Abaküs Yazılım
20. Hukuk Dairesi
Esas No: 2012/12296
Karar No: 2013/25

Yargıtay 20. Hukuk Dairesi 2012/12296 Esas 2013/25 Karar Sayılı İlamı

20. Hukuk Dairesi         2012/12296 E.  ,  2013/25 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Kadastro Mahkemesi


    Taraflar arasındaki kadastro tespitine itiraz davasından dolayı yerel mahkemece verilen yukarıda gün ve sayısı yazılı hükmün; Dairemizin 13.03.2013 gün ve 2011/10315 - 2012/3665 sayılı ilâmıyla red - bozma kararı verilmiş, süresi içinde davalı ... tarafından kararın düzeltilmesi istenilmiş olmakla, dosya içindeki tüm belgeler incelenip gereği düşünüldü:

    K A R A R

    Çekişme... İli, ... İlçesi, ... Köyü 150 ada 15 parsel sayılı 2603.06 m2 yüzölçümündeki taşınmaz, tarla vasfıyla davalı adına tespit edilmiştir. Davacı Hazine vekili, taşınmazın devletin hüküm ve tasarrufu altında bulunan taşlık ve kayalık yerlerden olduğunu, emek ve masraf sarfı ile imar ve ihyasının tamamlanmadığını ve gerçek kişiler lehine kazandırıcı zilyetlik koşullarının oluşmadığını, 3402 sayılı Kadastro Yasasının 18/1. maddesi uyarınca davalı adına yapılan tespitinin iptali ile Hazine adına tescilini istemiştir. Mahkemece davanın kabulüne, çekişmeli parselin tespitinin iptaline ve Hazine adına tapuya tesciline taşınmazın 1. derecede sit alanında kaldığının tapu kütüğünün beyanlar hanesine yazılmasına, taşınmaz üzerindeki 7 adet 5 yaşlarındaki incir, 3 adet 5 yaşlarındaki badem ve 40 adet 5 yaşlarındaki zeytin ağaçlarının ve 1 adet sarnıcın muhdesat olarak davalı adına tapu kaydının beyanlar hanesinde gösterilmesine karar verilmiş, hükmün, davacı Hazine tarafından; muhdesat yönünden, davalı gerçek kişi tarafından ise; tapu iptali tescil hükmü yönünden temyizi üzerine Dairenin 13/03/2012 gün ve 2011/10315 - 2012/3665 sayılı ilâmı ile ["" 1) İncelenen dosya kapsamına, kararın dayandığı gerekçeye, toplanan kanıtlara ve keşif sonucu düzenlenen uzman bilirkişi raporları ve bulgularına göre, çekişmeli parselin 1959 ve 1996 tarihli memleket haritalarında ve hava fotoğraflarında toprak muhafaza karakteri taşıyan makilik ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği yoluyla edinilemeyecek yerlerden olduğu belirlenerek, davanın kabulü yölunda hüküm kurulmasında isabetsizlik bulunmadığından, davacı gerçek kişinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddi gerekmiştir. 2) Hazinenin temyiz itirazlarına gelince; 3402 sayılı Yasanın 19/2 maddesi gereğince, taşınmaz mal üzerinde malikinden başka bir kimseye veya paydaşlarından birine ait muhdesat mevccut ise bunun sahibi, cinsi, ihdas tarihi ve iktisap sebbi belirtilerek tutanağın ve kütüğün beyanlar hanesinde gösterilmesi gerekmektedir. Diğer taraftan, 3402 sayılı Yasa hükümlerine göre, kadastro hakimleri, infazda duraksma yaratmayacak biçimde doğru ve düzenli sicil oluşturmakla görevli ve yetkili olduklarından, uyuşmazlığın esası hakkında karar verirken, çekişmeli parselin hangi nitelikte tapuya tescil edileceğini, hüküm yerinde belirtilmeleri gerekir. Taşınmaz üzerindeki muhdesatın tutanağın ve kütüğün beyanlar hanesinde gösterilebilmesi için niteliğinin de belirlenmesi gerekir. Zira, taşınmazın orman niteliği ile Hazine adına tesciline karar verilmesi halinde, muhdesatın beyanlar hanesinde gösterilmesine de olanak yoktur. Bu nedenle, hüküm yerinde taşınmazın niteliği belirtilmeden ve muhdesat şerhi de verilmek suretiyle Hazine adına tapuya tesciline karar verilmesinin yasaya aykırı olduğu,""] gerekçeleri ile bozulmuştur.
    Dava, dilekçesindeki açıklamaya göre, dava; kadastro tesbitine itiraza ilişkindir.
    Çekişmeli taşınmazın bulunduğu yerde tesbit tarihinden önce 1966 yılında yapılıp 11.10.1968 tarihinde ilân edilen ve 11.01.1969 tarihinde kesinleşen orman tahdidi, 1981 yılında yapılıp 13.05.1982 tarihinde ilân edilerek itirazsız yerlerde 13.05.1983, itirazlı yerlerde ise, 30.07.1982 tarihinde ilân edilip, 30.07.1983 tarihinde kesinleşmiş, sınırlandırması yapılan ormanların aplikasyonu, orman kadastrosu ve 6831 sayılı Yasanın, 1744 sayılı Yasa ile değişik 2. madde uygulaması, 1991 yılında 3302 sayılı Yasa hükümlerine göre yapılan aplikasyon ve 6831 sayılı Yasanın 2/B madde uygulaması mevcuttur.
    Davalı vekili karar düzeltme dilekçesinde; dava konusu taşınmazın bulunduğu yerde orman kadastrosunun davadan ve kadastro tespitinden önce yapılıp kesinleştiğini ve taşınmazın kesinleşen orman kadastrosu dışında kaldığını ve orman sayılmayan yerlerden olduğunu, bölgenin genel özelliği itibariyle yamaç eğiminin taş duvar şeklinde yapılan sekilerle düşürülerek tarım yapıldığını, ziraat ve jeoloji bilirkişi raporlarına görede imar ihyası yapılmış üzeri ekili ve zeytin ağaçları bulunan kuru tarım arazisi olduğunu yüksek dairenin taşınmazın gerçek niteliğinin belirlenmesinden sonra Hazine adına tescili gerektiği, orman olması halinde muhdesata karar verilemiyeceği yolundaki değerlendirmesinin ve bu yöndeki bozmasının yasaya aykırı olduğunu ileri sürerek bozma kararının bu nedenlerle kaldırılarak yerel mahkeme hükmünün onanmasını istemiştir.
    Karar düzeltme isteminin incelenmesinde; somut olayda, davacı Hazine vekili, taşınmazın devletin hüküm ve tasarrufu altındaki bulunan taşlık ve kayalık yerlerden olduğu, emek ve masraf sarfı ile imar ve ihyasının tamamlanmadığı ve gerçek kişiler lehine kazandırıcı zilyetlik koşullarının oluşmadığı, 3402 sayılı Kadastro Yasasının 18/1. maddesi uyarınca davalı adına yapılan tespitinin iptali ile Hazine adına tescili istemiyle dava açmış, mahkemece davanın kabulüne, parselin tespitinin iptaline ve davacı Hazine adına tesciline, taşınmazın 1. derece doğal sit alanı olduğunun beyanlar hanesine yazılmasına, parsel içinde bulunan ve davalıya ait olduğu anlaşılan taşınmaz üzerindeki 7 adet 5 yaşlarındaki incir, 3 adet 5 yaşlarındaki badem ve 40 adet 5 yaşlarındaki zeytin ağaçlarının ve 1 adet sarnıcın muhdesat olarak davalı adına tapu kaydının beyanlar hanesinde gösterilmesine karar verilmiş ve hükmün davacı Hazine vekili tarafından muhdesat yönünden, davalı gerçek kişi tarafından ise, tapu iptali tescil hükmü yönünden temyizi üzerine Dairenin 13/03/2012 gün ve 2011/10315 - 2012/3665 sayılı ilâmı ile yukarıda belirtilen gerekçelerle bozulmuştur.
    Ancak; davacı Hazine vekili, taşınmazın devletin hüküm ve tasarrufu altındaki bulunan taşlık ve kayalık yerlerden olduğu, emek ve masraf sarfı ile imar ve ihyasının tamamlanmadığı ve gerçek kişiler lehine kazandırıcı zilyetlik koşullarının oluşmadığı savı ile dava açmışsa da, dava dilekçesinin 3 numaralı bendinde taşınmazın 3402 sayılı Kadastro Yasasının 18/1. maddesi uyarınca davalı adına yapılan tespitinin iptali ile Hazine adına özel mülk olarak tescilini istemiştir. Davacı Hazine, taşınmazın orman olarak Hazine adına tescilini istemediği gibi, talebi doğrultusunda lehine kurulan mahkemenin hükmünü esastan benimsemiş ve kararı sadece muhdesata yönelik olarak temyiz etmiştir. Mahkemece, yapılan araştırma ve inceleme sonunda uzman orman bilirkişi raporunda çekişmeli taşınmazın 1959 tarihli memleket haritasında beyaz renkli açık alan olarak gözüktüğünü, 1992 tarihli hava fotoğrafı ile 1996 tarihli memeleket haritasında ise makilik olarak gözüktüğünü, bu tarihten sonra imar ve ihyasının yapılarak tarım arazisi haline getirildiğini, toprak ve bitki örtüsü yönünden orman niteliğinde olmadığını, orman içi açıklığı olmadığını ve kesinleşen orman kadastro sınırları dışında orman sayılmayan yerlerden olduğunu belirtmiştir. Ziraat mühendisi ve jeoloji muhendisi dahi raporlarında taşınmazın öncesinde taşlık, kayalık, çalılık nitelikli yerleden iken yakın tarihlerde imar ve ihyasının yapılarak ziraate elverişli hale getirildiğini söylemişlerdir. Bu durumda; davacı Hazinenin istemi ve mahkeme hâkimi HUMK"nun 74. maddesi ve HMK"nun 26. maddesine göre istemle bağlı olduğu, istem doğrultusunda yapılan araştırma sonucunda taşınmazın orman sayılmayan yerleden olduğu, ancak; zilyetlik koşullarının gerçek kişiler yararına oluşmadığı kabul edilerek Hazine adına tescil edildiği, kurulan hükümle birlikte Hazinenin muhdesata yönelik temyiz nedeni dikkate alındığında taşınmazın artık orman
    olmadığına ilişkin hukukî nitelemenin kesinleştiği anlaşılmaktadır. Ayrıca, somut olayda 3402 sy 30/2. madde koşullarıda yoktur. Her nekadar, davacı Hazine vekili karar düzeltmeye gelmiyorsa da, Hazine lehine oluşturulan hükümde davalı vekilinin hukukî yararının bulunduğu dikkate alındığında, kesinleşen hukukî olguları aşar biçimdeki dairemizin bozma kararı maddî yanılgıya dayandığından davalı vekilinin karar düzeltme talebinin kabulü ile dairenin bozmasının kaldırılarak yerel mahkeme hükmünün onanması gerekmiştir.
    SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle; davalı vekilinin karar düzeltme isteminin kabulü ile Dairenin 13/03/2012 gün ve 2011/10315 - 2012/3665 sayılı bozma kararının KALDIRILMASINA, yerel mahkemenin 03/03/2011 gün ve 2010/95 E. 2011/93 K. sayılı kararının yukarda açıklanan nedenle ONANMASINA, 19.01.2011 tarihinde yürürlüğe giren 6099 sayılı Yasanın 16. maddesi ile 3402 sayılı Yasaya eklenen 36/A maddesi gereğince davalıdan onama harcı alınmasına yer olmadığına ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde iadesine 21/01/2013 günü oy birliği ile karar verildi.







    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi