12. Hukuk Dairesi 2015/34295 E. , 2016/10141 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İcra Hukuk Mahkemesi
Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki alacaklı tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü:
Alacaklı tarafından ikale sözleşmesine dayalı olarak genel haciz yoluyla ilamsız icra takibine başlandığı, örnek 7 numaralı ödeme emrinin tebliği üzerine borçlunun yasal sürede icra dairesine verdiği dilekçe ile yetkili icra dairesinin ... İcra Dairesi olduğunu ileri sürerek ... İcra Dairesinin yetkisine itiraz ettiği, ayrıca, işlemiş faiz miktarı ve faiz oranına yönelik itirazda bulunduğu, bunun üzerine icra müdürlüğünce borçlu hakkındaki takibin durdurulmasına karar verildiği, alacaklının, anılan icra müdürlüğü kararına yönelik şikayeti ile birlikte borçlunun itirazı ile duran takibin devamını sağlamak amacıyla itirazın kaldırılması isteğiyle icra mahkemesine başvurduğu görülmektedir.
İİK."nun 50. maddesinde, para veya teminat borcu için yapılan takiplerde, Hukuk Muhakemeleri Kanunu"nun yetkiye dair hükümlerinin kıyas yolu ile uygulanacağı hükme bağlanmış olup; anılan yasal düzenleme uyarınca, takibe esas olan akdin yapıldığı icra dairesi de yetkilidir.
HMK."nun 10. maddesi gereğince ise; sözleşmeden doğan davalar, sözleşmenin ifa edileceği yer mahkemesinde de açılabilir. Sözleşmenin yerine getirileceği yer, öncelikle tarafların açık veya zımni isteğine göre tespit edilir. Sözleşmede karşılıklı olarak değişik yerlerde yerine getirilecek borçlar varsa (malın teslim edileceği yer-borcun ödeneceği yer) mal teslimi için açılacak dava teslim yeri mahkemesinde-borcun ödenmesi için açılacak dava ise borcun ödeneceği yer mahkemesinde açılabilir. Ancak sözleşmede, açık veya zımni olarak sözleşmenin yerine getirileceği yerin anlaşılamadığı hallerde yetkili yer, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu"nun 89. maddesine göre belirlenir. Yani davanın konusu, sözleşmeden doğan bir para borcu olup da; sözleşmede aksi kararlaştırılmamış ise, borç alacaklının ödeme zamanındaki yerleşim yerinde ödenir. Fakat aranacak ya da aldırılacak borçlarda 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu"nun 89/l. maddesi uygulanmaz. Ne var ki, HMK."nun 10. maddesi hükmü yalnız hukuken geçerli olan sözleşmelerden doğan davalar hakkında uygulanacağından, geçersiz olan sözleşmelerden doğan davalarda, sözleşmenin ifa yerinde dava açılamaz(sebepsiz iktisap gibi). Bu durumda, sadece, genel yetkili yer olan davalının ikametgahında dava açılabilir.
Nitekim, Hukuk Genel Kurulu"nun 2001/12-1162 E.-1191 K. sayılı kararında da yukarıda belirtilen kurallar benimsenerek “HUMK"nun 10. maddesine göre sözleşmeden doğan davalarda tarafların sözleşmenin yerine getirileceği yer hakkında açık veya zımni isteklerinin anlaşılamadığı hallerde, sözleşmenin yerine getirileceği yerin Borçlar Kanunu"nun 73. maddesine göre belirleneceği” açıklanmıştır. Ancak bu gibi hallerde, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu"nun 89. maddesinin uygulanabilmesi için de akdi ilişkinin kabul edilmesi gerekmektedir.
Bu kurallar ışığında somut olayın incelenmesinde; takip dayanağı 17.03.2014 tarihli ikale sözleşmesinde, anılan sözleşmenin icra olunacağı yer yazılı olmadığından ve akdi ilişki de borçlu tarafından reddedilmediğinden, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 89/1. ve HMK.’nun 10. maddesi gereğince, alacaklı, anılan para borcu için kendi ikametgâhında takip başlatabilir.
O halde, mahkemece; borçlunun yetki itirazının yerinde olmadığı gözetilerek alacaklının, işlemiş faiz miktarı ve faiz oranına itirazın kaldırılmasına yönelik istemi ile icra müdürlüğü işlemine ilişkin şikayetinin esasının incelenmesi suretiyle oluşacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken, yanılgılı değerlendirmeyle, yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsizdir.
SONUÇ : Alacaklının temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK"nun 366 ve HUMK’nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), peşin alınan harcın istek halinde iadesine, ilamın tebliğinden itibaren 10 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 06.04.2016 gününde oybirliğiyle karar verildi.