Esas No: 2016/7226
Karar No: 2021/1056
Karar Tarihi: 15.02.2021
Danıştay 7. Daire 2016/7226 Esas 2021/1056 Karar Sayılı İlamı
T.C.
D A N I Ş T A Y
YEDİNCİ DAİRE
Esas No : 2016/7226
Karar No : 2021/1056
TEMYİZ EDEN (DAVALI) : … Bakanlığı adına
… Gümrük Müdürlüğü …
KARŞI TARAF (DAVACI) : … İthalat Mümessillik Taahhüt Turizm Sanayi ve Ticaret Anonim Şirketi
VEKİLİ : Av. …
İSTEMİN KONUSU : ... Vergi Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.
YARGILAMA SÜRECİ :
Dava konusu istem: Davacı adına tescilli … tarih ve … sayılı beyanname muhteviyatı eşyanın ithalat kayıt belgesinde ürün alt kodunun sehven "bayrak" olarak beyan edilmesi nedeniyle fazladan ödenmek zorunda kalınan gümrük ve katma değer vergilerinin, 4458 sayılı Gümrük Kanunu'nun 211. maddesi uyarınca iadesi isteminin reddine dair karara vaki itirazın reddi yolundaki işlemin iptali ile fazladan ödenen tutarın ödeme tarihinden itibaren hesaplanacak gecikme faiziyle birlikte iadesine hükmedilmesi istemiyle dava açılmıştır.
İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: Olayda, ithalat kayıt belgesinde yer alan değer esas alınmak suretiyle belirlenen kıymetin, eşyanın 4458 sayılı Gümrük Kanunu hükümlerine göre gerçek satış bedeli olmadığı, ithalat kayıt belgesinde belirlenen kıymetin altında ithal edilmek istenilmesi sırasında, anılan belgenin ibrazının istenmesi ve bu zorunluluğa uyulmaması halinin, Gümrük Kanunu hükümlerine göre ek tahakkuk yapılmasını gerektirir bir durum olmadığı, düzenlemenin yanlış uygulanması suretiyle yapılan ek tahakkukun davacıya iadesi gerektiği anlaşıldığından, iade istemiyle yapılan başvurunun reddine ilişkin kararda hukuka uyarlık bulunmadığı gerekçesiyle davaya konu işlemin iptaline karar verilmiştir.
TEMYİZ EDENİN İDDİALARI : İthalat kayıt belgesi ibrazı zorunluluğu bulunan davacının bu yükümlülükten kaçmak maksadıyla kendi beyanı üzerine tesis edilen işlemde hukuka aykırılık bulunmadığı, olayda, 4458 sayılı Kanun'un 211. maddesi kapsamında hataen iadesi gereken bir vergiden söz edilemeyeceği ileri sürülmektedir.
KARŞI TARAFIN SAVUNMASI :Savunma verilmemiştir.
DANIŞTAY TETKİK HÂKİMİ …'IN DÜŞÜNCESİ : Temyiz isteminin reddi ile usul ve yasaya uygun olan kararın onanması gerektiği düşünülmektedir.
TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Yedinci Dairesince, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:
HUKUKİ DEĞERLENDİRME:
İdare ve vergi mahkemelerinin nihai kararlarının temyizen bozulması, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 49. maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
Temyizen incelenen karar usul ve hukuka uygun olup, dilekçede ileri sürülen temyiz nedenleri kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
KARAR SONUCU:
Açıklanan nedenlerle;
1. Temyiz isteminin reddine,
2. … Vergi Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının ONANMASINA,
3. Dosyanın anılan Mahkemeye gönderilmesine,
4. 2577 sayılı Kanun'un (Geçici 8. maddesi uyarınca uygulanmasına devam edilen) 54. maddesinin 1. fıkrası uyarınca bu kararın tebliğ tarihini izleyen günden itibaren onbeş gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 15/02/2021 tarihinde oyçokluğuyla karar verildi.
(X)- KARŞI OY :
4458 sayılı Gümrük Kanun'un 4. maddesi: “gümrük idareleri ile muhatap olan kişiler bu kanun ve kanuna dayanılarak çıkarılan tüzük, kararname ve yönetmelik ve kararnamelerde yazılı hükümlere göre yapacağı gözetim ve kontrollere tabi olmak .......kanun tüzük kararname ve yönetmelik hükümlerine uymak gümrük idarelerinin gerek bu kanunda gerek diğer kanun tüzük kararname ve yönetmelik hükümlerinin zorunlu kıldığı her tür işlemleri yerine getirmekle sorumludurlar.” düzenlemesini haizdir.
2010/01 sayılı İthalatta Gözetim Uygulanmasına İlişkin Tebliğ ile ekinde yer alan gümrük tarife istatistik pozisyonunda sınıflandırılan eşyaların serbest dolaşıma girişi sırasında ülke ayrımı gözetilmeksizin ileriye yönelik kayda alınmak suretiyle izlenmekte, anılan Tebliğ'in 3. maddesinin 1. fıkrasında “Kayda alınacak ürünlerin serbest dolaşıma girişinde gümrük beyannamelerinin tescilinde menşe ayrımı yapılmaksızın, bu Tebliğ’in ikinci maddesinde belirtilen “Kayıt Belgesi” veya elektronik ortamdaki kaydı ithalatçı tarafından ilgili gümrük idaresine sunulur” düzenlemesi yer almaktadır. Davacının davaya konu eşyalara ilişkin “serbest dolaşıma giriş beyannamesi“ne eklenmesi gereken işbu belgeyi almak yerine, 4485 sayılı Kanun'un 61. maddesinin 3. fıkrası gereği kendi irade beyanı ile hata ve yanılma olmaksızın, yurtdışı gider olarak göstermek suretiyle kıymetini yükselttiği, serbest dolaşıma soktuğu bilahare, kendi iradesi ile gerçekleştirdiği bu işlemi hukuka aykırı olduğu iddiası ile ödenen vergilerin geri talep edildiği dosya kapsamından anlaşılmaktadır. Temel hukuk ilkelerinden olan “hiçkimse kendi kusuruna dayanarak bir hak iddia edemez” prensibinin hukukumuzda yazılı karşılığı ise “hakkın kötüye kullanılmasının hukuk düzeni tarafından korunmayacağı” ilkesidir.
Anılan uygulama ile belirlenmiş eşyaların ithalatının söz konusu malın yerli üreticiler ve ülke ekonomisi üzerinde olumsuz sonuçlar yaratıp yaratmadığının tespit edilmesinin amaçlandığı, böylelikle yüksek miktarda ve düşük kıymetle ithal edilen eşyaların, ithalatınında yaşanabilecek ciddi bir artışın izlenebileceği ve gerekli tedbirlerin alınabileceği tabii olup, mevzuatla getirilen ve korunan hukuki yararın gerçekleşmesinin sağlanması amacıyla belge alma zorunluluğuna uyulması gerektiği tartışmasızdır. Mahkemece korunma tedbirlerinin hukuki dayanağı ve amacının belirtilmesine rağmen, koruma önlemine tabi olma durumunu eşyanın gümrük kıymetinin tesbiti anlamına gelecek şekilde yorumlayarak iptal kararı vermesi, dava konusunun tesbitinin hatalı yapıldığı veya değiştirildiği sonucunu doğurmuştur. Dava konusu, eşyanın bulunduğu gümrük tarife istatistik pozisyonundan dolayı ithalat kayıt belgesine tabi eşyalardan olması, ithalinin bu belge ile mümkün olması hali eşyanın kıymetinin tesbiti değildir. Dolaylı etkinin dava konusu eşyanın kıymetinin tesbiti gibi yorumlanması kararın da hukuka aykırı olmasına sebebiyet vermiştir. Keza 4458 sayılı Kanun'un 211. maddesinin 1. fıkrasının 2. cümlesi ile düzenlenen ..... “kişinin kasden yaptığı bir tahrifat sonucunda ödenmiş veya tahakkuk ettirilmişse, bu vergilerin geri verilmesine veya kaldırılmasına ilişkin talepler kabul edilmez.” yönündeki emredici hükmünün hakkın kötüye kullanılması ilkesi ve ithalat kayıt belgesi alma zorunluluğunu düzenleyen mevzuata uygunluğu açısından incelenmelidir.
İthalat kayıt belgesi alınması gerektiği halde bundan kaçınarak eşyanın kıymetini kendi iradesi ile yükseltilmesi suretiyle ithalatın gerçekleştirilmesi, mevzuata aykırı olduğu gibi iyiniyet kuralları ile de bağdaşmamaktadır. İdarece ek tahakkuk yapılmadığından, uygulamada aynı belgeyi alan yükümlüler aleyhine eşitsiz bir durum oluşturmakta, eşyanın gerçek kıymetinin araştırılması da engellenmektedir. Bunun sonucunda, ilgili düzenleyici işlem idarece geri alınmış ya da yargı kararıyla iptal edilmiş olmamasına rağmen düzenleyici işlem ile getirilen uygulama fiilen askıya alınma sonucu doğurmaktadır.
Bu nedenle, temyize konu kararın bozulması gerektiği oyu ile, karara katılmıyorum.