Abaküs Yazılım
1. Hukuk Dairesi
Esas No: 2013/1280
Karar No: 2013/16687
Karar Tarihi: 26.11.2013

Yargıtay 1. Hukuk Dairesi 2013/1280 Esas 2013/16687 Karar Sayılı İlamı

Özet:


Tapu iptali, tescil, tenkis davası sonucunda davacılar, muris muvazaası hukuksal nedenine dayalı olarak tapu iptal ve tescil, tenkis isteğinde bulunmuştur. Davacılar, miras bırakanın taşınmazını kardeşinin eşi olan davalıya muris muvazaası yoluyla temlik ettiğini iddia etmiştir. Mahkeme davayı reddetmiştir. Ancak, miras bırakanın asıl irade ve amacının ortaya çıkarılması gerektiği belirtilerek yeterli araştırma yapılmadığı gerekçesiyle karar bozulmuştur.
Kanun maddeleri: Türk Medeni Kanunu'nun 706. maddesi, Türk Borçlar Kanunu'nun 237. (Borçlar Kanunu'nun 213.) maddesi, Tapu Kanunu'nun 26. maddesi.
1. Hukuk Dairesi         2013/1280 E.  ,  2013/16687 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
    DAVA TÜRÜ : TAPU İPTALİ-TESCİL-TENKİS

    Yanlar arasında görülen tapu iptali, tescil, tenkis davası sonunda, yerel mahkemece davanın, reddine ilişkin olarak verilen karar davacılar vekili tarafından yasal süre içerisinde duruşma istekli olarak temyiz edilmiş olmakla, duruşma günü olarak saptanan 26.11.2013 Salı günü için yapılan tebligat üzerine temyiz edenler vekili Avukat ... ile temyiz edilen vekili Avukat ... geldiler, duruşmaya başlandı, süresinde verildiği ve kayıt olunduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra gelen vekillerin sözlü açıklamaları dinlendi, duruşmanın bittiği bildirildi, iş karara bırakıldı. Bilahare Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor okundu, düşüncesi alındı. Dosya incelenerek gereği görüşülüp düşünüldü:

    -KARAR-

    Dava, muris muvazaası hukuksal nedenine dayalı tapu iptal ve tescil,tenkis isteğine ilişkindir.
    Davacılar; mirasbırakanları ..."in, 1 sayılı parseldeki 6 nolu bağımsız bölümünü mirastan mal kaçırma amaçlı ve muvazaalı olarak kardeşinin eşi olan davalıya temlik ettiğini,taşınmazın alımında murisin eşi olan davacı ..."nin de katkısı olduğunu ileri sürerek eldeki davayı açmışlardır.
    Davalı, miras bırakanın borçlarını ödediğini, karşılığında taşınmaz verildiğini savunmuştur.
    Mahkemece, davanın reddine karar verilmiştir.
    Bilindiği üzere; uygulamada ve öğretide "muris muvazaası" olarak tanımlanan muvazaa, niteliği itibariyle nisbi (mevsuf-vasıflı) muvazaa türüdür. Söz konusu muvazaada miras bırakan gerçekten sözleşme yapmak ve tapulu taşınmazını devretmek istemektedir. Ancak mirasçısını miras hakkından yoksun bırakmak için esas amacını gizleyerek, gerçekte bağışlamak istediği tapulu taşınmazını, tapuda yaptığı resmi sözleşmede iradesini satış veya ölünceye kadar bakma sözleşmesi doğrultusunda açıklamak suretiyle devretmektedir.
    Bu durumda, yerleşmiş Yargıtay içtihatlarında ve 1.4.1974 tarih 1/2 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararında açıklandığı üzere görünürdeki sözleşme tarafların gerçek iradelerine uymadığından, gizli bağış sözleşmesi de Türk Medeni Kanunun 706., Türk Borçlar Kanunun 237. (Borçlar Kanunun 213.) ve Tapu Kanunun 26. maddelerinde öngörülen şekil koşullarından yoksun bulunduğundan, saklı pay sahibi olsun veya olmasın miras hakkı çiğnenen tüm mirasçılar dava açarak resmi sözleşmenin muvazaa nedeni ile geçersizliğinin tespitini ve buna dayanılarak oluşturulan tapu kaydının iptalini isteyebilirler.
    Hemen belirtmek gerekir ki; bu tür uyuşmazlıkların sağlıklı, adil ve doğru bir çözüme ulaştırılabilmesi, davalıya yapılan temlikin gerçek yönünün diğer bir söyleyişle miras bırakanın asıl irade ve amacının duraksamaya yer bırakmayacak biçimde ortaya çıkarılmasına bağlıdır. Bir iç sorun olan ve gizlenen gerçek irade ve amacın tespiti ve aydınlığa kavuşturulması genellikle zor olduğundan bu yöndeki delillerin eksiksiz toplanılması yanında birlikte ve doğru şekilde değerlendirilmesi de büyük önem taşımaktadır. Bunun içinde ülke ve yörenin gelenek ve görenekleri, toplumsal eğilimleri, olayların olağan akışı, miras bırakanın sözleşmeyi yapmakta haklı ve makul bir nedeninin bulunup bulunmadığı, davalı yanın alış gücünün olup olmadığı, satış bedeli ile sözleşme tarihindeki gerçek değer arasındaki fark, taraflar ile miras bırakan arasındaki beşeri ilişki gibi olgulardan yararlanılmasında zorunluluk vardır.
    Somut olaya gelince; mirasbırakan ..."in 1952 doğumlu olup,28.12.2010 tarihinde öldüğü, 2.eşi davacı ... ve ilk eşinden olma çocukları diğer davacıları bıraktığı, bunlardan başka mirasçısının bulunmadığı, murisin tek taşınmazı olan çekişme konusu bağımsız bölümü 28.09.2006 tarihinde kız kardeşinin eşi olan davalıya satış sureti ile temlik ettiği, ölene kadar da taşınmazda oturduğu, murisin mühendis olup emekli aylığı aldığı dosya kapsamı ile sabittir.
    Ne var ki, mahkemece hükme yeterli bir araştırma yapılmış değildir.
    Hal böyle olunca, yukarıda belirlenen ilke ve olgular doğrultusunda araştırma ve inceleme yapılması, soruşturmanın eksiksiz tamamlanması; davalının savunması üzerinde durulması, davalı tarafından murisin ne kadar borcunun ödendiğinin kuşkuya yer bırakmayacak şekilde saptanması, taşınmazın satış tarihinde belirlenecek gerçek değeri ile ödenen borç ile aralarındaki fark kabul edilebilir ölçüde ise satışın gerçek satış olacağının düşünülmesi ve sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken yanılgılı değerlendirme ve eksik inceleme ile yetinilerek yazılı şekilde karar verilmesi doğru değildir.
    Davacıların bu yöne değinen temyiz itirazları yerindedir. Kabulü ile, hükmün açıklanan nedenlerden ötürü (6100 sayılı Yasanın geçici 3.maddesi yollaması ile) 1086 sayılı HUMK."nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 29.12.2012 tarihinde yürürlüğe giren Avukatlık Ücret Tarifesinin 14. maddesi gereğince gelen temyiz edenler vekili için 990.00.-TL. duruşma avukatlık parasının temyiz edilenden alınmasına, 26.11.2013 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.

    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi