3. Hukuk Dairesi 2015/2228 E. , 2016/498 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
Taraflar arasındaki tazminat davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacılar vekili, dava dilekçesinde; davalı tarafa ait elektrik direklerinin bakımsızlığı sonucu 11.06.2011 tarihinde elektrik direklerinden çıkan yangın sonucu müvekkillerine ait ekinlerin tamamının yandığını, bu hususta ... Sulh Hukuk Mahkemesinin 2011/4 D.iş sayılı dosyasıyla tespit yaptırdıklarını, müvekkillerine ait zararın 13.271,16 TL olarak belirlendiğini, davalının meydana gelen bu zarardan sorumlu olduğunu ileri sürerek; fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla 13.271,16 TL"nin olay tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, cevap dilekçesinde; davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
Mahkemece; davanın kabulüne karar verilmiştir.
Hükmü, davalı vekili temyiz etmiştir.
Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre, davalının aşağıdaki bendin dışında kalan sair temyiz itirazları yerinde değildir.
HMK"nun 266.maddesi hükmüne göre, çözümü özel veya teknik bir bilgiyi gerektiren konularda bilirkişi incelemesi yaptırılması, taraflarca öne sürülen itirazların da yine bilirkişi tarafından değerlendirilmesi gerekir. Karşı tarafça açıkça veya örtülü olarak kabul edilmiş olmadıkça, çözümü özel veya teknik bir bilgiyi gerektiren konularda karşı tarafa tebligat yaptırılmaksızın tek taraflı olarak yaptırılan delil tespiti sonucu düzenlenen tespit bilirkişi raporu benimsenerek hüküm verilemez. Bu gibi hallerde mahkemece ayrıca bilirkişi incelemesi yaptırılması zorunludur.
Somut olaya gelince, mahkemece; hasar bedelinin belirlenmesi amacıyla alınan 20 Eylül 2013 havale tarihli raporda, ayrıntılı şekilde hasar bedeli hesabı yapılmamış, davacı tarafından ...Sulh Hukuk Mahkemesinin 2011/4 D.iş sayılı dosyasında yaptırılan tesbit sonucu düzenlenen tespit raporlarına atıfta bulunarak, tespit dosyasındaki hesaplamanın doğru olduğunu vurgulamış, mahkemece hasar bedeli yönünden bu bilirkişi raporu ve tespit raporları benimsenerek hüküm verilmiştir.
Ne var ki; davalı cevap dilekçesi ile davacı tarafın yaptırdığı tesbiti ve bilirkişi raporlarını kabul etmediğini açıklayarak tesbit raporlarına açıkça itiraz etmiştir. Davacı tarafça tek taraflı yaptırılan delil tesbiti sonucu düzenlenen raporlara itiraz edildiğinden, zarar miktarının belirlenmesi için ayrıca denetime elverişli bir şekilde düzenlenmiş bilirkişi raporu alınmadan, itiraz edilen tesbit bilirkişi raporları benimsenerek hüküm verilemez. (HGK"nun 2010/7-450-461 sayılı ve 06.10.2010 tarihli kararı)
Hal böyle olunca, yukarıda açıklanan hukuksal olgu dikkate alındığında, mahkemece hasar bedelinin belirlenmesi yönünden yeniden bilirkişi incelemesi yaptırılmak suretiyle tüm deliller birlikte değerlendirilerek sonucuna uygun karar verilmelidir.
Öte yandan, olay tarihi 11.6.2011 olmasına rağmen, hükümde 11.6.2006 tarihinden itibaren faize hükmedilmesi de doğru olmamıştır.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 21.01.2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.