19. Hukuk Dairesi 2016/15141 E. , 2018/295 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi ( Tic. Mah. Sıf. )
Taraflar arasındaki menfi tespit davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde taraf vekilleri tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
- K A R A R -
Davacılar vekili,davalının icra takibine konu ettiği senedin, müvekkilleri hakkında daha önce açılmış bulunan takibe ilişkin olarak icra tehdidi altında vermiş oldukları teminat senedi olduğunu,bu senedin bedeli yazılmak suretiyle boş olarak icra takip alacaklısına verildiğini, bu borcun ödendiğini,ancak senedin müvekkillerine teslim edilmeyerek davalı tarafından icra takibine konulduğunu belirterek icra takibine konu edilen senetten dolayı müvekkillerinin herhangi bir borcunun bulunmadığının tespitini, %20 kötüniyet tazminatına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, müvekkilinin iyi niyetli 3. kişi olduğunu, dava dışı Mahmut Uysal"ın hakkında icra takibi başlatıldığı ve araçlarının üzerine haciz konulduğu gerekçesiyle ödünç 55.000 TL parayı müvekkilinden aldığını, kısa sürede parayı iade edeceğini taahhüt etmesine rağmen borcunu ödemediğini, müvekkilinin alacağını talep etmesi üzerine, dava konusu bononun dava dışı Mahmut Uysal tarafından müvekkilinin alacağına karşılık olarak kendisine teslim edildiğini,dava konusu bononun ciro edilmeksizin müvekkiline tesliminde yasal engel olmadığını savunarak davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, yapılan yargılama ve toplanan delillere göre, davalı tarafın yaptığı savunma ile ispat yükünü üzerine aldığı, davalı tarafın bonoyu 3. kişiden cirosuz aldığını açıkladığı, ciro silsilesinde kopukluk olduğundan senedi takibe koyan davalının yetkili hamil olduğunun kabul edilemeyeceği, davalının bono üzerindeki bedeli isteyebilmesi için kendisinin gerçekten alacaklı olduğunu başka delillerle de ispat etmesi gerektiği, davalı tarafın bu iddiasını ispat edemediği gerekçesiyle, takibe konu bono nedeniyle davacıların davalıya borçlu olmadığının tespitine, davacıların kötü niyet tazminatı talebinin reddine karar verilmiş, hüküm taraf vekilleri tarafından temyiz edilmiştir.
(1) Dosyadaki yazılara kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere göre, davacılar vekilinin temyiz itirazlarının reddi gerekmiştir.
(2) Uyuşmazlık konusu bonoda, davacı .... keşideci, davacı ... avalist, davalı ... ise lehdar konumundadır.
6102 Sayılı TTK.’nun 778. maddesinin (f) fıkrası uyarınca bonolarda da uygulanması gereken 680. maddesi gereği açığa senet düzenlenmesi mümkündür. Bu senedin sonradan anlaşmaya aykırı şekilde doldurulduğu iddiasının 6100 Sayılı Yasa’nın 200. maddesi uyarınca yazılı delil ile kanıtlanması gerekir.Kaldı ki davacılar dava konusu senet bedelinin ödendiğini savunmuş olup, ödeme savunmasının da aynı yasa hükmü gereğince yazılı delil ile ispatı zorunludur.
Diğer yandan davacılardan ..., dava konusu bonoda avalist olarak yer almaktadır.6102 Sayılı Yasa’nın 702/2. maddesi “Aval veren kişinin teminat altına aldığı borç şekle ait noksandan başka bir sebepten dolayı batıl olsa da aval verenin taahhüdü geçerlidir. “hükmünü içermektedir.
Açıklanan hususlar gözetildiğinde ispatlanamayan davanın reddi gerekirken yazılı gerekçe ile kabulü isabetsizdir.
SONUÇ: Yukarıdaki (1) nolu bend uyarınca davacılar vekilinin temyiz itirazlarının reddine, (2) nolu bendde açıklanan nedenlerle hükmün davalı yararına BOZULMASINA, peşin harcın istek halinde taraflara iadesine, 31/01/2018 gününde oybirliğiyle karar verildi.