1. Hukuk Dairesi 2017/1547 E. , 2020/2800 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ:ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
DAVA TÜRÜ: TAPU İPTALİ VE TESCİL
Taraflar arasında görülen tapu iptali ve tescil davası sonunda, yerel mahkemece davanın kısmen kabul kısmen reddine ilişkin olarak verilen karar davacılar ve davalı ... vekilleri tarafından yasal süre içerisinde temyiz edilmiş olmakla dosya incelendi, Tetkik Hakimi ..."nun raporu okundu, açıklamaları dinlendi, gereği görüşülüp düşünüldü;
KARAR-
Dava, muris muvazaası hukuksal nedenine dayalı miras payı oranında tapu iptal ve tescil olmadığı takdirde tenkis istemine ilişkindir. Davacılar, mirasbırakanları ... ile ..."ın 238 ada 469, 226 ada 28, 1915 parsel, 1909, 1920, 226 ada 31, 294, 462, 226 ada 31, 226 ada 30, 226 ada 23 parsel sayılı taşınmazlarını mirasçılardan mal kaçırmak amacıyla muvazaalı olarak davalılara devrettiğini ileri sürerek satış işlemlerinin iptali ile taşınmazların miras payları oranında adlarına tesciline, olmadığı takdirde tenkise karar verilmesini istemişler, aşamada dava dilekçesinde parsel numarasının yanlış yazıldığını, dava konusu etikleri taşınmazın 238 ada 468 parsel olduğu belirtmişler, davacılardan ... 30.03.2012 tarihli dilekçesi ile davadan feragat etmiş, davacılardan ...’ın ölümü üzerine mirasçıları davaya dahil olmuşlardır.Davalılar, davalı ... adına kayıtlı taşınmaz bulunmadığını ve mirasbırakan ile uzun yıllar ilgilendiklerini, mirasbırakanın sağlık güvencesi olmadığını ve birçok sağlık sorunu yaşadığını, taşınmazlarını da tedavi giderleri için devrettiğini, iddiaların doğru olmadığını belirterek davanın reddini savunmuşlardır.Mahkemece, dava konusu 1909, 1915 ve 1920 parseller bakımından yapılan temliklerin mal kaçırmak amaçlı ve muvazaalı olduğu gerekçesi ile davanın davacılar ... ve ... mirasçıları yönünden kabulüne, diğer temlikler bakımından, iddianın kanıtlanamadığı gerekçesi ile davanın reddine, davalı ... yönünden davanın husumet yokluğundan reddine karar verilmiştir.
Dosya içeriği ve toplanan delillerden; mirasbırakan ...’ın 06.05.2010, mirasbırakan ...’nın 20.11.2005 tarihinde öldükleri, geride davacı oğulları ... ve 2013 yılında ölen oğulları ...’in mirasçıları davacılar ..., ..., ..., ..., 2005 yılında ölen oğulları ...’dan olma torunları davacı ... ile ...’dan olma dava dışı torunları ..., ..., ..., ..., ... ile dava dışı çocukları ..., ..., ... ve davalı oğulları ... ve ...’in mirasçı olarak kaldığı, davalı ...’nın davalı ...’nın eşi olduğu, mirasbırakan ...’in dava dışı kardeşi ... ile birlikte dava
konusu 294, 462 parsellerdeki 1/4’er paylarını 12.11.1987 tarihinde davalılar ... ve ...’ya temlik ettikleri, ayrıca aynı taşınmazlarda mirasbırakan ...’in kendi mirasbırakanından intikal eden ¼ payın da mirasbırakan ... ve diğer mirasçılar tarafından 12.03.1991 tarihinde, kalan ¼ payın da dava dışı ... mirasçıları tarafından 15.03.1991 tarihinde davalılar ... ve ...’te devredildiği, böylece davalıların 294 ve 462 parsellerde yarı yarıya paydaş hale geldikleri, mirasbırakan ...’in dava konusu 1126 (yeni 226 ada 28 )parseli 06.12.1990 tarihinde, 238 ada 468 parseli de 13.12.1990 tarihinde davalı ...’ya satış suretiyle devrettiği, mirasbırakan ...’in 12.01.2010 tarihli vekaletname ile davalı ...’yı vekil tayin ettiği ve davalı ...’nın anılan vekaletname ile dava konusu 226 ada 23 parseli 23.01.2010 tarihinde davalı ...’ya, davalı ...’nın da 07.06.2010 tarihinde dava dışı 3. bir kişiye temlik ettiği, davalı ...’nın mirasbırakanın paydaşı olduğu 226 ada 31 parseldeki payının tamamını vekaleten davalı ... ile dava dışı 3. kişilere, davalı ...’nın da 28/704 payının tamamını dava dışı 3. kişiye temlik ettiği, davalı ...’nın mirasbırakanın maliki olduğu 1909, 1915 ve 1920 parselleri 13.01.2010 tarihinde dava dışı ...’a, ...’ın da 15.02.2010 tarihinde davalı ...’ya temlik ettiği; mirasbırakan ...’nın, 22.12.1994 tarihinde dava konusu 1123 (yeni 226 ada 30) parseldeki 38/58 payını uhdesinde bırakarak kalan 20/58 payını davalılar ... ve ...’e satış suretiyle devrettiği anlaşılmaktadır.Hemen belirtmek gerekir ki, dava konusu 1909, 1915 ve 1920 parsellerin temlikinin mirasçıdan mal kaçırmak amaçlı ve muvazaalı olduğu, kalan taşınmazlar yönünden ise iddianın kanıtlanamadığı gözetilerek davanın kısmen kabulü ile kısmen reddine karar verilmesinde kural olarak bir isabetsizlik yoktur. Davacıların tüm, davalı ...’nın bu yöne ilişkin yerinde bulunmayan temyiz itirazlarının reddine.Davalı ...’nın diğer temyiz itirazlarına gelince;
Davacılardan ... 30.03.2012 tarihli dilekçesi ile davadan feragat etmiş olup, mahkemece hakkında olumlu ya da olumsuz bir karar verilmemiştir.Öte yandan, davalı ... yönünden de dava kısmen reddedilmiş olmasına rağmen davalı ... lehine vekalet ücretine hükmedilmemiştir.Hal böyle olunca, davacılardan ...’ın davadan feragati, davalı ... yönünden ise davanın kısmen reddi nedeniyle vekalet ücreti konusunda olumlu ya da olumsuz bir karar verilmesi gerekirken, yanılgılı değerlendirme ile yazılı şekilde karar verilmesi doğru olmadığı gibi, aşamada davaya dahil edilen ve karar başlığında davacı olarak yer alan kişilere sehven husumet yöneltildiği belirtilerek 32. celsede bu kişilerin kayıtlarının silinmesine karar verilmesine rağmen gerekçeli karar başlığında anılan kişilerin davacı olarak gösterilmesi de doğru değildir.Davalı ...’nın değinilen yönlerden yerinde görülen temyiz itirazının kabulüyle, hükmün (6100 sayılı Yasanın geçici 3.maddesi yollaması ile) 1086 sayılı HUMK"un 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz eden davalı ..."ya geri verilmesine, aşağıda yazılı 23.00 TL bakiye onama harcının temyiz eden davacılardan alınmasına, 17.06.2020 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.