23. Hukuk Dairesi Esas No: 2016/2118 Karar No: 2019/405 Karar Tarihi: 12.02.2019
Yargıtay 23. Hukuk Dairesi 2016/2118 Esas 2019/405 Karar Sayılı İlamı
23. Hukuk Dairesi 2016/2118 E. , 2019/405 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki sıra cetveline itiraz davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik verilen hükmün süresi içinde davalı ... vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü. - K A R A R -
Davacı vekili, müvekkili tarafından borçlu ...aleyhine ... takibi başlatıldığını, ... 3. ... Müdürlüğünün 2008/6143 Esas sayılı dosyasının muvazaalı olduğunu, borçlunun çalışmakta olduğu yerlere maaş haczi yaptırdığını ileri sürerek Denizli 3. ... Müdürlüğünün 2008/6143 Esas sayılı dosyadaki alacağın muvazaalı olduğunun kabulü ile sıra cetvelinde nazara alınmamasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili düzenlenmiş bir sıra cetveli olmadığını ileri sürerek davanın reddini istemiştir. Mahkemece iddia, savunma ve dosya kapsamında, ispat yükünün davalı tarafa ait olduğu, davalı alacaklının takibinin dayanağının senet olmasının muvazaa iddiasını bertaraf etmeyeceği, senedin taraflar arasında her zaman düzenlenebileceği, davalı tarafından alacağın muvazaalı olmadığının kesin ve inandırıcı olarak ispatlanamadığı gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir. Kararı, davalı vekili temyiz etmiştir. İİK"nın 142. maddesi uyarınca haczedilen malın alacaklıların alacağına yetmemesi halinde sıra cetveli yapılır. Borçlunun maaşına yazılan haciz yazılarının sıraya konulması ve bu sıra ile ödeme yapılması sıra cetveli değildir. Sıra cetveline itiraz davalarında davalının alacağının gerçek olduğunu ispat etmek zorunda olmasına rağmen maaş hacizlerinde üst sıralarda bulunan alacaklar aleyhine açılan davalar genel muvazaa mahiyetinde olup bu davalarda genel ispat kuralları geçerlidir. Somut olayda mahkemece, usulüne uygun düzenlenmiş bir sıra cetveli olmamasına rağmen davalının alacaklı olduğunu ispat edemediği gerekçesiyle ispat yükünün davacı yerine davalıya yüklenmesi suretiyle sonuca gidilmesi doğru olmamıştır. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün anılan davalı yararına BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde temyiz edene iadesine, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere 12.02.2019 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.