20. Hukuk Dairesi 2012/9974 E. , 2013/93 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Kadastro Mahkemesi
Taraflar arasındaki kadastro tesbitine itiraz davasının yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı ... tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:
K A R A R
Kadastro sırasında,... Köyü 122 ada 110 parsel sayılı 113.277,84 m2 yüzölçümündeki taşınmaz; çamlık, 126 ada 14 parsel sayılı 3.380,63 m2 yüzölçümündeki taşınmaz; bağ niteliğiyle ... adına, 126 ada 15 parsel sayılı 409,79 m2 yüzölçümündeki taşınmaz; meşelik niteliğiyle Hazine adına, 126 ada 16 parsel sayılı 6.071,33 m2 yüzölçümündeki taşınmaz; bağ niteliğiyle ... adına, 126 ada 18 parsel sayılı 2.540,42 m2 yüzölçümündeki taşınmaz; meşelik niteliğiyle Hazine adına; 126 ada 19 parsel sayılı 3.673,90 m2 yüzölçümündeki taşınmaz; zeytinlik niteliği ile....adına tesbit edilmiştir. Davacı, 1000 m2 civarındaki taşınmazının 126 ada 14, 15, 16, 18 ve 19 parseller içerisinde kaldığı, 2000 m2 civarındaki taşınmazının 122 ada 110 parsel sayılı taşınmaz içerisinde kaldığı, bu yerlerin zilyetliğinde bulunduğu iddiasıyla dava açmıştır. Mahkemece davanın kısmen kabulüne, 05.06.2008 tarihli krokide 110 parselin (A) işaretli 1.876 m2 ve 19 parselin (B) işaretli 788 m2 ve 18 parselin (B) işaretli 459 m2 bölümlerinin davacı adına tapuya tesciline, kalan kısımların tesbit gibi tesciline karar verilmiş, hüküm Hazine ve Orman Yönetimi tarafından 18 ve 110 parsellerde kabul edilen bölümlere yönelik olarak temyiz edilmekle dairece bozulmuştur.
Hükmüne uyulan Yargıtay 20. Hukuk Dairesinin 26/12/2011 gün ve 2011/8776 E. - 15620 K. sayılı bozma kararında özetle: "18 parsel meşelik; 110 parsel ise çamlık niteliğiyle Hazine adına tespit edildiği, ziraat bilirkişi raporuna göre her iki parselin eğiminin yüksek ( % 30 - 40 civarında) olduğu, 18 parselde kurumuş bağ kütükleri ile bakımsız zeytin ağaçları, 110 parselde ise 5 - 10 yaşlarda çevreden tohumlama ile gelen çam ağaçları bulunduğu, tarım arazisi olarak kullanılmadığından komşu parsellerle olan sınırının belirgin olmadığı bildirilmiştir. Hükme esas alınan uzman bilirkişi kurulu tarafından hazırlanan raporda, yalnızca kesinleşen orman kadastro haritası uygulamasına dayalı araştırma ve inceleme yapılmışsa da, bir taşınmazın orman kadastro sınırlarının dışında kalması ayrı, zilyedlikle kazanılacak yer olup olmadığı ve kazanma koşullarının gerçekleşip gerçekleşmediği ayrı konulardır. Bilirkişiler tarafından eski tarihli resmi belge niteliğindeki memleket haritası ve hava fotoğraflarında çekişmeli taşınmazların hangi konumda olduğu araştırılmamış, ziraat uzmanı taşınmazlarda bulunan çam ağaçlarının konumunu, taşınmazın geneli içindeki dağılımını göstermemiştir.
O halde; dava konusu taşınmaz ve etrafını gösterir ve ilk defa o yerde grafik ya da fotogrametri yöntemiyle düzenlenen 1/5000 ölçekli arazi kadastro paftasının orijinal fotokopi örneği ile taşınmaza bitişik ya da yakın komşu parsellerin, kadastro tespit tutanak örnekleri ve bu parsellere uygulanan tapu ve vergi kayıtları ilk oluşturulduğu günden itibaren tüm gittileri ile yine en eski tarihli memleket haritası ve hava fotoğrafları ile tutanağın düzenlendiği tarihten 15 - 20 yıl önce iki ayrı tarihte çekilmiş stereoskopik hava fotoğrafları ve bu fotoğraflara dayanılarak üretilmiş orijinal renkli memleket haritaları bulunduğu yerlerden istenerek, bilirkişi kurulu aracılığıyla, dava konusu taşınmaz ile çevresine uygulanıp bu belgelerde dava konusu yer belirlendikten sonra, hava fotoğrafları ve dayanağı haritalar stereoskop aletiyle ve üç boyutlu olarak incelettirilip taşınmazın niteliğinin bu belgelerde ne şekilde görüldüğü, imar, ihya ve zilyetliğin hangi tarihte başlanılıp tamamlandığı belirlenmeli, ölçeklerinde eşitlenerek kadastro paftası ile düzenlenen harita, komşu ve yakın komşu taşınmazları da içine alacak şekilde birbiri üzerine aplike edilmek suretiyle çekişmeli taşınmazın konumu, hava fotoğrafları ile orijinal renkli memleket haritaları üzerinde gösterir biçimde bilirkişi kurulundan ayrıntılı ve bilimsel verileri içerir, topografik ve memleket haritalarından yararlanılarak taşınmazın gerçek eğim durumunu gösterir rapor alınmalı, taşınmazın öncesinin ne olduğu, imar, ihya yapılmışsa hangi tarihte başlanılıp bitirildiği, kimden kime kaldığı, zilyetliğin ne zaman başlayıp nasıl sürdürüldüğü ve ekonomik amacına uygun olup olmadığı, maddi olaylara dayalı ve ayrıntılı olarak, taşınmaz başında dinlenecek yerel bilirkişiler ile taraf tanıklarından sorulmalı, yerel bilirkişi ve tanık sözlerinin doğruluğu yukarıda belirtilen ve gerçeğin kendisi olan belgelere dayalı olarak düzenlenecek bilirkişi kurulu raporuyla denetlenmeli, Orman Kadastro Yönetmeliğinin 26/a ve j maddesi ve aynı maddenin 2. fıkrası gereğince komisyonlarca sınırlandırma dışı bırakılmış olmasının orman niteliğini ortadan kaldırmayacağı ve seri bazda yapılıp kesinleşen orman kadastro sınırları dışında bırakılsa da 4999 sayılı Yasa ile değişik 6831 sayılı Yasanın 7/1. maddesi gereğince “herhangi bir nedenle sınırlama dışında kalmış orman olması nedeniyle” her zaman orman olarak sınırlandırılabileceği gözetilmeli, 3402 sayılı Yasanın 14/1. maddesinde yazılı 40 ve 100 dönüm kısıtlama araştırmasının aynı maddenin 03/07/2005 gün ve 5403 sayılı Toprak Koruma ve Arazi Kullanma Yasası ile değiştirilen 2. fıkrası hükümlerine göre yapılacağı, ziraat mühendisinden yasanın amacına uygun rapor alınmalı, bundan sonra toplanan delillerin tümü birlikte değerlendirilerek sonucuna göre bir karar verilmeli" gereğine değinilmiştir.
Mahkemece, bozma kararına uyulduktan sonra, 122 ada 110 nolu parsel ile 126 ada 18 nolu parsel için açılan davanın reddine, 122 ada 110 nolu parsel ile 126 ada 18 nolu parsel sayılı taşınmazların kadastro tespitinin iptali ile orman vasfı ile Hazine adına tapuya kayıt ve tesciline, mahkemenin 2006/44 esas, 2008/57 karar sayılı ilâmında kesinleşen kısımlar hakkında yeniden karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiş, hüküm davacı ... tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, kadastro tesbitine itiraza ilişkindir.
Çekişmeli taşınmazların bulunduğu yerde tespit tarihinden önce seri bazda yapılan ve 12.04.1989 tarihinde ilân edilip kesinleşen orman kadastrosu bulunmaktadır.
Dosya kapsamına ve mahkemece uyulan bozma kararı gereğince işlem yapılarak hüküm kurulmuş olduğuna ve 18 ile 110 sayılı parsellerin orman olduğu anlaşıldığına göre, yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddiyle, usûl ve yasaya uygun olan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı onama harcının temyiz edene yükletilmesine 22.01.2013 gününde oy birliği ile karar verildi.