Esas No: 2016/12241
Karar No: 2016/15605
Karar Tarihi: 10.10.2016
Tehdit, hakaret ve yaralama - Yargıtay 18. Ceza Dairesi 2016/12241 Esas 2016/15605 Karar Sayılı İlamı
Özet:
Sanık, tehdit, hakaret ve yaralama suçlarından mahkum olmuştur. Mahkeme, tehdit suçundan hüküm gereği hapis cezasının ağırlığı sebebiyle hükmün açıklanmasını geri bırakmıştır. Ancak hakaret ve yaralama suçlarından verilen adli para cezaları nedeniyle hükmün açıklanması geri bırakılması konusu tartışılmamıştır. Yargıtay, bu tartışmaların objektif ve subjektif koşullar çerçevesinde değerlendirilmesi gerektiğine karar vermiş ve mahkemenin hükmün açıklanmasını geri bırakma kurumunu tartışmamış olmasını hukuka aykırı bularak kararı bozmuştur.
Kanun Maddeleri: 5237 sayılı TCK'nın 106/1-1. cümle, 86/2, 125/1,125/4, 62 (üç kez) ve 52/2 (iki kez), 5271 sayılı CMK'nın 231. ve 223. maddeleri.
18. Ceza Dairesi 2016/12241 E. , 2016/15605 K.
"İçtihat Metni"
KARAR
Tehdit, hakaret ve yaralama suçlarından sanık ..."ın, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu"nun 106/1-1. cümle, 86/2, 125/1,125/4, 62 (üç kez) ve 52/2 (iki kez). maddeleri uyarınca 5 ay hapis cezası, 2.000,00 Türk Lirası ve 1.740,00 Türk Lirası adli para cezaları ile cezalandırılmasına, tehdit suçu yönünden 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu"nun 231. maddesi uyarınca hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına dair ...Asliye Ceza Mahkemesinin 07/05/2015 tarihli ve 2014/1281 esas, 2015/588 sayılı kararının, Adalet Bakanlığı tarafından kanun yararına bozulmasının istenilmesi üzerine, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının, 15/12/2015 gün ve 386923 sayılı istem yazısıyla Dairemize gönderilen dava dosyası incelendi.
İstem yazısında; “... Asliye Ceza Mahkemesince verilen kararın hüküm kısmında, sanık hakkında hükmün açıklanmasının geri bırakılması koşullarının oluştuğunun kabul edildiği nazara alındığında, tehdit suçundan hükmedilen hapis cezası için hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verildiği halde, sanık hakkında hükmolunan diğer cezaların adlî para cezası olması karşısında, 5271 sayılı Kanunun 231. maddesi uyarınca, hükmün açıklanmasının geri bırakılıp bırakılmayacağı hususunda bir değerlendirme yapılmamasında isabet görülmemiştir.” denilmektedir.
Hukuksal Değerlendirme:
5271 sayılı CMK’nın 231. maddesinde düzenlenen “hükmün açıklanmasının geri bırakılması” müessesesinin uygulanabilmesi için öncelikle,
- Sanık hakkında kurulan mahkûmiyet hükmünde, hükmolunan cezanın iki yıl veya daha az süreli hapis veya adli para cezasından ibaret olması,
- Suçun CMK’nın 231. maddesinin 14. fıkrasında yazılı suçlardan olmaması,
- Sanığın daha önce kasıtlı bir suçtan mahkûm olmamış bulunması,
- Sanığın hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına itiraz etmemesi,
- Suçun işlenmesiyle mağdurun veya kamunun uğradığı zararın, aynen iade, suçtan önceki hale getirme veya tamamen giderilmesine ilişkin koşulların birlikte gerçekleşmesi gerekmektedir.
Anılan bu objektif koşulların gerçekleşmesi ile birlikte ayrıca “Mahkemece, sanığın kişilik özellikleri ile duruşmadaki tutum ve davranışları göz önünde bulundurularak yeniden suç işlemeyeceği hususunda kanaate varılmasına” ilişkin takdire dayalı subjektif koşulun da gerçekleşmesi halinde “hükmün açıklanmasının geri bırakılması” müessesesinin uygulanması olanağı bulunmaktadır.
Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 16/02/2010 tarih ve 4/253-28 sayılı kararında da belirtildiği üzere, “sanık hakkında kurulan mahkûmiyet hükmünün hukuki bir sonuç doğurmamasını ifade eden ve doğurduğu sonuçlar itibariyle karma bir özelliğe sahip bulunan hükmün açıklanmasının geri bırakılması kurumu, denetim süresi içinde kasten yeni bir suçun işlenmemesi ve yükümlülüklere uygun davranılması halinde, geri bırakılan hükmün ortadan kaldırılarak kamu davasının 5271 sayılı CYY’nın 223. maddesi uyarınca düşürülmesi sonucunu doğurduğundan, bu niteliğiyle sanık ile devlet arasındaki cezai nitelikteki ilişkiyi sona erdiren düşme nedenlerinden birisini oluşturmaktadır. Koşullu bir düşme nedeni oluşturan “hükmün açıklanmasının geri bırakılması” müessesesi, objektif koşulların (mahkûmiyet, suç niteliği ve ceza miktarı, daha önce kasıtlı bir suçtan mahkûm olmama, sanığın kabulü, zararın giderilmesi) varlığı halinde mahkemece, diğer kişiselleştirme hükümlerinden önce ve re’sen değerlendirilerek, uygulanması yönünde kanaate ulaşıldığı takdirde, hiçbir isteme bağlı olmaksızın öncelikle uygulanmalıdır.”
Kanun yararına bozma konusu yapılan hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararı verilebilmesi için, CMK"nın 231. maddesinde sayılan objektif ve subjektif koşulların birlikte gerçekleşmesi gerekmektedir. Objektif koşulların değerlendirilmesindeki hatalar kanun yararına bozma konusu olabilecekken, subjektif koşula yönelik hukuka uygun gerekçeler takdire ilişkin olduğundan, kanun yararına bozma konusu yapılamayacaktır. Bununla birlikte, sanık veya müdafiinin bu kurumun lehlerine uygulanmasına yönelik talepleri bulunması ve objektif koşulların oluşmasına karşın, koşullu bir düşme nedeni olan hükmün açıklanmasının geri bırakılması kurumunun tartışılmaması da, yargılama hukukuna ilişkin hukuka aykırılık kabul edilerek, kanun yararına bozma konusu yapılabilecektir.
İnceleme konusu somut olayda; Suç tarihine göre sanık ..."ın adli sicil kaydı incelendiğinde 24.02.2003 tarih, 2002/803 esas ve 2002/607 karar sayılı ilamı olduğu, bu ilam incelendiğinde sanık hakkında 765 sayılı TCK’nın 283, 59/2, 72 ve 647 sayılı Kanunun 4. ve 6. maddeleri uygulanarak 218.104.096 TL ağır para cezası verilip cezanın ertelendiği anlaşılmıştır.
Erteli olan bu ilamın silinme koşullarının oluşup oluşmadığı ile ilgili olarak 765 sayılı TCK’nın 95/2. maddesi çerçevesinde sanığın UYAP sisteminden alınan adli sicil kaydı incelendiğinde, sanığın 5 yıllık deneme süresi içerisinde suç işlemediği görülmüştür.
Sanık hakkında, hakaret ve yaralamaya suçlarından adli para cezaları verildiği ve sanığın savunmasında, hakkında ceza verilecek ise hükmün açıklanmasının geri bırakılmasını talep ettiği anlaşılmaktadır.
5271 sayılı CMK"nın “Hükmün gerekçesinde gösterilmesi gereken hususlar” başlıklı 230. maddesinin 1. fıkrasının (d) bendinde, cezanın bireyselleştirilmesine yönelik istemlerin kabul veya reddinde gerekçe gösterilmesinin zorunlu olduğuna işaret edilmiştir. Ancak yargılama safhasında sanıkların açık taleplerinin bulunmasına ve sanık ... hakkında tehdit suçundan hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilmesine karşın, yine aynı sanık hakkında hakaret ve yaralama suçlarında mahkemece kısa karar veya gerekçede hükmün açıklanmasının geri bırakılması kurumu tartışılmamıştır.
Bu nedenlerle, hükmün açıklanmasının geri bırakılması kurumunun objektif şartlarının oluşması karşısında, mahkemece subjektif koşul da değerlendirilerek sonucuna göre hüküm kurulması gerekirken, hükmün açıklanmasının geri bırakılması kurumunun tartışılmaması hukuka aykırıdır.
Sonuç ve Karar:
Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı"nın, düzenlediği tebliğnamedeki düşünce yerinde görüldüğünden,
Sanık ..."ın hakaret ve yaralama suçları hakkında,...Asliye Ceza Mahkemesinin 07/05/2015 tarihli ve 2014/1281 esas, 2015/588 sayılı kararının, CMK’nın 309. maddesi uyarınca kanun yararına BOZULMASINA, müteakip işlemlerin mahallinde mahkemesince yerine getirilmesine, 10.10.2016 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.
Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.