8. Hukuk Dairesi 2010/6136 E. , 2011/2799 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : Tescil
... ile Hazine ve Hacıahmetli Köyü Tüzel Kişiliği aralarındaki tescil davasının kabulüne dair İskenderun 1.Asliye Hukuk Mahkemesinden verilen 24.06.2010 gün ve 271/240 sayılı hükmün Yargıtay"ca incelenmesi davalı Hazine vekili tarafından süresinde istenilmiş olmakla dosya incelendi gereği düşünüldü:
K A R A R
Davacı vekili, dava dilekçesinde tapu tahsis belgesi ve kazanmayı sağlayan zilyetliğe dayanarak 174 parsel numaralı taşınmazın tapu kaydının iptali ile vekil edeni adına tapuya tesciline karar verilmesini istemiş; 17.07.2007 tarihli dilekçesi ile de davasını ıslah ederek dava konusu taşınmazın kadastro çalışmaları sırasında tespit dışı bırakılan yerlerden olduğunu açıklayarak sınırlarını belirttiği bu yerin imar-ihya ve kazanmayı sağlayan zilyetlik nedeniyle vekil edeni adına tapuya tesciline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı Hazine vekili, dava konusu taşınmazın Devletin hüküm ve tasarrufu altındaki yerlerden olduğunu açıklayarak davanın reddine karar verilmesini savunmuştur.
Mahkemece, davanın kabulü ile Hacıahmetli Köyünde bulunan ve teknik bilirkişi raporunda E1-E2 ve A ile gösterilen toplam 721.76 m2’lik taşınmazın davacı adına tapuya tesciline karar verilmesi üzerine; hüküm, davalı Hazine vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava kadatroca tespit dışı bırakılan taşınmazın kazanmayı sağlayan zilyetlik ve imar-ihya nedeniyle tescili isteğine ilişkindir. Tescil konusu taşınmaz 1926 yılında yapılan Fransız kadastrosu sırasında “dere yatağı” olarak tespit dışı bırakılmıştır. Dosya muhtevasına, dava evrakı ile yargılama tutanakları münderecatına ve uyulan bozma ilâmında açıklandığı üzere işlem yapılıp sonucu dairesinde hüküm tesis edildiğine, dava konusu taşınmazın dava tarihinden geriye doğru imar ve ihya edilerek yirmi yıldan fazla süre ile koşullarına uygun olarak davacının zilyet ve tasarrufunda bulunduğu, yerel bilirkişi ve tanıklar tarafından beyan edildiğine, üzerinde 35 yıllık davacıya ait bina ile yaşları 25 olan meyva ağaçları bulunduğunun İnşaatçı bilirkişi tarafından bildirildiğine, davanın niteliğine göre diğer incelemeler yapılmış bulunduğuna göre, yazılı şekilde davanın kabulüne karar verilmiş olmasında herhangi bir isabetsizlik görülmediğinden davalı Hazine vekilinin hükmün esasına yönelik temyiz itirazları yerinde bulunmamıştır.
Ancak, dava kadastro çalışmaları sırasında tespit dışı bırakılan taşınmazın TMK.nun 713/1 ve 3402 sayılı Kadastro Kanununun 14 ve 17. maddesi hükümleri uyarınca tescili isteğine ilişkin olup, tescil davalarında davanın kabulü veya reddi halinde Harçlar Kanununun 13/j maddesine göre, Hazinenin harçtan muaf olması davanın harçsız görülmesini gerektirmediği gibi, bu tür davalarda Hazine ve diğer Kamu Tüzel Kişileri yasal hasım durumunda olup hiçbir halde yargılama gideri ve avukatlık ücretinden sorumlu tutulamazlar. Mahkemece, hazine harçtan muaf olduğundan harç alınmasına yer olmadığına ve yargılama giderleri ile avukatlık ücretinin davalılardan alınarak davacıya verilmesine ilişkin karar doğru değil ise de, kanuna uymayan bu husus hakkında yeniden yargılama yapılmasına ihtiyaç bulunmadığından HUMK.nun 438/7. Maddesine göre, hüküm fıkrasının 2.3.4. bendinde yer alan “Harçlar Kanununun 13/j maddesi uyarınca davalı Hazine harçtan muaf olduğundan harç alınmasına yer olmadığına,” “davacı tarafından bozmadan önce 396,44TL ve bozmadan sonra yapılan davetiye ve ile ilan masrafı 275,00TL olmak üzere toplam 671,44TL yargılama giderinin davalılardan tahsili ile davacıya verilmesine,” “Yürürlükte bulunan avukatlık ücreti tarifesi gereğince hesaplanan 1.000,00 TL vekalet ücretinin davalılardan tahsili ile davacıya verilmesine,” sözlerinin karardan çıkartılarak, yerine sırasıyla “peşin alınan 15.60 TLnin mahsubu ile keşifte belirlenen değer üzerinden hesaplanan bakiye 140.30 TL harcın davanın niteliği gereği davacıdan alınmasına” , “Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin davanın niteliği gereği kendi üzerinde bırakılmasına” ve “Davacı yararına avukatlık ücreti tayinine yer olmadığına” cümlelerinin eklenmesine ve hükmün DÜZELTİLMİŞ BU ŞEKLİYLE ONANMASINA ve 2588 sayılı Kanunla eklenen 492 sayılı Harçlar Kanununun 13/j maddesi uyarınca Hazineden harç alınmasına mahal olmadığına 09.05.2011 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.