10. Ceza Dairesi 2021/13899 E. , 2021/11939 K.
"İçtihat Metni" Adalet Bakanlığının, kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma suçundan sanık ... hakkındaki İstanbul Anadolu 4. Asliye Ceza Mahkemesinin 22/05/2018 tarihli ve 2017/412 esas, 2018/283 sayılı kararının kanun yararına bozulması istemi üzerine, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığınca 21/04/2021 tarihli ihbar yazısı ekinde dosyanın Dairemize gönderildiği anlaşıldı.
Dosya incelendi.
GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ:
A-) Konuyla İlgili Bilgiler:
1- Şüpheli ... hakkında, 17/05/2014 tarihinde işlediği iddia olunan kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma suçundan yapılan soruşturma sonunda, İstanbul Anadolu Cumhuriyet Başsavcılığının 04/11/2014 tarihli ve 2014/95499 soruşturma, 2014/1154 sayılı kararı ile 5237 sayılı Türk Ceza Kanununun 191/2. maddesi uyarınca beş yıl süre ile kamu davasının açılmasının ertelenmesine, bir yıl süre ile denetimli serbestlik tedbiri uygulanmasına, denetim süresi içerisinde tedaviye tabi tutulmasına karar verildiği, infazı için İstanbul Anadolu Denetimli Serbestlik Müdürlüğüne gönderildiği,
2- İstanbul Anadolu Denetimli Serbestlik Müdürlüğünce infaz işlemlerinin yapıldığı, 30/04/2017 tarihinde infazın tamamlandığı,
3- Sanığın erteleme süresi içerisinde 28/10/2016 tarihinde yeniden uyuşturucu madde ile yakalandığı, kriminal incelemede ele geçen maddenin tanımlanamayan bir madde olduğunun belirtilmesi nedeniyle İstanbul Anadolu Cumhuriyet Başsavcılığınca 06/03/2017 tarihli ve 2016/164578 soruşturma, 2017/22478 sayılı karar ile kovuşturmaya yer olmadığına karar verildiği, İstanbul Kriminal Polis Laboratuvarı Müdürlüğünün 27/03/2017 tarihli ek raporunda, sanıkta 28/10/2016 tarihinde ele geçen maddenin uyuşturucu madde olduğunun belirlenmesi üzerine, erteleme kararı kaldırılarak İstanbul Anadolu Cumhuriyet Başsavcılığının 15/08/2017 tarihli, 2014/95499 soruşturma, 2017/29323 esas ve 2017/24033 sayılı iddianamesi ile, sanığın TCK’nın 191/4-b-c yollamasıyla 191/1 ve 53. maddeleri uyarınca cezalandırılması istemiyle İstanbul Anadolu 4. Asliye Ceza Mahkemesine kamu davası açıldığı,
4- İstanbul Anadolu 4. Asliye Ceza Mahkemesinin kanun yararına bozma istemine konu 22/05/2018 tarihli ve 2017/412 esas, 2018/283 sayılı kararı ile; “…sanık hakkında 28/10/2016 tarihinde aynı suçtan soruşturma başlatıldığı, 08/11/2016 tarihli rapor esas alınarak kovuşturmaya yer olmadığına dair 06/03/2017 tarihli kararın verildiği ve kesinleştiği, kesinleşmiş kovuşturmaya yer olmadığına dair karardan sonra ortaya çıkan yeni delil üzerine yeni bir soruşturma yürütülüp neticelendirilmeden, kesinleşmiş soruşturmaya sonradan dahil olan bir rapor üzerine TCK’nın 191/4. ve 5. maddeleri anlamında bir ihlali sabit kabul edip mahkûmiyet hükmü kurulmasının mümkün olmadığı” gerekçesiyle sanığın beraatine karar verildiği, kararın istinaf edilmeden kesinleştiği,
Anlaşılmıştır.
B-) Kanun Yararına Bozma İstemi:
Kanun yararına bozma istemi ve ihbar yazısında;
“Kullanmak için uyuşturucu madde bulundurmak suçundan şüpheli ... hakkında yapılan soruşturma evresi sonucunda İstanbul Anadolu Cumhuriyet Başsavcılığınca verilen 04/11/2014 tarihli ve 2014/95499 soruşturma, 2014/1154 sayılı kamu davasının açılmasının ertelenmesine ve denetimli serbestlik tedbiri uygulanmasına dair kararı müteakip, sanığın denetim süresi içerisinde 28/10/2016 tarihinde işlemiş olduğu kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma suçundan yapılan soruşturma evresi sonucunda ele geçen maddenin uyuşturucu madde olarak değerlendirilmediği gerekçesiyle İstanbul Anadolu Cumhuriyet Başsavcılığınca verilen 06/03/2017 tarihli ve 2016/164578 soruşturma, 2017/22478 sayılı kovuşturmaya yer olmadığına dair kararı müteakip, elde edilen 27/03/2017 tarihli ek uzmanlık raporunda şüpheli üzerinde ele geçirilen maddenin uyuşturucu madde olduğunun tespiti sonucu denetimli serbestlik tedbirini ihlâl ettiği gerekçesi ile kamu davası açılması üzerine yapılan yargılama sonunda sanığın beraatine dair İstanbul Anadolu 4. Asliye Ceza Mahkemesinin 22/05/2018 tarihli ve 2017/412 esas, 2018/283 sayılı kararını kapsayan dosya incelendi.
5237 sayılı Türk Ceza Kanunu"nun 191/2. maddesinde, "Bu suçtan dolayı başlatılan soruşturmada şüpheli hakkında ... beş yıl süreyle kamu davasının açılmasının ertelenmesine karar verilir.", 191/3. maddesinde "Erteleme süresi zarfında şüpheli hakkında asgari bir yıl süreyle denetimli serbestlik tedbiri uygulanır.", 191/4-b maddesinde "Kişinin, erteleme süresi zarfında; b) Tekrar kullanmak için uyuşturucu veya uyarıcı madde satın alması, kabul etmesi veya bulundurması,...hâlinde, hakkında kamu davası açılır." ve 191/5. maddesinde " Erteleme süresi zarfında kişinin kullanmak için tekrar uyuşturucu veya uyarıcı madde satın alması, kabul etmesi veya bulundurması ya da uyuşturucu veya uyarıcı madde kullanması, dördüncü fıkra uyarınca ihlal nedeni sayılır ve ayrı bir soruşturma ve kovuşturma konusu yapılmaz." şeklinde düzenlemeler yer aldığı, yine 5271 sayılı Kanun’un 172/2. maddesinde, "Kovuşturmaya yer olmadığına dair karar verildikten sonra kamu davasının açılması için yeterli şüphe oluşturacak yeni delil elde edilmedikçe ve bu hususta sulh ceza hâkimliğince bir karar verilmedikçe, aynı fiilden dolayı kamu davası açılamaz." şeklinde düzenlemeye yer verildiği;
Somut olayda, sanık hakkında İstanbul Anadolu Cumhuriyet Başsavcılığınca uyuşturucu kullanma eylemi nedeniyle verilen 04/11/2014 tarihli kamu davasının açılmasının ertelenmesi kararını takiben, erteleme süresi içerisinde işlenmiş olan kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma eylemi nedeniyle, 06/03/2017 tarihli kovuşturmaya yer olmadığına dair kararın kesinleşmiş olduğu ve şüpheli lehine müktesep hak doğurduğu sonradan dosyaya dahil olan delil üzerine açılan kamu davası nedeniyle mahkumiyet kararı verilemeyeceği gerekçesiyle 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu"nun 223/2-e maddesi uyarınca beraat kararı verilmiş ise de,
5237 sayılı Kanun"un 191/5. maddesinde erteleme süresi içerisinde işlenen kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma suçundan ayrı bir soruşturma veya kovuşturma yapılamayacağı şeklinde yer alan düzenleme dikkate alındığında, esasen 28/10/2016 tarihinde işlenen suçtan dolayı ayrı bir soruşturma yapılmaması, erteleme kararı verilen soruşturma dosyası üzerinden yürütülüp sonuçlandırılması gerekirken ayrı soruşturmaya kayıtla kovuşturmaya yer olmadığına karar verilmesi anılan düzenlemeye aykırı olup usûlen hatalı olduğu anlaşılmakla birlikte,
Sanığın üzerine atılı kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma fiilinin kanunda suç olarak tanımlanmış olduğu, anılan beraat kararı sonrası aynı eylemden ötürü uyuşturucu madde kullanmak suçundan bir daha kovuşturma yapılmasının mümkün olamayacağı, kesinleşen kovuşturmaya yer olmadığına dair karar sonrası aynı eylem nedeniyle 5271 sayılı Kanun"un 172/2. maddesi kapsamında yeni delil elde edilmesi durumunda merciinden kesinleşen kovuşturmaya yer olmadığına dair kararın kaldırılmasını takiben iddianame düzenlenmesi gerektiği, bu hususun kovuşturma şartı olduğunun kabulü gerekeceği ve mahkemece, anılan Kanun’un 223/8-2. cümlesi uyarınca kovuşturma şartının yerine getirilmediği hallerde durma kararı verilmesi gerektiği gözetilmeden, söz konusu suç ile ilgili bir daha kovuşturma yapılmasını önleyecek şekilde beraat kararı verilmesinde isabet görülmemiştir.” denilerek İstanbul Anadolu 4. Asliye Ceza Mahkemesinin 22/05/2018 tarihli ve 2017/412 esas, 2018/283 sayılı kararının 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanununun 309. maddesi uyarınca bozulması istenilmiştir.
C-) Konunun Değerlendirilmesi:
Şüpheli ... hakkında 17/05/2014 tarihli kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma suçundan yapılan soruşturma sonunda, İstanbul Anadolu Cumhuriyet Başsavcılığınca verilen 04/11/2014 tarihli ve 2014/95499 soruşturma, 2014/1154 sayılı kamu davasının açılmasının ertelenmesine ve denetimli serbestlik tedbiri uygulanmasına dair kararı takiben, sanığın erteleme süresi içerisinde 28/10/2016 tarihinde işlemiş olduğu kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma suçundan yapılan soruşturma sonucunda, ele geçen maddenin uyuşturucu madde olarak değerlendirilmediği gerekçesiyle İstanbul Anadolu Cumhuriyet Başsavcılığınca 06/03/2017 tarihli ve 2016/164578 soruşturma, 2017/22478 sayılı kovuşturmaya yer olmadığına dair karar verilmesinden sonra, 27/03/2017 tarihli ek uzmanlık raporunda şüpheli üzerinde ele geçirilen maddenin uyuşturucu madde olduğunun belirlenmesi üzerine, şüphelinin erteleme kararını ihlâl ettiği gerekçesi ile kamu davası açıldığı, yapılan yargılama sonunda, İstanbul Anadolu 4. Asliye Ceza Mahkemesinin 22/05/2018 tarihli ve 2017/412 esas, 2018/283 sayılı kararı ile sanığın beraatine karar verildiği anlaşılmıştır.
5237 sayılı Türk Ceza Kanununun 191/2. maddesinde, "Bu suçtan dolayı başlatılan soruşturmada şüpheli hakkında ... beş yıl süreyle kamu davasının açılmasının ertelenmesine karar verilir.", 191/3. maddesinde "Erteleme süresi zarfında şüpheli hakkında asgari bir yıl süreyle denetimli serbestlik tedbiri uygulanır.", 191/4-b maddesinde "Kişinin, erteleme süresi zarfında; tekrar kullanmak için uyuşturucu veya uyarıcı madde satın alması, kabul etmesi veya bulundurması, ...hâlinde, hakkında kamu davası açılır." ve 191/5. maddesinde "Erteleme süresi zarfında kişinin kullanmak için tekrar uyuşturucu veya uyarıcı madde satın alması, kabul etmesi veya bulundurması ya da uyuşturucu veya uyarıcı madde kullanması, dördüncü fıkra uyarınca ihlal nedeni sayılır ve ayrı bir soruşturma ve kovuşturma konusu yapılmaz." şeklinde düzenlemelerin yer aldığı, yine 5271 sayılı Kanunun 172/2. maddesinde, "Kovuşturmaya yer olmadığına dair karar verildikten sonra kamu davasının açılması için yeterli şüphe oluşturacak yeni delil elde edilmedikçe ve bu hususta sulh ceza hâkimliğince bir karar verilmedikçe, aynı fiilden dolayı kamu davası açılamaz." şeklinde düzenlemeye yer verildiği;
Somut olayda, sanık hakkında İstanbul Anadolu Cumhuriyet Başsavcılığınca kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma eylemi nedeniyle verilen 04/11/2014 tarihli kamu davasının açılmasının ertelenmesi kararını takiben, erteleme süresi içerisinde işlenmiş olan kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma eylemi nedeniyle, 06/03/2017 tarihli kovuşturmaya yer olmadığına dair kararın kesinleşmiş olduğu ve şüpheli lehine kazanılmış hak doğurduğu, sonradan dosyaya dahil olan delil üzerine açılan kamu davası nedeniyle mahkûmiyet kararı verilemeyeceği gerekçesiyle 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanununun 223/2-e maddesi uyarınca beraat kararı verilmiş ise de,
5237 sayılı Kanunun 191/5. maddesinde erteleme süresi içerisinde işlenen kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma suçundan ayrı bir soruşturma veya kovuşturma yapılamayacağı şeklinde yer alan düzenleme dikkate alındığında, 28/10/2016 tarihinde işlenen suçtan dolayı ayrı bir soruşturma yapılmaması, erteleme kararı verilen soruşturma dosyası üzerinden yürütülüp sonuçlandırılması gerekirken ayrı soruşturmaya kayıtla kovuşturmaya yer olmadığına karar verilmesi anılan düzenlemeye aykırı olup usûlen hatalı olduğu anlaşılmakla birlikte,
Sanığın üzerine atılı kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma fiilinin kanunda suç olarak tanımlanmış olduğu, anılan beraat kararı sonrası aynı eylemden ötürü uyuşturucu madde kullanmak suçundan bir daha kovuşturma yapılmasının mümkün olamayacağı, kesinleşen kovuşturmaya yer olmadığına dair karar sonrası aynı eylem nedeniyle 5271 sayılı CMK’nın 172/2. maddesi kapsamında yeni delil elde edilmesi durumunda mercinden kesinleşen kovuşturmaya yer olmadığına dair kararın kaldırılmasını takiben iddianame düzenlenmesi gerektiği, bu hususun kovuşturma şartı olduğunun kabulü gerekeceği ve mahkemece, CMK’nın 223/8-2. cümlesi uyarınca kovuşturma şartının yerine getirilmediği hallerde durma kararı verilmesi gerektiği gözetilmeden, söz konusu suç ile ilgili bir daha kovuşturma yapılmasını önleyecek şekilde beraat kararı verilmesi, kanuna aykırı olup sanık lehine verilmiş olan ve davanın esasını çözen bu karardan dolayı yeniden yargılama yapılmamak ve aleyhe sonuç doğurmamak üzere, hukuka aykırılığa işaret edilerek, kanun yararına bozma isteminin kabulüne karar vermek gerekmiştir.
D-) Karar:
Açıklanan nedenlerle, mahkemesince açılan kamu davası hakkında kovuşturma şartı gerçekleşmediğinden “durma” kararı verilmesi gerektiği gözetilmeden, beraat kararı verilmesi kanuna aykırı olup kanun yararına bozma istemi yerinde görüldüğünden İstanbul Anadolu 4. Asliye Ceza Mahkemesinin 22/05/2018 tarihli ve 2017/412 esas, 2018/283 sayılı kararının 5271 sayılı CMK"nın 309. maddesinin 3. fıkrası gereğince kanun yararına BOZULMASINA, CMK’nın 309. maddesinin 4. fıkrasının (c) bendi uyarınca yeniden yargılama yapılmamak ve aleyhe sonuç doğurmamak üzere, gerekli işlemin yapılması için dosyanın Adalet Bakanlığına iletilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına gönderilmesine, 17/11/2021 tarihinde oy birliği ile karar verildi.