15. Hukuk Dairesi 2018/1281 E. , 2018/2791 K.
"İçtihat Metni"
Mahkemesi :Asliye Hukuk Mahkemesi
Yukarıda tarih ve numarası yazılı hükmün duruşmalı olarak temyizen tetkiki davalı vekili tarafından istenmiş olmakla duruşma için tayin edilen günde davacı vekili gelmedi. Davalı vekili Avukat ... geldi. Temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşıldıktan ve hazır bulunan davalı avukatı dinlendikten sonra vaktin darlığından ötürü işin incelenerek karara bağlanması başka güne bırakılmıştı. Bu kere dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği konuşulup düşünüldü:
- K A R A R -
Dava, Kat Karşılığı İnşaat Sözleşmesi uyarınca gecikme tazminatı ve natamam teslimi nedeni ile değer kaybı istemine ilişkin olup, mahkemece davanın ıslah dilekçesi nazara alınarak kısmen kabulüne dair verilen karar, davalı vekilince temyiz edilmiştir.
1-Dosyadaki yazılara ve mahkemece uyulan bozma kararı gereğince inceleme yapılarak hüküm verilmiş olmasına, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına ve bozmanın şümulü dışında kalarak kesinleşen cihetlere ait temyiz itirazlarının incelenmesi artık mümkün olmamasına göre davalının yerinde bulunmayan sair temyiz itirazlarının reddi gerekmiştir.
2-Davacı vekili, müvekkili arsa maliki ve dava dışı diğer paydaş ile davalı yüklenici arasında arsa payı karşılığı inşaat yapım sözleşmesi düzenlendiğini, davalının inşaatı süresinde tamamlamadığını, konutu zararına satmak zorunda kaldığını ileri sürerek, 3.900,00 TL gecikme tazminatı ile konutunun düşük bedelle satılması nedeniyle belirsiz alacak davası olarak 1.100,00 TL tazminatın tahsilini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, taşınmazın tapuda davacı ve dava dışı diğer paydaşın murisinin adına kayıtlı olduğunu, bu durumun taraflar arasındaki sözleşmeye göre taşınmazın usulünce teslimi hükmüne aykırı olduğunu, arsa maliklerinin taşınmazın teslimi hususunda yükümlülüklerini yerine getirmediklerini, bunun yanında dava dışı paydaş tarafından vekaletten azledildiğini, ruhsat alımındaki gecikmenin kendisinden kaynaklanmadığını, ruhsat tarihine göre teslim süresinin dolmadığını savunarak, davanın reddini istemiştir.
Mahkemece bozma ilâmına uyularak yapılan yargılama sırasında davacı bozma ilâmı doğrultusunda alınan bilirkişi raporuna göre 28.12.2016 tarihinde davasını ıslah ederek dava değerini 33.900,00 TL"ye yükseltmiştir. Mahkemece davanın 30.000,00 TL natamam teslim nedeni ile oluşan değer kaybı ve 3.661,00 TL gecikme tazminatı olmak üzere toplam 33.661,00 TL üzerinden dava kısmen kabul edilmiştir.
04.02.1948 gün ve 1944/10 Esas 1948/3 Karar sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı ile bu kararın değiştirilmesine gerek olmadığına dair 06.05.2016 tarih ve 2015/1-2016/1 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı uyarınca; bir yargılama işlemi olan ıslah, soruşturma ve yargılama bitinceye kadar yapılması mümkün olup, karar, temyiz incelemesi sonucunda bozulduktan sonra artık ıslah yapılamayacaktır. Buna rağmen ıslah dilekçesi verilmiş olması dava değerini artıran geçerli bir işlem sayılamayacağından bu ıslahın yapılmamış sayılarak karar verilmesi, yargılama giderleri ve vekâlet ücreti yönünden de hesaplamanın dava değeri artırılmamış gibi yapılması gerekir.
Yukarıda yapılan açıklama ve sözü edilen kurallarla birlikte somut olay değerlendirildiğinde: davacı dava dilekçesinde gecikme tazminatı olarak 3.900,00 TL tamamlanmadan teslim edilmesi nedeni ile değer kaybı olarak 1.100,00 TL olmak üzere toplam 5.000,00 TL talep etmiş ancak bozma kararından sonra talebini 33.900,00 TL artırmıştır. Mahkemece artırılan miktar yönünden de dava kabul edilmiş ise de bozmadan sonra ıslah yapılamayacağından dava değerini artıran geçerli bir ıslah bulunmadığı için talebin bu usuli nedenle reddedilmesi gerekir. Vekâlet ücreti ve yargılama giderlerinin de dava değerinin artmasına neden olan geçerli bir ıslah bulunmadığı gözetilerek yani geçersiz ıslahtaki miktar dikkate alınmaksızın hesaplanması zorunlu olduğu halde yazılı şekilde karar verilmesi doğru olmamış, mahkemece 3.661,00 TL gecikme tazminatı ile 1.100,00 TL değer kaybının hüküm altına alınarak kalan 289,00 TL bakımından davanın reddine karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm tesisi hatalı olmuştur.
Açıklanan nedenlerle kararın temyiz eden davalı yararına bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda 1. bentte yazılı nedenlerle davalının diğer temyiz itirazlarının reddine, 2. bent uyarınca davalının temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün temyiz eden davalı yararına BOZULMASINA, 1.630,00 TL duruşma vekâlet ücretinin davacıdan alınarak Yargıtay"daki duruşmada vekille temsil olunan davalıya verilmesine, ödediği temyiz peşin harcının istek halinde temyiz eden davalıya geri verilmesine, karara karşı tebliğ tarihinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme isteminde bulunulabileceğine 02.07.2018 gününde oybirliğiyle karar verildi.