3. Hukuk Dairesi 2015/8222 E. , 2016/664 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :AİLE MAHKEMESİ
Taraflar arasındaki ziynet alacağı davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün, duruşmalı olarak incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmekle; daha önceden belirlenen, 26.01.2016 tarihli duruşma günü için yapılan tebligat üzerine temyiz eden davacı vekili Av. ... geldi. Karşı taraf davalı adına gelen olmadı. Açık duruşmaya başlandı ve hazır bulunanların sözlü açıklamaları dinlenildikten sonra işin incelenerek karara bağlanması için saat 14.00"e bırakılması uygun görüldüğünden, belli saatte dosyadaki bütün kağıtlar okunarak, Tetkik Hakiminin açıklamaları dinlenip, gereği düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı vekili dilekçesinde; tarafların 2004 yılında evlendiklerini, düğünde davacıya 1 adet set, 8 bilezik(15"er gr.), 52 adet çeyrek altın, çalıştığı firmadan 5 adet tam altın, 2 adet 15"er gr. künye, ve 5.000 TL nakit para takıldığını, davalının tıp fakültesinde öğrenci ve lüks hayat düşkünü olması, çalışmaması nedeniyle düğün sonrası takılan bu ziynetlerin davalı yan tarafından ihtiyaç duyuldukça bozdurularak harcandığını, davalının en son evi terkederken de davacının kalan ziynetlerini, bilgisayar ve cep telefonunu alıp götürdüğünü, boşanma sonrası iade etmediğini belirterek, ziynetlerin ve nakit paranın aynen iadesini, olmadığı takdirde 30.000 TL alacağın tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili cevabında; düğünde davacıya takılan tüm takıların davacıda kaldığını, davacının kendi insiyatifiyle takılarını bozdurma kararı verdiğini, kendi özel ihtiyaçlarına harcadığını, davalı resmen çalışmasa da, ailesinin gönderdiği paralar, aldığı ... bursu ve o dönemde davacı da çalıştığından rahat bir hayat sürdüklerini, altın bozdurmaya ihtiyaçları olmadığını savunarak, davanın reddini dilemiştir.
Mahkemece; birbirini teyit eden tanık beyanlarından anlaşıldığı gibi davacıya takılan ziynetlerin evlilik döneminde peyderpey bozdurularak evin ve ailenin ihtiyaçlarına harcandığının belirtildiği; ziynetlerin ve nakit paranın bu şekilde harcanmasının davacının rızası dışında yapıldığına dair delil bulunmadığı gibi tüm tanık anlatımları ve davacının dilekçesinde de ziynetlerin davacının rızası ve onayı ile bozdurulduğu, aile içinde harcandığının kabul edildiği, bir kısım altınların evden ayrılırken davalı tarafından götürüldüğü iddiasının ise ispat edilemediği gerekçe gösterilerek, davanın reddine karar verilmiştir.
Hükmü davacı vekili temyiz etmektedir.
TMK 6. maddesi uyarınca; kanunda aksine bir hüküm bulunmadıkça taraflardan her biri iddiasını ispatlamakla yükümlüdür. Gerek doktrinde, gerek Yargıtay İçtihatlarında kabul edildiği üzere ispat yükü hayatın olağan akışına aykırı durumu iddia eden ya da savunmada bulunan kişiye düşer.
Evlilik sırasında kadına takılan ziynet ve para kim tarafından takılmış olursa olsun ona bağışlanmış sayılır. Ancak, bunların “iade edilmemek üzere” kocaya verildiğinin, kadının isteği ve onayı ile bozdurulup ihtiyaçlar için harcandığının davalı yanca kanıtlanması halinde koca ziynet eşyalarını iadeden kurtulur.
Davacı, ziynet eşyalarının davalı tarafından evlilik birliği devam ederken ihtiyaç duyuldukça bozdurularak harcandığını, bir kısmının ise evden ayrılırken götürüldüğünü iddia etmiş ise de, bu konuda dinlettiği tanıkların görgüye dayalı net ve kesin beyanları bulunmayıp, soyut ve duyuma dayalı tanık beyanlarına değer verilerek davacının iddiasını ispat ettiği kabul edilemeyeceğinden sonuç itibariyle mahkemece davanın reddine ilişkin verilen hükümde bir isabetsizlik bulunmamaktadır.
Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre, yerinde bulunmayan bütün temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun olan hükmün ONANMASINA, 1.50 TL bakiye temyiz harcının temyiz edene yükletilmesine, 26.01.2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.