Abaküs Yazılım
4. Hukuk Dairesi
Esas No: 2020/1361
Karar No: 2020/4444
Karar Tarihi: 17.12.2020

Yargıtay 4. Hukuk Dairesi 2020/1361 Esas 2020/4444 Karar Sayılı İlamı

4. Hukuk Dairesi         2020/1361 E.  ,  2020/4444 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

    Davacı ... vekili Avukat ... tarafından, davalı ... aleyhine 04/03/2014 gününde verilen dilekçe ile alacak istenmesi üzerine mahkemece yapılan yargılama sonunda; davanın kısmen kabulüne dair verilen 22/06/2017 günlü kararın Yargıtayca incelenmesi davacı vekili ve davalı vekili tarafından süresi içinde istenilmekle temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra tetkik hakimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği görüşüldü.
    Dava, kanun değişikliği sonucu, nispi vekalet ücreti yerine, maktu vekalet ücretinin hüküm altına alınmış olması sebebiyle maddi ve manevi tazminat talebine ilişkindir.
    Davacı, kamulaştırmasız el atma nedenine dayalı olarak tazminat talebiyle ... 5.Asliye Hukuk Mahkemesinin 2010/10-2011/207 sayılı dosyasında açılan davada, taraf avukatı olarak hukuki yardımda bulunduğunu, davanın açıldığı tarihte yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre nispi vekalet ücretine hak kazandığını, mahkemece de buna göre ücret takdir edildiğini, ancak hükmün karar düzeltme aşamasında Yargıtay 5.Hukuk Dairesinin 2013/14794-20639 sayılı ilamı ile, sonradan yürürlüğe giren 6487 sayılı yasa hükümlerine göre evvelce takdir edilen ücret yerine, maktu tarifeye göre ücret takdir edildiğini ve bu şekilde hükmün düzeltilerek onanmak suretiyle kesinleştiğini, bu nedenle zarara uğradığını iddia ederek, maddi ve manevi tazminat talebinde bulunmuştur.
    Davalı vekili, davanın yargı yolu ve husumet nedeniyle usulden, tazminat isteminin koşulları oluşmadığından da esastan reddi gerektiğini savunmuştur.
    Mahkemece, davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
    11.06.2013 tarihli Resmi Gazete’de yayınlanarak yürürlüğe giren 6487 sayılı Kanunun 21. maddesi ile değişik 2942 sayılı Kanunun geçici 6. maddesine göre kamulaştırmasız el atma davalarında vekalet ücretinin maktu olacağı belirlenmiştir.
    Anayasa Mahkemesinin 13/11/2014 tarihli 2013/95 Esas, 2014/176 Karar sayılı ilamı ile bu düzenleme kısmen iptal edilmiş, maktu vekalet ücretinin 09/10/1956-04/11/1983 tarihleri arasında oluşan mağduriyetlerde uygulanacağı benimsenmiş anılan karar ile kamulaştırmasız el atma davalarında vekalet ücretinin nispi olarak belirlenmesi düzenlemesine geri dönülmüştür.
    Türkiye Cumhuriyeti Anayasası"nın 153/2. fıkrasında; Anayasa Mahkemesi"nin bir kanun hükmünü iptal ederken, kanun koyucu gibi hareketle, yeni bir uygulamaya yol açacak biçimde hüküm tesis edemeyeceği vurguladıktan sonra; aynı maddenin 5. fıkrasında da “iptal kararlarının geriye yürüyemeyeceği” açıklanmıştır. Buna göre, Anayasa mahkemesince verilen iptal kararının, tamamlanmış hukuki durum ya da olaylara etkili olacak şekilde geçmişe dönük olarak uygulanması mümkün bulunmamaktadır.
    Anayasa Mahkemesi"nin verdiği iptal kararları, İdari Yargıda verilen iptal kararlarından farklı bir özelliğe sahiptir. İdari Yargıda asıl olan iptal kararlarının geriye yürümesi yani iptal edilen idari işlemin doğduğu andan itibaren yok sayılmasıdır. Buna karşın Anayasa Mahkemesi"nin iptal kararlarının geriye yürümemesi asıldır. Bu bakımdan İdari Yargıdaki iptal kararları beyan edici, açıklayıcı nitelikte olduğu halde Türk Anayasa Yargısı"ndaki iptal kararları genelde kurucu (inşai-yenilik doğurucu) niteliktedir. Türk Anayasa sisteminde benimsenen iptal kararının geriye yürümezliği kuralının getiriliş amacı, kazanılmış hakları ve hukuksal güvenliği ortadan kaldırıcı ya da toplumun adalet anlayışını zedeleyici sonuçlar doğurmasından kaygı duyulmasını önlemek, Devlete olan güven duygularını sarsmamak, Devlet yaşamında hukuk kargaşasına neden olmamak, hukuk güvenliğini ve istikrarını sağlamak olarak özetlenebilir.
    Bu bakımdan iptal kararlarının geriye yürümezliği ilkesi, kabul edilen önemli bir ilkedir. Nitekim Anayasa Mahkemesi; 12.12.1989 gün ve 1989/11 Esas, 1989/48 sayılı kararında, “Türk Anayasa sisteminde Devlete güven ilkesini sarsmamak ve ayrıca Devlet yaşamında bir karmaşaya neden olmamak için iptal kararlarının geriye yürümezliği kuralı kabul edilmiştir. Böylece hukuksal ve nesnel alanda sonuçlarını doğurmuş bulunan durumların iptal kararlarının yürürlüğe gireceği güne kadar ki dönem için geçerli sayılması sağlanmıştır.” denilmek suretiyle konunun önemi vurgulanmıştır.
    Anayasa Mahkemesi"nin iptal kararları, kural olarak Resmi Gazetede yayımlandıkları tarihten itibaren ve geleceğe dönük olarak hukuki sonuçlar doğurmaktadırlar. Bu nedenledir ki, Anayasa Mahkemesi"nin iptal kararından önce ve fakat iptal edilen kanun kuralına dayanılarak verilen ve kesinleşmiş mahkeme kararının Anayasa Mahkemesi kararından etkilenmeyeceği açıktır. Yani Anayasa Mahkemesi"nin iptal kararlarının, iptal edilen kanun kuralına dayanılarak daha önce verilip kesinleşmiş olan hükme etkili olması olanaklı değildir.
    Somut olayda; davacı 2942 sayılı Kamulaştırma Kanunu"nun geçici 6. maddesinde 6487 sayılı Kanun ile yapılan değişiklik sebebiyle, Avukatlık Asgari Ücret Tarifesinin maktu ücrete ilişkin bölümünün tatbik edildiğini ve bu nedenle maddi ve manevi zararının oluştuğunu iddia etmektedir. ... 5.Asliye Hukuk Mahkemesinin 2010/10 esas sayılı dosyasında açılan davada kamulaştırmasız el atma davasının yargılaması sonucunda davacı lehine nisbi vekalet ücretine hükmedilmiş; bu karar Yargıtay 5. Hukuk Dairesi’nin 2013/14794 esas sayılı ilamıyla onanmış; davalı tarafından karar düzeltme istenmesi üzerine 2942 sayılı Kamulaştırma Kanunu"nun geçici 6. maddesinde 6487 sayılı yasa ile yapılan değişiklik sebebiyle davacı lehine maktu vekalet ücretine hükmedilmesi gerektiğinden bahisle aynı daire tarafından kararın düzeltilerek onanmasına karar verilmiş ve hüküm bu haliyle kesinleşmiştir.
    Kesinleşen hükümden sonra Anayasa Mahkemesi tarafından 2942 sayılı Kamulaştırma Kanunu"nun geçici 6. maddesinde 6487 sayılı kanun ile yapılan değişikliğin kısmen iptal edilmesi ile kamulaştırmasız el atma davalarında nisbi vekalet ücretine hükmedileceği düzenlemesine geri dönülmüş olması hukuki güvenlik ve hukuki istikrar ilkeleri gereği davacı yararına maddi tazminatı gerektirmez. Öte yandan verildikleri tarih itibariyle usul ve yasaya uygun olan yargı kararlarının, sonradan ortaya çıkan hukuki durum gerekçe gösterilerek değiştirilmesi sonucunu amaçlayan davaların kabulüne de olanak bulunmamaktadır.
    Bu durumda; davacının maddi tazminat isteminin koşulları oluşmadığından bahisle reddi gerekirken; yanılgılı gerekçeyle istemin kabul edilmesi usul ve yasaya uygun düşmediğinden kararın bozulması gerekmiştir.
    SONUÇ: Temyiz olunan kararın yukarıda gösterilen nedenle davalı yararına BOZULMASINA; davacının temyiz itirazlarının incelenmesine yer olmadığına 17/12/2020 gününde oy birliğiyle karar verildi.

    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi