18. Ceza Dairesi 2016/11433 E. , 2016/15554 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇ : Hakaret
HÜKÜM : Mahkumiyet
KARAR
Yerel Mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle, başvurunun süresi ve kararın niteliği ile suç tarihine göre dosya görüşüldü:
Temyiz isteğinin reddi nedenleri bulunmadığından işin esasına geçildi.
Vicdani kanının oluştuğu duruşma sürecini yansıtan tutanaklar, belgeler ve gerekçe içeriğine göre yapılan incelemede başkaca nedenler yerinde görülmemiştir.
Ancak;
1-Hakaret fiilinin cezalandırılmasıyla korunan hukuki değer, kişilerin onur, şeref ve saygınlığı olup, bu suçun oluşabilmesi için, davranışın kişiyi küçük düşürmeye matuf olarak gerçekleşmesi gerekmektedir, bir hareketin tahkir edici olup olmadığı bazı durumlarda nispi olup, zamana, yere ve duruma göre değişebilmektedir. Kamu görevlileri veya sivil vatandaşa yönelik her türlü ağır eleştiri veya rahatsız edici sözlerin hakaret suçu bağlamında değerlendirilmemesi, sözlerin açıkça, onur, şeref ve saygınlığını rencide edebilecek nitelikte somut bir fiil veya olgu isnadını veya sövmek fiilini oluşturması gerekmektedir.
Sanığın, suç tarihinde, muayene olmak için gittiği hastanede sırasının geçmesine rağmen doktor tarafından çağrılmadığı gerekçesiyle katılan doktor ve sekreterine hitaben söylediği "Allah belanızı versin, siz ne biçim insansınız, yalancısınız, işinizi doğru dürüst yapmıyorsunuz, sen ne biçin doktorsun lan"" şeklindeki ifadeler bir bütün olarak değerlendirildiğinde, sanığın katılanlara yönelttiği sözlerin, katılanların onur, şeref ve saygınlığını rencide edici boyutta olmayıp, kaba söz ve beddua niteliğinde olduğu ve hakaret suçunun unsurlarını oluşturmadığı gözetilmeden, yasal olmayan ve yerinde görülmeyen gerekçe ile mahkumiyet kararı verilmesi,
2-Kabule göre;
a- Sanığın aşamalarda, katılanların kendi muayene sırasının gelmesine rağmen tedavi amacıyla çağrılmadığını ileri sürmesi karşısında, haksız tahrik hükümlerinin uygulanması açısından ilk haksız eylemin kimden kaynaklandığının araştırılması, tespit edilemediği takdirde şüpheden sanık yararlanır ilkesi gereği Kanunun 129. maddesinde düzenlenen haksız tahrik hükmünün uygulanma olanağının tartışılması gerektiğinin gözetilmemesi,
b- Doğrudan TCK"nın 125/3-a maddesi gereğince hüküm kurulması gerekirken, öncelikle aynı Kanunun 125/1. maddesi uyarınca ceza tayin edilerek kademeli ceza uygulanması,
Kanuna aykırı, sanık ... ve O Yer Cumhuriyet Savcısının temyiz nedenleri yerinde görüldüğünden, tebliğnamedeki isteme uygun olarak HÜKMÜN BOZULMASINA, yargılamanın bozma öncesi aşamadan başlayarak sürdürülüp sonuçlandırılmak üzere dosyanın esas/hüküm mahkemesine gönderilmesine, 05/10/2016 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.