince; Dairemizce de kabul edilerek sapmaksızın kararlılıkla gerçekleştirilen Yargıtay uygulamalarına göre, bu tür yerlerin kazanılması için, tapu maliki hakkında verilen gaiplik kararının kesinleşmesinden itibaren 3402 sayılı Kadastro Kanununun 14 ve TMK.nun 713/1.maddesindeki koşullar altında en az 20 yıl süre ile zilyet olunması gerekmektedir. İptali istenen ¼ pay maliki ...hakkında verilmiş ve kesinleşmiş gaiplik kararı bulunmadığı gibi, mahkemenin kabul hükmüne gerekçe yaptığı dosya ekindeki Gölpazarı Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 17.2.1976 gün 1976/18 Esas 1976/6 Karar sayılı ilamı, uyuşmazlık konusu yapılan pay maliki hakkında verilmiş gaiplik kararı değildir. Mahkemenin bu mahkeme ilamına yanlış anlam yükleyerek, gaiplik kararı olarak nitelendirip davanın kabulüne karar verilmesi doğru değildir. Kaldı ki TMK.nun 713/2. maddesindeki üç hal ayrı ayrı dava sebebidir. Birlikte ileri sürülerek incelemesi yapılamaz.
Tüm bu açıklamalar gözönünde tutularak davanın reddine karar verilmesi gerekirken; maddi olay ve delillerin taktirinde yanlışa düşülerek kabul yönünde karar verilmiş olması usul, kanun ve dosya içeriğine aykırı görüldüğünden, davalı Hazine ve kayyım vekilinin yerinde görülen temyiz itirazlarının kabulüyle yerel mahkeme hükmünün HUMK.nun 428.maddesi uyarınca BOZULMASINA, 12.05.2011 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.