10. Ceza Dairesi 2021/7454 E. , 2021/11932 K.
"İçtihat Metni" Adalet Bakanlığının, kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma suçundan sanık ... hakkındaki İzmir 12. Asliye Ceza Mahkemesinin 31/01/2017 tarihli ve 2015/175 esas, 2017/32 sayılı kararının kanun yararına bozulması istemi üzerine, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığınca 16/03/2021 tarihli ihbar yazısı ekinde dosyanın Dairemize gönderildiği anlaşıldı.
Dosya incelendi.
GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ:
A-) Konuyla İlgili Bilgiler:
1- Şüpheli ... hakkında, 20/06/2014 tarihli kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma suçundan yapılan soruşturma sonunda, İzmir Cumhuriyet Başsavcılığının 16/09/2014 tarihli ve 2014/64746 soruşturma, 2014/940 sayılı kararı ile; 5237 sayılı Türk Ceza Kanununun 191/2. maddesi uyarınca beş yıl süre ile kamu davası açılmasının ertelenmesine, bir yıl süre ile denetimli serbestlik tedbiri uygulanmasına, denetimli serbestlik süresi içinde tedaviye tabi tutulmasına, aynı Kanunun 191/4. maddesi gereğince erteleme süresi içerisinde kendisine yüklenen yükümlülüklere veya uygulanan tedavinin gereklerine uygun davranmamakta ısrar etmesi ya da tekrar kullanmak için uyuşturucu veya uyarıcı madde satın alması, kabul etmesi veya bulundurması ya da uyuşturucu veya uyarıcı madde kullanması durumunda hakkında kamu davası açılacağının ihtarına karar verildiği, kararda itiraz kanun yolu, başvuru süresi ve mercinin gösterildiği, kararın 25/09/2014 tarihinde aynı çatı altında oturan yakını imzasına tebliğ edilerek denetimli serbestlik tedbirinin infazı için İzmir Denetimli Serbestlik Müdürlüğüne gönderildiği,
2- İzmir Denetimli Serbestlik Müdürlüğünün 14/10/2014 tarihli ve 2014/7615 DS sayılı çağrı yazısının 24/10/2014 tarihinde aynı konutta oturan yakını imzasına tebliğ edildiği, müdürlüğe başvurmaması nedeniyle dosyanın kapatılmasına karar verilerek 06/01/2015 tarihinde İzmir Cumhuriyet Başsavcılığına gönderildiği,
3- İzmir Cumhuriyet Başsavcılığınca, tedbir kararına uymadığı gerekçesiyle erteleme kararı kaldırılarak 23/02/2015 tarihli, 2014/64746 soruşturma, 2015/6727 esas ve 2015/5539 sayılı iddianame ile, sanığın TCK’nın 191/1 ve 53. maddeleri uyarınca cezalandırılması istemiyle İzmir 12. Asliye Ceza Mahkemesine kamu davası açıldığı,
4- İzmir 12. Asliye Ceza Mahkemesinin kanun yararına bozma istemine konu 31/01/2017 tarihli ve 2015/175 esas, 2017/32 sayılı kararı ile sanığın TCK’nın 191/1,192/3 ve 62/1. maddeleri uyarınca 10 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına, cezanın TCK’nın 51. maddesi uyarınca ertelenmesine, 2 yıl denetim süresine tabi tutulmasına karar verildiği, kararın 20/02/2017 tarihinde istinaf edilmeden kesinleştiği,
5- Sanığın denetim süresi içerisinde 26/02/2017 tarihinde işlediği basit yaralama suçundan İzmir 2. Asliye Ceza Mahkemesinin 22/03/2018 tarihli ve 2017/478 esas, 2018/278 sayılı kararı ile cezalandırılmasına karar verildiğinin ihbar edilmesi üzerine İzmir 12. Asliye Ceza Mahkemesinin 16/10/2018 tarihli ve 2015/175 esas, 2017/32 sayılı ek kararı ile erteli cezanın aynen infazına karar verildiği, aynen infaza ilişkin ek kararın 08/11/2018 tarihinde kesinleştiği,
Anlaşılmıştır.
B-) Kanun Yararına Bozma İstemi:
Kanun yararına bozma istemi ve ihbar yazısında;
“Kullanmak için uyuşturucu madde bulundurmak suçundan sanık ... hakkında yapılan soruşturma evresi sonunda, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 6545 sayılı Kanun ile değişik 191/2. maddesi uyarınca kamu davasının açılmasının 5 yıl süreyle ertelenmesine,
erteleme süresi içinde 1 yıl süre ile tedavi ve denetimli serbestlik tedbiri uygulanmasına dair İzmir Cumhuriyet Başsavcılığınca verilen 16/09/2014 tarihli ve 2014/64746 soruşturma, 2014/940 sayılı kararını müteakip, denetimli serbestlik müdürlüğünce ihtara rağmen yükümlülük ihlalinde ısrar edildiğinden bahisle infaz kayıtlarının kapatılarak bildirimde bulunulması takiben açılan kamu davası üzerine, sanığın 5237 sayılı Kanun"un 191/1, 192/3 ve 62/1. maddeleri gereğince 10 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu"nun 51. maddesi gereğince cezasının ertelenmesine ve 2 yıl denetim süresine tabi tutulmasına dair İzmir 12. Asliye Ceza Mahkemesinin 31/01/2017 tarihli ve 2015/175 esas, 2017/32 sayılı kararını kapsayan dosya incelendi.
Sanığın erteleme süresinde işlemiş olduğu kasıtlı suç sebebiyle cezasının aynen infazına dair İzmir 12. Asliye Ceza Mahkemesinin 16/10/2018 tarihli ve 2015/175 esas, 2017/32 sayılı ek kararın, asıl kararının bozulması hâlinde, infaz kabiliyeti olmayacağı gözetilerek yapılan incelemede;
Benzer bir olay sebebiyle Yargıtay 10. Ceza Dairesinin 12/11/2018 tarihli ve 2018/5234 esas, 2018/7909 karar sayılı ilâmında "...TCK"nın 191. maddesinin 4. fıkrasının (a) bendinde, "Kişinin, erteleme süresi zarfında; kendisine yüklenen yükümlülüklere veya uygulanan tedavinin gereklerine uygun davranmamakta ısrar etmesi hâlinde, hakkında kamu davası açılır." hükmüne yer verilmiştir. İncelenen dosyada sanık her ne kadar tedavi ve denetimli serbestlik tedbirinin infazı için gönderilen uyarılı ilk başvuru davetiyesinin tebliğini müteakip kuruma verdiği dilekçe ile tedbire uymayacağını beyan etmiş ise de, yasada kovuşturma şartı olarak düzenlenen “ısrar” şartının gerçekleşmesi için; sanığa "önceki tebligat gereğince başvuruda bulunmadığı, bu tebligat üzerine öngörülen süre içinde de başvurmaması halinde yükümlülüklere ve tedavinin gereklerine uymamakta ısrar etmiş sayılacağı" uyarısı ile yeniden tebligat yapılması, bu tebligata rağmen de başvuruda bulunmadığı takdirde dava açılması gerekir..." şeklinde belirtildiği üzere, sanığın adresine İzmir Denetimli Serbestlik Müdürlüğünce gönderilen çağrı kağıdının 24/10/2014 tarihinde tebliğ edilmesine karşın, 10 gün içerisinde müracaat etmemesi üzerine, "önceki tebligat gereğince başvuruda bulunmadığı, bu tebligat üzerine öngörülen süre içinde de başvurmaması halinde yükümlülüklere ve tedavinin gereklerine uymamakta ısrar etmiş sayılacağı" uyarısı ile yeniden tebligat yapılmadan, dolayısıyla ısrar şartı gerçekleşmeden kaydının kapatılarak kamu davası açıldığının anlaşılması karşısında, durma kararı verilerek şüpheli hakkında hükmolunan denetimli serbestlik kararının infazının sonucunun beklenilmesi, denetimli serbestlik tedbirine uygun davranılmaması halinde yargılamaya devamla işin esasına girilerek hüküm kurulması gerekirken, yazılı şekilde sanığın mahkumiyetine karar verilmesinde isabet görülmemiştir.” denilerek, İzmir 12. Asliye Ceza Mahkemesinin 31/01/2017 tarihli ve 2015/175 esas, 2017/32 sayılı kararının, 5271 Sayılı Ceza Muhakemesi Kanununun 309. maddesi uyarınca kanun yararına bozulması istenilmiştir.
C-) Konunun Değerlendirilmesi:
Şüpheli ... hakkında, 20/06/2014 tarihinde işlediği kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma suçundan yapılan soruşturma sonunda, İzmir Cumhuriyet Başsavcılığının 16/09/2014 tarihli ve 2014/64746 soruşturma, 2014/940 sayılı kararı ile 5237 sayılı Türk Ceza Kanununun 6545 sayılı Kanun ile değişik 191/2. maddesi uyarınca kamu davasının açılmasının 5 yıl süreyle ertelenmesine, 1 yıl süre ile denetimli serbestlik tedbiri uygulanmasına, denetimli serbestlik süresi içinde tedaviye tabi tutulmasına karar verildiği, tedbirin infazı aşamasında, denetimli serbestlik müdürlüğünce yapılan tebligata rağmen müdürlüğe başvurmaması nedeniyle infaz kayıtlarının kapatılarak bildirimde bulunulması üzerine kamu davası açıldığı, yapılan yargılama sonucunda, İzmir 12. Asliye Ceza Mahkemesinin 31/01/2017 tarihli ve 2015/175 esas, 2017/32 sayılı kararı ile sanığın 5237 sayılı Kanunun 191/1, 192/3 ve 62/1. maddeleri gereğince 10 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına, 5237 sayılı Türk Ceza Kanununun 51. maddesi gereğince cezasının ertelenmesine ve 2 yıl denetim süresine tabi tutulmasına karar verildiği anlaşılmıştır.
Sanığın erteleme süresinde işlemiş olduğu kasıtlı suç sebebiyle cezasının aynen infazına dair İzmir 12. Asliye Ceza Mahkemesinin 16/10/2018 tarihli ve 2015/175 esas, 2017/32 sayılı ek kararın, asıl kararın bozulması hâlinde, infaz kabiliyeti olmayacağı gözetilerek yapılan incelemede;
28/06/2014 tarihinde yürürlüğe giren 6545 sayılı Kanun ile değişik 5237 sayılı Türk Ceza Kanununun 191/2. maddesinde, "Bu suçtan dolayı başlatılan soruşturmada şüpheli hakkında ... beş yıl süreyle kamu davasının açılmasının ertelenmesine karar verilir." şeklinde,
TCK"nın 191. maddesinin 4. fıkrasının (a) bendinde, "Kişinin, erteleme süresi zarfında; kendisine yüklenen yükümlülüklere veya uygulanan tedavinin gereklerine uygun davranmamakta ısrar etmesi hâlinde, hakkında kamu davası açılır." şeklinde yer alan düzenlemeler karşısında; kanunda kovuşturma şartı olarak düzenlenen “ısrar” şartının gerçekleşmesi için; sanığa "önceki tebligat gereğince başvuruda bulunmadığı, bu tebligat üzerine öngörülen süre içinde de başvurmaması halinde yükümlülüklere ve tedavinin gereklerine uymamakta ısrar etmiş sayılacağı" uyarısı ile yeniden tebligat yapılması, bu tebligata rağmen de başvuruda bulunmadığı takdirde dava açılması gerektiği,
Somut olayda; sanığın adresine İzmir Denetimli Serbestlik Müdürlüğünce gönderilen çağrı kağıdının 24/10/2014 tarihinde tebliğ edilmesine karşın, 10 gün içerisinde müdürlüğe başvurmaması üzerine, "önceki tebligat gereğince başvuruda bulunmadığı, bu tebligat üzerine öngörülen süre içinde de başvurmaması halinde yükümlülüklere ve tedavinin gereklerine uymamakta ısrar etmiş sayılacağı" uyarısı ile yeniden tebligat yapılmadan, dolayısıyla ısrar şartı gerçekleşmeden kamu davası açıldığı anlaşıldığından, mahkemece durma kararı verilerek şüpheli hakkında hükmolunan denetimli serbestlik kararının infazının sonucunun beklenilmesi, denetimli serbestlik tedbirine uygun davranılmaması halinde yargılamaya devamla işin esasına girilerek hüküm kurulması gerektiği gözetilmeden, sanığın mahkûmiyetine karar verilmesi kanuna aykırı olup kanun yararına bozma istemi yerinde görülmüştür.
D-) Karar:
Yukarıda açıklanan nedenlerle; mahkemesince açılan kamu davası hakkında kovuşturma şartı gerçekleşmediğinden “durma kararı” verilerek, denetimli serbestlik kararının infazının sonucunun beklenilmesi gerektiği gözetilmeden, yazılı şekilde mahkûmiyet kararı verilmesi kanuna aykırı olduğundan; İzmir 12. Asliye Ceza Mahkemesinin 31/01/2017 tarihli ve 2015/175 esas, 2017/32 sayılı kararının 5271 sayılı CMK"nın 309. maddesinin 3. fıkrası gereğince kanun yararına BOZULMASINA, CMK’nın 309. maddesinin 4. fıkrasının (a) bendi uyarınca gerekli işlemin yapılması için dosyanın Adalet Bakanlığına iletilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına gönderilmesine, 17/11/2021 tarihinde oy birliği ile karar verildi.