Abaküs Yazılım
10. Hukuk Dairesi
Esas No: 2014/5259
Karar No: 2015/1867
Karar Tarihi: 10.02.2015

Yargıtay 10. Hukuk Dairesi 2014/5259 Esas 2015/1867 Karar Sayılı İlamı

10. Hukuk Dairesi         2014/5259 E.  ,  2015/1867 K.
  • RÜCUAN TAZMİNAT
  • İŞ KAZASINDA SÜREKLİ İŞGÖRMEZLİK KAYBINA UĞRAYAN SİGORTALI
  • SİGORTALILIKTAN DOĞAN SORUMLULUK BAKIMINDAN İŞVERENİN SORUMLULUĞU
  • İŞ KAZASI VEYA MESLEK HASTALIĞININ 3. KİŞİNİN KUSURU SONUCUNDA MEYDANA GELMESİ HALİNDE RÜCU
  • SOSYAL SİGORTALAR VE GENEL SAĞLIK SİGORTASI KANUNU (5510) Madde 21
  • SOSYAL SİGORTALAR VE GENEL SAĞLIK SİGORTASI KANUNU (5510) Madde 23
  • TÜRK BORÇLAR KANUNU (6098) Madde 51
  • TÜRK BORÇLAR KANUNU (6098) Madde 52
  • TÜRK BORÇLAR KANUNU (6098) Madde 61
  • TÜRK BORÇLAR KANUNU (6098) Madde 62
  • BORÇLAR KANUNU(MÜLGA) (818) Madde 50
  • BORÇLAR KANUNU(MÜLGA) (818) Madde 51

"İçtihat Metni"

Dava, rücuan tazminat istemine ilişkindir.
Mahkeme, ilamında belirtildiği şekilde isteğin kısmen kabulüne karar vermiştir.
Hükmü, tarafların vekillerinin temyiz etmeleri üzerine temyiz isteklerinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi M.. A.. tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kâğıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
1-Dosyadaki yazılara, toplanan delillere ve hükmün dayandığı gerektirici sebeplere göre, davalı S.. T..Nak. San. Tic. Ltd. Şti. vekilinin tüm, davacı Kurum ve davalı S.. T.. vekillerinin sair temyiz itirazlarının reddine;
2-Dava, 28.03.2010 tarihli iş kazasında sürekli işgöremezlik kaybına uğrayan sigortalıya bağlanan gelirlerin ve yapılan ödemelerin tahsili istemine ilişkin olup, davanın yasal dayanağı olay tarihinde yürürlükte olan 5510 sayılı Kanunun 23 ve 21/4’üncü maddeleridir.
5510 sayılı Kanunun süresinde bildirilmeyen sigortalılıktan doğan sorumluluk bakımından işverenin sorumluluğunu düzenleyen 23’üncü maddesi hükmüne göre; sigortalı çalıştırmaya başlandığının süresi içinde sigortalı işe giriş bildirgesi ile Kuruma bildirilmemesi halinde, bildirgenin sonradan verildiği veya sigortalı çalıştırıldığının Kurumca tespit edildiği tarihten önce iş kazası meslek hastalığı ve hastalık meydana gelmiş ise, sigortalıya ve hak sahiplerine yapılan veya ileride yapılması gereken her türlü masraflar ile bağlanan gelirin başladığı tarihteki ilk peşin sermaye değeri, 21 inci maddenin birinci fıkrasında yazılı sorumluluk halleri aranmaksızın işverene ödettirilecektir.
Sözü edilen madde ile işverenin kaçak işçi çalıştırmasının önlemesi amaçlanmış olup, maddenin düzenleniş şeklinden de açıkça anlaşılacağı üzere, 23’üncü maddeye göre işverenin sorumluluğu kusursuz sorumluluk ilkesine dayanır. Zararlandırıcı sigorta olayında işverenin hiç kusuru olmasa bile, şayet sigortalının işe girişi süresinde Kuruma bildirilmemiş ise, Kurumca yapılan sosyal sigorta yardımlarının tamamından sorumlu tutulması gerekir. Öte yandan; 6098 sayılı Türk
Borçlar Kanununun 51’inci maddesindeki; “Hâkim, tazminatın kapsamını ve ödenme biçimini, durumun gereğini ve özellikle kusurun ağırlığını göz önüne alarak belirler.” ve 52’nci maddesindeki “Zarar gören, zararı doğuran fiile razı olmuş veya zararın doğmasında ya da artmasında etkili olmuş yahut tazminat yükümlüsünün durumunu ağırlaştırmış ise hâkim, tazminatı indirebilir veya tamamen kaldırabilir.” hükümleri gözetilerek, zarar gören(sigortalının) müterafik kusurları da nazara alınarak söz konusu maddeler kapsamında Hâkim tarafından takdir edilecek uygun bir indirimin yapılması gereği de göz önünde bulundurulmalıdır.
Anılan Kanunun 21’inci maddesinin dördüncü fıkrası, üçüncü kişinin sorumluluğunu düzenlemekte olup; buna göre, iş kazası, meslek hastalığı ve hastalık, üçüncü bir kişinin kusuru nedeniyle meydana gelmişse, sigortalıya ve hak sahiplerine yapılan veya ileride yapılması gereken ödemeler ile bağlanan gelirin başladığı tarihteki ilk peşin sermaye değerinin yarısı, zarara sebep olan üçüncü kişilere ve şayet kusuru varsa bunları çalıştıranlara rücu edilebilecektir.
Üçüncü kişinin rücu alacağından sorumluluğu kusur sorumluluğu esasına dayanır. Bir başka ifadeyle; üçüncü kişi, ancak kusurlu bir hareketinin varlığı halinde rücu alacağından sorumludur.
İş kazası, meslek hastalığı ve hastalığın üçüncü kişinin kusuru sonucunda meydana gelmesi halinde rücu edilecek miktar ise; sigortalı ya da hak sahiplerine yapılan ödemelerin tümünün, bağlanacak gelirlerin ise başladığı tarihteki ilk peşin sermaye değerinin yarısının, kusur karşılığından oluşmaktadır.
Sigortalının iş kazası veya meslek hastalığına uğramasına birden çok kişinin birlikte kusurlarıyla sebebiyet vermeleri halinde; 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 61 ve 62’nci (818 sayılı Mülga Borçlar Kanununun 50 ve 51) maddeleri uyarınca teselsül hükümlerine göre birlikte sorumlulukları söz konusu olacaktır. Bu halde, Türk Borçlar Kanunu’nun 62’inci maddesi uyarınca kendi payına düşeninden fazlasını ödeyen kişinin diğer müteselsil sorumlulara karşı rücu hakkı baki kalmak koşuluyla, her bir sorumlu yönünden kusurlarına düşen miktar ayrılmaksızın teselsül kurallarına göre sorumluluklarına hükmedilebilecektir.
İşverene 5510 sayılı Kanunun 23; üçüncü kişiye ise aynı kanunun 21/4’üncü maddesine dayanılarak Borçlar Kanunu’nun 61 ve devamı maddelerinde düzenlenen teselsül hükümleri doğrultusunda dava açıldığı hâllerde, birlikte sorumlu olanların müşterek kusurla hareket etmemiş olmaları nedeniyle, kusurlu üçüncü kişinin, 5510 sayılı Kanunun 21/4’üncü maddesine uygun olarak, kusur sorumluluğu dâhilinde ilk peşin sermaye değerinin yarısından sorumlu olacağı, münhasıran 23’üncü maddeden kaynaklanan sorumluluğun ise işverene ait olacağı göz önünde tutulmalıdır.
Davaya konu somut olaya gelince, 5510 sayılı Kanunun 23’üncü maddesinde “bağlanan gelirin başladığı tarihteki ilk peşin sermaye değeri”, 21’inci maddesinin dördüncü fıkrasında “bağlanan gelirin başladığı tarihteki ilk peşin sermaye değerinin yarısı” dendiğine göre yasanın buyurucu nitelikte olan bu açık hükmü karşısında, hak sahiplerinin tazmin sorumlularından isteyebilecekleri tazminat miktarının (tavanın) hesaplanmasına gerek bulunmamakta olup, Mahkemece gerçek zarar hesabı yaptırılmış olması isabetsiz bulunmuştur.
Öte yandan, hükme esas alınan kusur raporunda davalı işverenin % 50, üçüncü kişi olan diğer davalı S.. T..’ın % 20, kazalının % 30 oranında kusurlu olduğu, sigortalıya bağlanan gelirlerin ilk peşin sermaye değerinin 14.024,46 TL, geçici işgöremezlik ödeneğinin 3133,97 TL olduğu, davalı işverenin 23’üncü madde hükmü uyarınca Kurum zararının % 85’inden sorumlu olduğu; teselsül hükümleri uyarınca ilk peşin sermaye değerli gelirin yarısı (7012,08 TL) ile ödemeler toplamının % 70 kusur karşılığından ise davalı S.. T..’ın 21/4’üncü madde gereğince müştereken müteselsilen sorumlu tutulması gerektiği gözetilmeksizin, yanılgılı değerlendirme sonucu, davalı S.. T.."ın ilk peşin sermaye değerli gelirin tamamının %75’inden sorumlu tutulmuş olması;
3-)Dosya kapsamında bulunan gelir bağlama kararında, sigortalıda oluşan % 16,2 meslekte kazanma gücü kaybı oranı bakımından 01.12.2012 tarihinde kontrol kaydı bulunmasına, giderek bu durumun gerek rücu alacağı, gerekse ilk peşin değeri oluşturan miktara doğrudan etkili bulunması karşısında, kontrol muayene kaydının sonucunda meslekte kazanma gücü kaybı oranında değişiklik olup olmadığı, değişiklik olması halinde değişikliğin, ilk peşin sermaye değerli gelire etkisinin olup olmadığının Kurumdan araştırılarak ulaşılan sonuçta yapılacak değerlendirmeye göre karar verilmesi gerekirken, sigortalının kesinleşen meslekte kazanma gücü kaybı oranı belirlenmeden yazılı şekilde hüküm kurulması, usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenleridir.
O hâlde, davacı ve davalı S.. T.. vekillerinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ : Temyiz edilen hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istem halinde davalı S.. T.."a iadesine, 10.02.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.

Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


Avukat Web Sitesi