3. Hukuk Dairesi 2015/16578 E. , 2016/638 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :AİLE MAHKEMESİ
Taraflar arasındaki iştirak nafakasının artırılması davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı dava dilekçesinde; tarafların ...1. Aile Mahkemesi’nin 28.12.2010 tarih, 2009/58 Esas ve 2010/1158 Karar sayılı ilamı ile boşandıklarını, bu karar ile müşterek çocuk ... için 200 TL iştirak nafakasına hükmedildiğini, aradan geçen zaman içerisinde müşterek çocuğun ihtiyaçlarının arttığını ve nafakanın yetersiz kaldığını, bu nedenle müşterek çocuk için iştirak nafakasının 400 TL"ye yükseltilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde, talep edilen nafakayı ödeme gücünün olmadığını, bakmak zorunda olduğu eşi ve iki çocuğunun daha olduğunu, bu nedenle davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
Mahkemece,...1. Aile Mahkemesinin 2009/58 Esas ve 2010/1158 Karar sayılı ilamı ile müşterek çocuk lehine takdir edilen 200 TL iştirak nafakasının her yıl enflasyon oranında artırılmasına karar verilmesi nedeniyle, davacının nafakanın arttırılması için dava açmasında hukuki yararı mevcut olmadığı gerekçesi ile davanın reddine karar vermiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, iştirak nafakasının artırılması istemine ilişkindir.
TMK. 182/2.maddesine göre; "Velayetin kullanılması kendisine verilmeyen eşin çocuk ile kişisel ilişkisinin düzenlenmesinde, çocuğun özellikle sağlık, eğitim ve ahlak bakımından yararları esas tutulur. Bu eş, çocuğun bakım ve eğitim giderlerine gücü oranında katılmak zorundadır". Aynı Yasanın 328/1.maddesine göre de; "Ana ve babanın bakım borcu, çocuğun ergin olmasına kadar devam eder. Nafaka miktarı, çocuğun ihtiyaçları ile anne ve babanın hayat koşulları ve ödeme güçleri dikkate alınarak belirlenir. Nafaka miktarının belirlenmesinde çocuğun gelirleri de gözönünde bulundurulur" (TMK. 330/1).
İştirak nafakasının; çocuğun yaşı, eğitim durumu, günün ekonomik koşullarındaki paranın alım gücü ile genel ihtiyaçlarına uygun olarak ana babanın mali durumları da gözetilmek suretiyle takdiri gerekir.
Somut olayda, dosyadaki bilgi ve belgelerden, tarafların 2010 yılında boşandığı, boşanma kararı ile birlikte müşterek çocuğun velayetinin davacı anneye verildiği söz konusu karar ile müşterek çocuk.... lehine 200 TL iştirak nafakasına hükmedildiği, ayrıca nafakaya her yıl Üfe oranında artırım uygulanmasına karar verildiği, müşterek çocuğun ilköğretim ikinci sınıf öğrencisi olduğu, davacının... Kütüphanesinde işçi olup, aylık 1600 TL aldığı, davalının ise otomotiv işiyle uğraştığı, aylık 3.660.00 TL geliri olduğu, yeniden evlendiği ve 2 çocuğu daha olduğu, babasına ait evde kira vermeden oturduğu, .. marka bir aracının olduğu anlaşılmaktadır.
Nafaka artırım davasının açılması belli bir zaman geçmesine bağlı tutulmadığı gibi, her dava açıldığı tarihe göre değerlendirilmelidir. Önceki dava tarihi ile bu davanın açıldığı tarih arasında üç yıldan fazla süre geçmiştir. Bu süre içinde tarafların sosyal ve ekonomik durumları değiştiği gibi, müşterek çocuğun yaşı ve ihtiyaçları da doğal olarak artmıştır.
Buna göre, mahkemece;...1. Aile Mahkemesinin 2009/58 Esas ve 2010/1158 Karar sayılı ilamındaki hükme göre, müşterek çocuk lehine takdir edilen iştirak nafasına, her yıl üfe oranında artış yapılması öngörüldüğüne göre, nafakadaki üfe artış oranının araştırılıp, bu oranın müşterek çocuğun ihtiyaçlarını azami ölçüde karşılayıp karşılamadığı hususunun tespit edilmesinden sonra varılacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken, eksik incelemeye dayalı karar verilmiş olması bozmayı gerektirmiştir.
O halde; mahkemece yapılacak iş, dava tarihi itibariyle davalının...1. Aile Mahkemesinin 2009/58 Esas ve 2010/1158 Karar sayılı boşanma ilamındaki hükme göre, davacıya müşterek çocuk için ... artış oranına göre halen ödediği nafaka miktarının, müşterek çocuğun ihtiyaçlarını azami ölçüde karşılayıp karşılamadığı tespit edilerek, davalının da geliri ile orantılı olacak şekilde, tarafların tespit edilen sosyal ekonomik durumları, nafakanın niteliği, müşterek çocuğun yaşı, eğitim durumu, ihtiyaçları, ekonomik göstergelerdeki değişim de dikkate alınarak, mahkemece; TMK.nun 4. maddesinde vurgulanan hakkaniyet ilkesine uygun karar verilmesi gerekirken, yanılgılı değerlendirme ile davanın tümden reddi doğru görülmemiş ve kararın bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 25.01.2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.