18. Ceza Dairesi 2018/4618 E. , 2019/2331 K.
"İçtihat Metni"
KARAR
Hakaret suçundan sanık ...’ın, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 125/1, 29 ve 52/2. (üç kez) maddeleri uyarınca üç defa 1.500,00 Türk Lirası adli para cezaları ile cezalandırılmasına dair Bakırköy 12. Sulh Ceza Mahkemesinin 16/02/2012 tarihli ve 2010/1988 esas, 2012/363 sayılı kararının Adalet Bakanlığı tarafından kanun yararına bozulmasının istenilmesi üzerine, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 11/06/2018 gün ve 49165 sayılı istem yazısıyla dava dosyası Daireye gönderilmekle incelendi
İstem yazısında: “1- Olay günü ...ve A... arasında tartışma çıktığı, akabinde Ayşegül’ün kızları olan Yağmur ve Damla’nın da olaya müdahil olduğu, bilahare sözlü tartışmanın kavgaya dönüştüğü, bu sırada olay yerine gelen sanık ...’ın Ayşegül Yayla ve kızları ... ve ...’ya karşı sinkaflı sözler söylemek sureti ile hakaret ettiğinin anlaşılması karşısında, sanığın hakaret suçunu birden fazla kişiye karşı hukuki anlamda tek bir fiil ile birden fazla kez işlenmesi nedeniyle, zincirleme suç hükümleri gereği bir kez ceza verilip, bu cezanın 5237 sayılı Kanun’un 43/2 ve 43/1. maddeleri ile arttırılması gerekirken, her bir mağdur için ayrı ceza tatbiki neticesinde fazla ceza tayininde,
2- 5237 sayılı Kanun"un 129/1. maddesinde yer alan, “Hakaret suçunun haksız bir fiile tepki olarak işlenmesi hâlinde, verilecek ceza üçte birine kadar indirilebileceği gibi, ceza vermekten de vazgeçilebilir. Bu suçun, kasten yaralama suçuna tepki olarak işlenmesi halinde, kişiye ceza verilmez. Hakaret suçunun karşılıklı olarak işlenmesi halinde, olayın mahiyetine göre, taraflardan her ikisi veya biri hakkında verilecek ceza üçte birine kadar indirilebileceği gibi, ceza vermekten de vazgeçilebilir” şeklindeki hüküm ile hakaret suçu ile ilgili özel tahrik düzenlemesinin yapıldığı, somut olayda Mahkemece sanığın hakaret fiilini, katılanların haksız eylemlerinden dolayı tahrik altında işlediğinin kabul edilmesine rağmen, yapılan haksız tahrik uygulamasında, hakaret suçuna ilişkin özel hüküm olan ve daha lehe düzenlemeler içeren anılan Kanun"un 129. maddesi yerine, aynı Kanun"un genel tahrike dair 29. maddesinin uygulanmasında, isabet görülmemiştir.” denilmektedir
Hukuksal Değerlendirme:
Bir nolu isteme yönelik incelemede;
5237 sayılı TCK’nın “Zincirleme Suç” başlıklı 43. maddesinin 1. fıkrasında; “Bir suç işleme kararının icrası kapsamında, değişik zamanlarda bir kişiye karşı aynı suçun birden fazla işlenmesi durumunda, bir cezaya hükmedilir. Ancak bu ceza, dörtte birinden dörtte üçüne kadar artırılır. Bir suçun temel şekli ile daha ağır veya daha az cezayı gerektiren nitelikli şekilleri, aynı suç sayılır. Mağduru belli bir kişi olmayan suçlarda da bu fıkra hükmü uygulanır” şeklinde zincirleme suç tanımlanmış, ikinci fıkrasında ise; “Aynı suçun birden fazla kişiye karşı tek bir fiille işlenmesi durumunda da, birinci fıkra hükmü uygulanır” denilmek suretiyle zincirleme suçtan farklı bir müessese olan, aynı nev’iden fikri içtima kuralı düzenlenmiştir.
Türk Ceza Kanunu sistematiğinde, kural olarak yasadaki suç tanımına uygun her bir netice ayrı bir suç oluşturmasına karşın, bu kuralın istisnaları olarak, TCK’nın “suçların içtimaı” bölümünde, 42, 43 ve 44. maddelerine yer verilmiştir. Aynı nev’iden fikri içtima halinde, fiil yani hareket hukuksal anlamda tektir ve bu fiille aynı suç birden fazla kişiye karşı işlenmektedir. Bu durumda hareket tek olduğu için, fail hakkında tek bir ceza verilecek, ancak bu ceza mağdur sayısı fazla olduğu için, TCK’nın 43/1. maddesine göre artırılacaktır. (Ceza Genel Kurulunun 05/06/2012 tarih ve 15/491-219 sayılı ilamı da bu doğrultudadır.)
İddianamede sanığın, müştekilere karşı, aynı anda ve tek bir fiille hakarette bulunması şeklinde gerçekleşen eylemi nedeniyle, hakkında TCK’nın 43. maddesinde düzenlenen zincirleme suç hükümlerinin uygulanması gerekirken, her bir müşteki için ayrı ayrı ceza verilmesinin hukuka aykırı olduğu belirlenmekle kanun yararına bozma talebinin kabulü gerekmiştir.
İki nolu isteme yönelik incelemede;
Hakaret suçlarında özel tahrik hükümleri içeren TCK"nın 129. maddesinin 1. fıkrası “Hakaret suçunun haksız bir fiile tepki olarak işlenmesi hâlinde, verilecek ceza üçte birine kadar indirilebileceği gibi, ceza vermekten de vazgeçilebilir.” hükmünü içermektedir.
Genel bir tahrik hükmü olan TCK"nın 29. maddesi ise “Haksız bir fiilin meydana getirdiği hiddet veya şiddetli elemin etkisi altında suç işleyen kimseye, ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası yerine onsekiz yıldan yirmidört yıla ve müebbet hapis cezası yerine oniki yıldan onsekiz yıla kadar hapis cezası verilir. Diğer hâllerde verilecek cezanın dörtte birinden dörtte üçüne kadarı indirilir.” şeklinde düzenlenmiştir.
İncelenen somut olayda, mahkemece hakaret suçundan mahkum edilen sanığın, eylemini haksız tahrik altında işlediğinin kabulüyle, TCK"nın 29/1. maddesi uyarınca cezasından 1/4 oranında indirim yapıldığı görülmektedir. Ancak yapılan haksız tahrik uygulamasında, hakaret suçuna ilişkin özel hüküm olan ve daha lehe düzenlemeler içeren TCK"nın 129. maddesi yerine, aynı Kanunun genel tahrike dair 29. maddesinin uygulanması, hukuka uygun görülmemiştir.
Sonuç ve Karar:
Yukarıda açıklanan nedenlerle;
Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı’nın, kanun yararına bozma isteği doğrultusunda düzenlediği tebliğnamedeki düşünce yerinde görüldüğünden,
1-Sanık ... hakkında hakaret suçundan Bakırköy 12. Sulh Ceza Mahkemesinin 16/02/2012 tarihli ve 2010/1988 esas, 2012/363 sayılı hükümlerinin, 5271 sayılı CMK’nın 309. maddesi uyarınca BOZULMASINA,
2-Aynı Kanun maddesinin 4-b fıkrası gereğince, sonraki işlemlerin mahallinde tamamlanmasına, dosyanın Yüksek Adalet Bakanlığına sunulmak üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı"na TEVDİİNE, 05/02/2019 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.