10. Hukuk Dairesi 2015/595 E. , 2015/1815 K.
"İçtihat Metni"Mahkemesi : İş Mahkemesi
Asıl ve birleşen davalar, 29.08.2002 tarihinde meydana gelen feribot kazasında vefat eden üç kişinin hak sahiplerine yapılan sosyal sigorta yardımlarının davalılardan müştereken ve müteselsilen tazmini istemine ilişkindir.
Mahkemece, ilâmında belirtildiği şekilde asıl ve birleşen davaların ayrı ayrı kabulüne karar verilmiştir.
Hükmün, davalı avukatları tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteklerinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hâkimi tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kâğıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
Dava konusu sübjektif hak (dava hakkı) ile taraflar arasındaki ilişkinin varlığı medeni usul hukukumuzda "sıfat" olarak tanımlanmakta ve bir davada taraf olarak gösterilen kişilerin o dava ile ilgili kimseler olması zorunlu bulunmaktadır. Sübjektif bir hakkı dava etme yetkisi (dava hakkı) kural olarak o hakkın sahibine aittir. Bir hakka ilişkin davada davacı olma sıfatı da hakkın sahibine ait bulunmakta ve buna aktif husumet denilmektedir. Sübjektif hak kendisinden istenebilecek olan kişi de o hakka uymakla yükümlü olan kimse olup, bu da pasif husumet (davalı sıfatı) olarak adlandırılmaktadır. Sübjektif hak sahibi ile o hakka uymakla yükümlü bulunan kişinin kimler olduğunun belirlenmesi, bunun neticesinde, dava açan veya aleyhine dava açılan kişiler, o davada davacı veya davalı olarak taraf sıfatına sahip değillerse, mahkemece dava konusu hakkın esası hakkında inceleme yapılmaksızın, davanın sıfat yokluğundan reddedilmesi gerekmektedir. Taraf sıfatı (husumet) ve sıfat yokluğu, davada taraf olarak görünen kişiler arasında dava konusu hakkın doğumuna engel olan bir itiraz niteliğinde olup, Hukuk Muhakemeleri Kanununun 116. maddesinde (HUMK. 187 m.) yer alan ilk itirazlardan olmadığından davanın her aşamasında ileri sürülebileceği gibi, taraflarca ileri sürülmese dahi, gerek, mahkemece, gerekse, Yargıtay"ca tarafların bu yönde bir savunmalarının olup olmadığına bakılmaksızın, kendiliğinden nazara alınır. Anayasa m.123/3"e göre, kamu tüzel kişilikleri ancak kanun ya da kanunun verdiği yetkiye dayanılarak kurulurlar. Bakanlıklar, Devlet kamu tüzel kişiliğinin bir davada taraf ehliyetine sahip organlarıdırlar. Bunun dışında bazı genel müdürlüklerin, il özel idarelerinin, köylerin, belediyelerin ve kamu iktisadi teşebbüsleri ile bunlara bağlı müesseselerin de tüzel kişilikleri vardır. Kaymakamlık makamının tüzel kişiliği bulunmadığından, bu yönüyle husumetin İçişleri Bakanlığına ait olduğu gözetilmelidir.
Eldeki davada kazaya karışan feribotun kiralandığı belirtilmekle, feribotun mülkiyetinin kimde olduğu, ayrıca kiralayan ve kiracı kimseler belirlenmeli, yine .... Köylere Hizmet Götürme Biriliğinin halen taraf sıfatına haiz olabilecek şekilde tüzel kişiliğinin bulunup bulunmadığı veya Büyükşehir Belediye"sine devredilip devredilmediği araştırılmalı, sonucuna göre Hukuk Muhakameleri Kanunu 124. maddesi gereğince husumet yöneltilmeli ve tarafların göstereceği deliller toplandıktan sonra hasıl olacak sonuca göre yeni bir karar verilmelidir.
O hâlde, davalı .... avukatının bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm sair yönleri incelenmeksizin bozulmalıdır.
S O N U Ç : Temyiz edilen hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle sair incelenmeksizin BOZULMASINA, temyiz harcının istem hâlinde davalı ...."ne iadesine, 09.02.2015 gününde oy birliğiyle karar verildi.