13. Hukuk Dairesi 2017/710 E. , 2019/11468 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki itirazın iptali davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davalı avukatınca temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü.
KARAR
Davacı, davalı ..."un dava dışı ..."ya olan 18.000,00 TL"lik borcunu ödediğini, davacının ödeme yaparken dekontun açıklama kısmına yapılan ödemenin davalı ..."un borcuna istinaden yapıldığını belirttiğini, davacının daha sonra vermiş olduğu parayı geri almak için defalarca başvurduğunu, davalının ödeme yapmaya yanaşmadığını, bunun üzerine ... İcra Dairesi"nde takip başlatıldığını, davalının borca itiraz ettiğini, takibin durduğunu, kötü niyetle icra takibine itiraz eden davalının aleyhine icra inkar tazminatına hükmedilmesini, itirazın iptaline karar verilmesini, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı, davanın reddini dilemiştir.
Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiş; hüküm, davalı tarafından temyiz edilmiştir.
1-Eldeki davada, ödünç verme sözleşmesinden kaynaklanan itirazın iptali ve icra inkar tazminatı davasıdır. Havale dekontunda gönderilen paranın ne için gönderildiğinin yazılı olduğu durumda, söz konusu dekontun ödünç ilişkisini kanıtlamaya yeterli olmamakla birlikte yazılı delil başlangıcı olarak kabulü gerektiği, bundan dolayı davacı tarafından gönderilen banka ödeme dekontunun HMK 202. Maddesi gereğince yazılı delil başlangıcı olarak kabul edildiği, davacı tarafın bildirmiş olduğu tanığın beyanına itibar edilerek mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiştir. Davacının davasına dayanak yaptığı banka makbuzu, dava dışı ..."ya ait olan hesaba yapılan havaleyi göstermektedir. Havale üzerinde bu paranın borç olarak verildiğine dair açıkça bir ifade yoktur. Yani, borç olarak gönderildiği iddia edilen para, davalının hesabına değil, davadışı 3. bir şahsın hesabına gönderilmiştir. Hal böyle olunca, somut olayda davacının dayandığı belge yalnız başına borç verildiğini ispata yeterli değildir. Zira kural olarak havale bir ödeme aracı olup, havale belgesinde paranın borç olarak gönderildiğinin belirtilmesi gereklidir. Aksi halde gönderilen havalenin bir borcun ödenmesi amacıyla gönderildiği karine olarak kabul edilmelidir. Borç ödeme belgesi olan havale nedeni ile alacaklı olduğunu davacı ispat etmelidir. Zira havalenin yazılı delil başlangıcı olarak kabul edilmesi mümkün olmayıp bu uyuşmazlıkta miktar itibari ile tanık dinlenilemez. Öyle ise davacı davasını kanıtlayamamıştır. Hal böyle olunca, mahkemece ispat edilemeyen davanın reddine karar verilmesi gerekirken, davanın kabulüne dair verilen karar usul ve yasaya aykırı olup, bozma sebebidir.
2-Bozma sebebine göre davalının sair temyiz itirazlarının bu aşamada incelenmesine yer olmadığına karar verilmiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle hükmün davalı yararına BOZULMASINA, (2) nolu bentte bozma sebebine göre davalının sair temyiz itirazlarının bu aşamada incelenmesine yer olmadığına, peşin alınan 307,70 TL harcın davalıya iadesine, HUMK’nun 440/III-1 maddesi uyarınca karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere, 25/11/2019 gününde oybirliğiyle karar verildi.